Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4862 E. 2024/3043 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kurum tarafından davacı eczacıya uygulanan cezai şart ve uyarı cezasının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma ilamında belirtilen hususları (hastaların tanık olarak dinlenmesi ve bilirkişi raporu alınması) yerine getirmeden eksik inceleme ile davanın kabulüne karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozmaya karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/305 E., 2023/80 K.

Taraflar arasındaki cezai şart ve uyarı cezasının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin ... eczanesi sahibi olduğunu, davalı tarafından gönderilen 24.04.2013 tarihli yazı ile 2009 yılı Eczane protokolünün (6.3.3.), (6.3.10.) maddeleri ile müvekkili hakkında 2012 yılı Eczane protokolünün (5.3.10.) maddesi gereği uyarı cezası 1.959,90 TL para cezası uygulandığının bildirildiğini, işlemin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, iptalini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; ml 20 flakon adlı ilacın Eylül 2010 ayında tıp merkezince 61 kez reçetelendirildiğini ve davacıya ait eczaneden faturalandırıldığını, faturalandırılan 61reçetenin 27' sinin Dr. ... tarafından düzenlendiğini, reçete sayısının yıllar itibariyle adreste bir değişiklik bulunmamasına rağmen yüksek oranda değiştiğini, raporun 4.13.2 bölümünde yapılan değerlendirmeler neticesinde olağan dışı işlemlerin bulunduğu tespit edildiğini, eczane müşterilerinin tıp merkezine gitmesinin benzer tarih ve ilaç tüketimini açıklayamadığını, yine raporda sahte reçetelere ilişkin ayrıntılı tespitlerin bulunduğunu, ifadesine başvurulan sigortalıların beyanlarında ciddi bir tutarsızlık olduğunu, birden fazla reçetenin eczaneden gerçeğe aykırı olarak faturalandırıldığını ve düzenlenen bu rapor doğrultusunda davalı hakkında işlem tesis edildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.03.2015 tarihli ve 2014/135 E., 2015/224 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, davalı Kurumun 12.02.2014 tarihli ve 476 sayılı işlemi ile davacı aleyhine uygulanan 1.959,90 TL cezai şarta ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.11.2017 tarihli ve 2015/23361 E.,, 2017/11437 K. sayılı ilamıyla; "...Davacının iptalini istediği uyarı cezasına yönelik talebi bakımından hüküm kısmında bir değerlendirme yapılmadığı, sadece para cezası yönünden hüküm kurulduğu, böylelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde yer alan düzenlemelere aykırılık oluşturulduğu, bu yönüyle kararın usul ve yasaya aykırı olduğu..." gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemece bozmaya uyularak verilen 12.04.2018 tarihli ve 2018/62 E., 2018/157 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile 12.02.2014 tarihli yazı ile uygulanan 1.959,90 TL cezai şart ile 2009 yılı eczane protokolünün (6.3.3.), (6.3.10.) 2012 yılı eczane protokolünün (5.3.10.) maddeleri gereğince verilen yazılı uyarıların ayrı ayrı iptaline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 31.03.2021 tarihli ve 2021/1054 E., 2021/3419 K. sayılı ilamı ile; hakimin davayı aydınlatma ödevi gözetilerek, davaya konu işlemin dayanağı olan inceleme raporu uyarınca suç duyurusunda bulunup bulunulmadığı hususunda davalı Kuruma açıklama yaptırılması, suç duyurusunda bulunulmuş ise akıbetinin araştırılması, aynı ödev kapsamında davaya konu işleme ifadeleri esas alınan tüm hastaların tanık sıfatıyla dinlenmesi sonrasında konunun uzmanlarından oluşan bilirkişi kurulundan; toplanan delilleri irdeleyen, her bir hasta ve eylemi ayrı ayrı değerlendiren; taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ve sonradan yürürlüğe giren protokol hükümlerini de değerlendiren rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/3682 sayılı dosyası ile yapılan soruşturma neticesinde davacı lehine kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davaya konu işlemde davacı yönünden ifadesi esas alınan hastanın dinlenmesi için 15.09.2023 tarihli duruşmada meşruhatlı davetiye çıkarılması yönünde ara karar tesis edilmiş ise de, ilgili hastanın bilgilerine ulaşılamadığından tanık sıfatıyla dinlenemediği, tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda bilirkişi raporu aldırılmasına yer olmadığı, davacı aleyhine uygulanan cezai şart ve yazılı uygulamaların yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı Kurum tarafından 12.02.2014 tarihli yazı ile davacı aleyhine uygulanan 1.959,90 TL cezai şart ile 2009 yılı eczane protokolünün (6.3.3.), (6.3.10.), 2012 yılı eczane protokolünün (5.3.10.) maddeleri gereğince verilen yazılı uyarılarının ayrı ayrı iptaline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; Mahkemenin bozma nedenlerini göz ardı ederek hüküm kurulduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacı eczacı tarafından 2009 ve 2012 yılları Protokollerinin ihlal edildiği iddiasıyla davalı Kurum tarafından uygulanan işlemlerin iptali ile muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

04.02.1959 tarihli ve 13/5 ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.

3. Değerlendirme

1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir.

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.

3. Somut olayda, hükmüne uyulan Dairemizin 31.03.2021 tarihli ve 2021/1054 E., 2021/3419 K. sayılı ilamıyla; "...davaya konu işleme ifadeleri esas alınan tüm hastaların tanık sıfatıyla dinlenmesi, sonrasında konunun uzmanlarından oluşan bilirkişi kurulundan; toplanan delilleri irdeleyen, her bir hasta ve eylemi ayrı ayrı değerlendiren; taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli sonradan yürürlüğe giren protokol hükümleri de değerlendirilmek suretiyle rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği..." belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, Mahkemece; davaya konu işlemde davacı yönünden ifadesi esas alınan hastanın dinlenmesi için 15.09.2023 tarihli duruşmada meşruhatlı davetiye çıkarılması yönünde ara karar tesis edilmiş ise de; ilgili hasta bilgilerine ulaşılamadığından tanık sıfatıyla dinlenememiş, akabinde Mahkemece bilirkişi raporu aldırılmasına yer olmadığı kanaatine varılarak, cezai şart ve yazılı uygulamaların yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, dolayısıyla uyulan bozma ilamının gereği yerine getirilmeden hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulduğuna göre, davaya konu işleme ifadeleri esas alınan tüm hastaların tanık sıfatıyla dinlenmesi, adresi bulunamayan tanıkların adreslerinin ilgili Kurumlardan sorularak, gerekli araştırma yapılarak tespiti ile dinlenilmesi ve konunun uzmanlarından oluşan bilirkişi kurulundan; toplanan delilleri irdeleyen, her bir hasta ve eylemi ayrı ayrı değerlendiren; taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ve sonradan yürürlüğe giren protokol hükümlerini de değerlendiren rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bozma gerekleri yerine getirilmeden davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince davacı yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.