Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4906 E. 2024/3778 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra dairesi tarafından satışa çıkarılan taşınmaz ihalesinin iptalinden sonra, ihale bedeline uygulanan faiz oranının düşük olduğu iddiasıyla bankaya ve Bakanlığa karşı açılan tazminat davasında, bankanın ve Bakanlığın sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İhale bedelinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 13. maddesine göre nemalandırılacağı, davacı ile banka arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmadığı ve mevduata uygulanan en yüksek faizin ödendiği gözetilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1793 E., 2023/1217 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ: Marmaris 3. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi

SAYISI : 2018/616 E., 2020/98 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek suretiyle davalı Banka yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Bakanlık yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Marmaris 2. İcra Müdürlüğünün satışa çıkardığı taşınmazın üst hakkının ihalesini müvekkili şirketin aldığını, 13.505,000,00 TL ihale bedelinin icra müdürlüğünün kararı ile davalı Bankanın Uzunyalı Şubesine vadeli olarak 07.01.2014 tarihinde depo edildiğini, ihalenin mahkeme kararı ile iptal edildiğini, icra müdürlüğünün 21.06.2018 tarihli yazısı ile yatırılan bedelin nemaları ile birlikte davacı şirkete ödenmesinin talep edildiğini, davalı Banka tarafından ana para ile birlikte 2.925.957,77 TL faiz ödendiğini, yaptıkları hesaba göre Bankanın söz konusu bedele %5,5 faiz uyguladığını, bu faiz oranının düşük olup, banka lehine haksız kazanç sağlandığını, davalı Bakanlığın ise Merkez Bankasının vadeli mevzuata uyguladığı faiz oranlarının altında banka lehine anlaşma yaptığından sorumlu olduğunu ileri sürerek; depo edilen paranın eksik ödenen faizini davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 03.02.2020 tarihli dilekçe ile dava değerini 5.490.182,59 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Banka vekili; davaya konu edilen hesabın Marmaris 2. İcra Müdürlüğü adına olduğu ve davacı ile arasında imzalanan herhangi bir sözleşme bulunmadığından davalı Bankaya husumet yöneltilemeyeceği, aksi takdirde hesaba Merkez Bankasına bildirilen TL mevduata uygulanacak cari faiz oranının uygulandığından işlemin mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Bakanlık vekili; uygulanan faiz oranından Bakanlığın herhangi bir kazanç sağlamasının mümkün olmadığını, kazanç sağladığı iddiasında bulunuyorsa davalı Bankanın sorumlu olduğunu, hangi kıstaslara göre zararının bulunduğunu ve idarenin ne tür bir eyleminin davacı tarafa zarar verdiğinin belirtilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; icra tarafından açılan ihaleye davacının isteği ile zorunlu olmaksızın girdiği, devlet tarafından önceden belirlenen nemalandırma şartlarını ihaleye girmekle kabul ettiği, davacının icra dairesine yatırdığı miktarın kendi kabul ettiği şartlar oranında icra dairesince nemalandırıldığı, Banka tarafından yapılan nemalandırmanın Bakanlık tarafından yayınlanan 104/1 sayılı Genelgeye uygun olduğu, davacı lehine ve davalılar aleyhine alacağı doğuracak hiçbir kanuni düzenlemenin veya yargı kararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; tahakkuk ettirilen faizin, Merkez Bankasının ve diğer bankaların faiz tahakkuk ettirmiş aylara tekabül eden faiz oranlarına göre düşük kaldığını, Banka lehine haksız kazanç sağlandığını, bu dönemler içinde vadeli ve vadesiz mevzuat hesaplarına uygulanan yargı faizinin %9, vadeli hesap faizlerinin ise aylara göre değişken olmak üzere bu oranın çok üzerinde olduğunu, ihale feshedilmesi halinde Bankanın ne kadar faiz vereceğinin bilinmesinin mümkün olmadığını, Anayasa Mahkemesi kararının eksik ve dar yorumlandığını, bilirkişi raporunda alacağının bulunduğunun tespit edildiğini, Yargıtay kararlarının yanlış yorumlandığını, harcın iadesinin eksik yapıldığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı Banka arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, Bankada açılan hesabın icra müdürlüğü adına olduğu, yasal düzenleme gereğince icra iflas dairesi kusurundan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği, davalı Banka hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi yerine esastan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı görüldüğü, davacıya ödenen nemanın Adalet Bakanlığının 104/1 sayılı Genelgesi ve Personel Genel Müdürlüğünün 22.09.2017 tarih 7176 ve 09.02.2018 tarih 5905 sayılı yazıları, Merkez Bankasının tebliği doğrultusunda Banka tarafından belirlenen en yüksek cari faiz üzerinden ödendiği, herhangi bir kişiye uygulanan mevduat faizi oranı üzerinden faiz talep edebilmesine ilişkin yasal düzenlemede bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ancak iadesine karar verilen harcın eksik hesaplandığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davalı Banka yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Bakanlık yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; diğer istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 2004 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi uyarınca icra dairesi görevlilerinin kusurlu davrandığı iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 134 üncü maddesinin sekizinci fıkrası

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, yukarıda yer verilen 13 üncü madde uyarınca ihale bedelinin nemalandırılmasına ve icra müdürlüğünce açılan hesaba mevduata uygulanan en yüksek faizle nemalandırılması hususunun belirtilmiş olmasına, davacı ile davalı Banka arasında sözleşme ilişkisi bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.