"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1779 E., 2023/2176 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/780 E., 2022/107 K.
Taraflar arasındaki ipotek bedelinin uyarlanması ve bakiye bedelin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin müteahhitlik işi ile uğraşmakta iken 1979 yılında davalıların murisi ...'ya iki adet daire sattığını, murisin taşınmaz bedellerinin bir kısmını ödediğini, bakiye kalan kısmı için 4810 ada 3 parselde kayıtlı 7 ve 8 nolu bağımsız bölümler üzerine davacı lehine 30/07/2079 tarihli ve 3037 yevmiye numarası ile 300.000,00 TL ( Eski TL) bedelli ipotek konulduğunu, davalı mirasçıların ipoteği kabul ederek taşınmazları kendi adlarına intikal ettirdiklerini ileri sürerek, üzerine ipotek tesis edilen taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin saptanarak belirlenen bedelden murisin ödediği bedel oranlanmak suretiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; davacının 40 yıla yakın bir süre alacağını alamamış ve talep etmemiş olmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını, dava konusu taşınmazların 05.09.1979 tarihinde 3036 yevmiye numarasıyla ... ve ... isimli şahıslardan toplam 64.000,00 TL( Eski TL) bedelle satın alındığını, murisin ipotek borcunu ödediğini, davacıdan ipotek terkini talep edildiğinde alacağın kalmamasına rağmen haksız bir ödeme talep ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Diğer davalılar usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 30.09.2020 tarihli ve 2018/45 E., 2020/403 K. sayılı kararıyla; dava konusu ipoteğin kesin borç (karz) ipoteği olduğu, alacağı ipotekle (taşınmaz rehni ile) teminat altına alınan tarafın, ipotek borçluları aleyhine bu yola mahsus takip yoluyla ipoteğin paraya çevrilmesini ve alacağının tahsilini icra dairesinden isteyebileceği, dolayısıyla ipotek alacaklısının ipoteğin uyarlanması talebinde bulunamayacağı, Yargıtayın yerleşik uygulama ve içtihatlarının da bu yönde olduğu, ipotek alacaklısının ipoteğin uyarlanması şeklinde ayrıca bir alacak davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle; davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; 05.09.1979 tarihli ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 300.000,00 TL (eski TL) karşılığı faizsiz ve 10.11.1980 vade tarihi belirlenmek suretiyle tesis edildiği, ipoteğin kesin borç (karz) ipoteği olduğu, davacının, ipotek bedelinin uyarlanması ve bakiyesinin tahsilini istediğinden dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, Mahkemece işin esasının incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyla, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına yargılamanın yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ipoteğin, kesin borç (karz) ipoteği olduğu, ipotek bedeli olarak ödenmesi gereken borç ve ferileri açıkça kanunda belirtildiğinden, ipotek bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince uyarlanmasının mümkün olmadığı, davacı tarafça bakiye bedelin tahsili talep edilmiş ise de 300.000,00 ETL ipotek alacaklısı olduğu, davalı tarafça sunulan, davacı tarafından inkar edilmeyen davalılar murisinin borçlu davacının alacaklı olduğu, davacı tarafından üstü çizilerek tahsil edildiğinin yazıldığı bono suretlerinden davalılar murisin tarafından ipotek bedeli karşılığından daha fazla ödeme yapıldığınun anlaşıldığı, bakiye bedel tahsili talebinin de ödemelere ilişkin bono suretleri dikkate alınarak ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalılar tarafından sunulan senetlerin ödeme belgesi olarak kabul edilemeyeceğini, borcun tamamının ödenmediğini, ödemeler dışında kalan 300.000,00 TL (Eski TL) bedelle ipotek tesis edildiğini, ibraz edilen senetlerin taşınmazların satışı sırasında peşin ödenen bedel ile ilgili olduğunu, davalıların bakiye ipotek bedeli kadar borçlu olduklarını, taşınmazların dava tarihindeki rayiç değerlerinin saptanarak belirlenen bu bedelden ödenen bedelin düşülerek bakiye orandaki bedelin depo edilmesi sonrasında hüküm kurulması gerektiğine dair Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 10.05.2016 tarihli ve 2016/604 E., 2016/5667 K. sayılı ilamı doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğini ileri sürülerek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesin borç (karz) ipoteğinin, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını güvence altına alması, ödemelere ilişkin olarak sunulan bono suretleri dikkate alındığında dava konusu ipotekten sonra davalılar murisince ipotek bedeli karşılığından daha fazla ödeme yapıldığının ispat edilmesi ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmaması gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmişitr.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipotek bedelinin uyarlanması ve bakiye ipotek bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) taşınmaz rehnini düzenleyen 850 nci ve devamı maddeleri
2. Aynı kanunun taşınmaz rehninde "güvencenin kapsamı" başlıklı 875 inci maddesi,
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda; belirtilen gerekçelere ve özellikle kesin borç (karz) ipoteğinin, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını güvence altına alması, ödemelere ilişkin olarak sunulan bono suretleri dikkate alındığında dava konusu ipotekten sonra davalılar murisi tarafından ipotek bedelinin ödendiğinin ispat edilmesi, dava şartları ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.