"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/357 E., 2023/175 K.
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacılar vekili; işçilik alacaklarını tahsil amacıyla davalı Av. ...’u 15.12.2008 tarihli vekaletname ile vekil tayin ettiklerini, davalının, adlarına dava açtığını, ancak devam eden süreçte davaların seyrine ilişkin yanıltıcı bilgiler verdiğini, UYAP aracılığıyla adlarına kayıtlı dava dosyalarını incelediklerinde; davalının ...'in davasına hiç girmediğini, ...’nin davasında ise ilk duruşmadan sonraki duruşmalarına girmediğini ve davaların açılmamış sayılmasına karar verilmesine sebep olduğunu öğrendiklerini, davalıyı azlettiklerini ancak bu süreçte bazı işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını, maddi ve manevi olarak zarar gördüklerini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı ...’in 300,00 TL masraf avansı, 100,00 TL zamanaşımına uğramış yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatil ücreti ve fazla çalışma ücreti alacağı, 100,00 TL menfi zarar olmak üzere şimdilik 500,00 TL maddi tazminat ile 1.000,00 TL manevi tazminat, diğer davacı ...'nin 175,00 TL davalıya verilen masraf avansı, 100,00 TL menfi zarar olmak üzere şimdilik 275,00 TL maddi tazminat ile 1.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı; cevap dilekçesi sunmamış ve beyanda bulunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, 14.04.2016 tarihli ve 2012/193 E., 2016/110 K. sayılı ilamla; davalı avukatın açmış olduğu davaları takip etmeyerek gerekli mesleki özeni göstermediği ve bu nedenle kusurlu olduğu, davalının kusuru nedeniyle söz konusu sorumluluğun; alacağın tahsil kabiliyetinin bulunmaması, davalının davacılar adına dava açtığı ve takipsiz bıraktığı zaman diliminde alacağın tahsil kabiliyetinin bulunması halinde söz konusu olabileceği, davacıların davalıya dava masrafı olarak verdikleri parasal tutarları isteyebilecekleri, dosya kapsamına göre davacıların kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığı için davacılar yararına manevi tazminata hükmedilmeyeceği gerekçesiyle davacı ... tarafından açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 300,00 TL asıl alacak 87,90 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 387,90 TL'nin 300,00 TL asıl alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı ... tarafından açılan maddi tazminat davasının kısmen ile 175,00 TL asıl alacak 51,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 226,28 TL'nin 175,00 TL asıl alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacıların manevi tazminat davalarının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece, 19.04.2021 tarihli ve 2020/4916 E., 2021/4227 K. sayılı ilamla; davacıların sair temyiz itirazları incelenmeden ".. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında hukuken geçerli bir vekalet ilişkisinin kurulmuş olduğu, davalının açtığı davaları takip etmeyerek davaların açılmamış sayılmasına sebebiyet vermek suretiyle, özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığı hususu çekişmesizdir. Bu noktada öncelikle davalı avukatın ihmali ile müvekkili davacıların uğradığı zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir.
Öyle ki, davacı müvekkilin, vekilin eylemi ile zarar uğrayıp uğramadığı, zararın gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun eldeki davada tartışılarak incelenmesi gerekir. Açılan davanın bu halde dahi kazanılamayacağı ve davacının haklarını başka bir hukuki yol ve yöntemle de ileri sürüp elde edemeyeceğinin anlaşılması ve bu zararla davalı vekilin eylemleri arasında illiyet bağının kurulması halinde ancak mahkemenin gerekçesinde bahsedilen ''zarar'' kavramının oluştuğunun kabulü gerekir.
Mahkemece, davacının taleplerinin yasal değerlendirilmesini içermeyen, davacıların sonradan işçilik alacaklarına ilişkin açmış ve hükme bağlanmış olan dava dosyaları getirtilip , hak kayıplarının olup olmadığı yönünde açıklama içermeyen bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bu durumda öncelikle; davacıların sonradan işçilik alacaklarına ilişkin açmış oldukları dava dosyaları da getirtilip, tarafların dava konusu alacaklara ilişkin tüm delilleri toplanıp değerlendirildikten sonra, konusunda uzman yeni bilirkişi heyetinden denetime elverişli, gerekçeli, açıklayıcı bir bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle eksik, yetersiz ve denetime açık olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.." gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında hukuken geçerli bir vekalet ilişkisinin kurulduğu, davalının açmış olduğu davaları takip etmeyerek özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığı, 07.11.2022 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen maddi zararlar ile davalının ikmali arasında uygun nedensellik bağı bulunduğu, bozma ilamı sonrası anılan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, alacak istekleri bakımından hükme esas alınması gerektiği, davalıların kişilik haklarının zarara uğramadığı, bu kapsamda manevi tazminat isteği bakımından yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle davacı ... tarafından açılan maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 175,00 TL asıl alacak, 51,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 226,28 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı ... tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, 300,00 TL asıl alacak, 1.560,71 TL fazla mesai yönünden uğranılan zarar, 1.576,84 TL hafta tatili yönünden uğranılan zarar olmak üzere toplam 3.437,55 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; davalının müvekkillerinin işçilik alacaklarına ilişkin dava açmak için müvekkillerinden vekaletname almasına ve dava masrafı tahsil etmesine rağmen, açtığı davayı takipsiz bırakarak davaların açılmamış sayılmasına sebebiyet verdiğini, bu esnada müvekkillerini yıllarca davanın devam etiği konusunda yanıltıcı bilgilerle oyaladığını, müvekkillerin davalının kusurlu davranışları neticesinde halen işçilik alacaklarına tamamen kavuşamadıklarını, davalının Avukatlık Kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle açılan işçilik alacakları davalarında bazı alacak kalemlerinin zamanaşıma uğradığı için hüküm altına alınamadığını, davalının davayı takipsiz bıraktığı tarihte aktif ve alacağın tahsil kabiliyeti olan şirketlerin bugün aktif olmaması nedeniyle, hüküm altına alınan alacakların tamamının tahsil edilemediğini, davalının kasti ihmalleri nedeniyle müvekkillerinin manevi kayba uğradıklarını ileri sürerek; kararın manevi tazminat talepleri yönünden bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun 502 nci ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyize konu edilen Mahkeme kararının; uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine bozma kararında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, yasal şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.