Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5095 E. 2024/3141 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kaçak doğal gaz kullanımından kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kaçak doğal gaz kullanımının tespit tarihi ve hesaplama yönteminin mevzuata uygun olduğu değerlendirilerek, ilk derece mahkemesinin bozmaya uygun kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/341 E., 2023/649 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin İkitelli ... 6. Blok No:5/888 Başakşehir adresinde bulunan iş yerinde alüminyum işlenmesi, üretilmesi ve eritilmesi alanında faaliyet gösterdiğini, bu işlemlerin doğal gaz ile çalışan ocak aracılığıyla yapıldığını, aydan aya değişiklik arz eden bu faaliyetlere göre her ay kullanılan doğal gaz miktarının değiştiğini, bu değişikliğin davalı tarafından kaçak gaz kullanımı şeklinde yorumlandığını ve müvekkili aleyhine 315.044,60 TL tutarında kaçak kullanım faturası tahakkuk edildiğini, akabinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalı tarafından iddia olunan sayaca müdahale eyleminin hiçbir somut veriye dayanmadığını ileri sürerek; müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacıya ait sayacın 11.03.2015 tarihli okumada 76.678 m³, 14.03.2015 tarihli okumada 77.392 m³, 28.03.2015 tarihli okumada ise 75.818 m³ olarak okunması üzerine endeksinin geri alındığının tespit edildiğini, davacının geçmiş kullanımları dikkate alınarak aboneliğinin başından bu yana sayacı geri almak suretiyle gaz kullanımını düşürdüğü kanaatine varıldığından mevzuat gereği 1 yıl için kaçak kullanım faturası tahakkuk edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine aleyhinde başlatılan icra takibine davacının itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.02.2019 tarihli ve 2017/1203 E. 2019/248 K. sayılı kararıyla; yapılan keşif sonrası uzman bilirkişi heyetinden alınan 04.01.2019 tarihli rapora göre, davacının eyleminin kaçak veya usulsüz doğalgaz kullanımı olduğu, abonelik sözleşmesinin eki niteliğindeki şartlara göre %200 oranında cezai bedel uygulanmasının yerinde olup davalı tarafından yapılan hesaplamanın doğru olduğu gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.03.2021 tarihli ve 2019/1575 E. 2021/797 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının vakıa ve hukuki değerlendirme bakımından usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.03.2022 tarihli ve 2021/3958 E. 2022/1970 K. sayılı ilamıyla; (1) numaralı bentte, özellikle davacının kaçak doğal gaz kullanımına yönelik tespitte bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, (2) numaralı bentte özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 42 nci maddesinin uygulanması gerektiği belirtilmiş ise de, 11.03.2015 tarihli sayacın üzerindeki endeks ile 14.03.2015 tarihli sayaç endeksleri arasındaki üç günlük kullanım miktarı dikkate alınarak bir yıllık hesaplama yapıldığı, Kaçak veya Usulsüz Doğal Gaz Kullanımı Durumunda Uygulanacak Usul ve Esaslar’ın 2 nci maddesinde belirtildiği şekilde, en son yapılan işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre tespit edilmeden, en fazla hesaplanacak süre olan bir yıl esas alınarak hesaplama yapıldığından raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı; bu durumda İlk Derece Mahkemesince; konusunda uzman bilirkişi heyetinden, kaçak tahakkuku nedeniyle davalı şirketin, davacı taraftan isteyebileceği bedelin, tüketici haklarını ihlal etmeyecek şekilde, kaçak doğal gaz kullanımının başlangıcının tam olarak belirlenmesine yönelik doğru bulgu ve belgelere dayanan tespitin yapılmasından sonra, Kaçak veya Usulsüz Doğal Gaz Kullanımı Durumunda Uygulanacak Usul ve Esaslar ile Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri çerçevesinde hesaplamayı içerir, denetimine elverişli rapor alınarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda uzman bilirkişi heyetinden alınan 07.10.2022 tarihli kök ve 12.5.2023 tarihli ek raporda, davalı İGDAŞ personeli tarafından 11.11.2014 tarihindeki faturaya davacının itirazı üzerine dava konusu doğal gaz sayacında kontrol yapıldığı, Kaçak veya Usulsüz Doğal Gaz Kullanımı Durumunda Uygulanacak Usul ve Esaslar’ın 2 nci maddesine göre kaçak olarak doğal gaz kullanma süresi hesabında en son yapılan işlem tarihi olarak 28.11.2014 tarihinin (11.12.2014 tarihli faturadaki son okuma tarihi) alınmasının uygun olduğu, davacı ve davalı arasındaki sözleşme genel şartları gereği, kıyas tüketim hesabı esas alınarak, kaçak doğal gaz tüketim bedeli, cezai (%200) bedel ve KDV’den oluşan toplam 98.392,20 TL bedelli faturanın davalı tarafından davacıya tahakkuk ettirilmesinin yerinde olduğu yönünde görüş bildirildiği; ancak bilirkişi raporunda işlemiş faiz hesabının yapılmadığı, dava konusu fatura incelendiğinde, davalı tarafından kaçak kullanımlarda 6183 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen gecikme zammının uygulanmayıp, yasal faiz uygulanacağı öngörüldüğünden davalının tahakkuk ettirdiği gecikme zammının yerinde olmadığı, hesaplamanın yasal faiz üzerinden yapılması gerektiği, buna göre yapılan hesaplamada yasal faizin 7.593,72 TL, %18 oranındaki KDV’sinin 1.366,87 TL olarak belirlendiği, davalının icra takibine konu yapabileceği asıl alacak miktarının 98.392,20 TL, işlemiş faiz miktarının ise KDV dahil 8.960,59 TL olduğu; davalının abonelik sözleşmesinin eki niteliğindeki genel şartlara göre %200 oranında cezai bedel uygulamasının yerinde ise de tahakkuk ettirilen faturanın yanlış hesap edildiği, 98.392,20 TL tahakkuk ettirilmesi gerekirken 315.044,60 TL tahakkuk ettirilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından, davalının icra takibine konu etmesi gereken alacak miktarının (98.392,20 TL + 8.960,59 TL=107.352,79 TL) icra takibine konu edilen toplam 358.546,65 TL'den düşülmesi sonucu davacının davalıya 251.193,86 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği gerekçe gösterilerek; davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 98.392,20 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin talebi ile koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiş; aynı tarihli tashih şerhi ile hükmün 1 numaralı bendinde, toplam alacaktan tahakkuk ettirilmesi gereken fatura miktarı ve işlemiş faizi düşülerek bulunan miktarın yazılması gerekirken sehven fatura miktarının yazıldığı belirtilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 304 üncü maddesi uyarınca hüküm sonucunun 1. bendinin “davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 251.193,86 TL borçlu olmadığının tespitine” şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; müvekkili tarafından sayaç üzerinde oynama yapıldığı iddiasının davalı tarafından ispatlanamadığını, aksine Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/87 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre sayaç üzerinde herhangi bir müdahale olmadığının belirlendiğini; hükme esas bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hesaplama yapılırken sayaç üzerinde en son işlem tarihi olarak 28.11.2014 tarihi esas alınmış ise de davalı tarafından son okuma işleminin 14.03.2015 tarihinde yapıldığını, sayacın geri alındığı iddia edilen tarihin ise 28.03.2015 olup, bu tarihler arasındaki tüketim miktarının esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, 28.11.2014 tarihinin ise davalı tarafından sayaç üzerinde hatalı okuma yapıldığının kabul edilerek tutanağın düzeltildiği tarih olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının, dava konusu sayacın İGDAŞ görevlilerince kontrol edildiği ve buna istinaden faturanın iptal edildiği yönündeki beyanlarına itibar edilerek 11.11.2014 tarihli faturaya davacının itirazı üzerine sayacın kontrol edildiği iddia edilen 28.11.2014 tarihinin en son işlem tarihi olarak esas alınıp hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, zira İGDAŞ kayıtlarında bu şekilde bir kontrole rastlanmadığını, mevcut kayıtlar incelendiğinde davacının itirazı üzerine sayacının değişmediği ve önceki göstergesinin “0” olmayıp endeks değerinin kayıtlı olduğu anlaşıldığından ve yerinde inceleme yapılmaksızın durumun sabit olması halinde faturanın iptal edilmesi mümkün olduğundan sayaç kontrolü yapılmadan faturanın iptal edildiğinin değerlendirildiğini, bu durumda Yönetmelikte geçen “kontrolün” yapılmamış olduğunu, kök rapora bu yönüyle itiraz edilmiş ise de ek raporda da aynı görüşte ısrar edildiğini ve buna göre verilen kararın da hatalı olduğunu; davanın 315.044,60 TL bedelli faturadan borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da müvekkilince 98.392,20 TL tutarında fatura tahakkuk ettirilebileceği belirtildiğinden Mahkemece (315.044,60 TL–98.392,20 TL=) 216.652,40 TL’den borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, hüküm kısmında 98.392,20 TL’nin sehven yazıldığı belirtilerek, tashih şerhiyle 251.193,86 TL borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kaçak doğal gaz kullanımından kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Kaçak veya Usulsüz Doğal Gaz Kullanımı Durumunda Uygulanacak Usul ve Esaslar’ın 2, 3 ve 4 üncü maddeleri,

2. Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 42 ve 52 nci maddeleri,

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 13/5 ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı kararları.

3. Değerlendirme

Temyiz sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu doğal gaz sayacının, 11.11.2014 tarihli faturaya davacının itirazı üzerine İGDAŞ personeli tarafından kontrol edildiği ve faturanın yanlış okuma sebebiyle iptal edildiği, bu hatanın sayacın 31.10.2013 tarihinde ikinci el/kullanılmış olarak takılmasından kaynaklanmakta olup, sayacın bu tarihte göstergesinin “59.461” olmasına rağmen hatalı şekilde “0” olarak esas alındığı, 11.12.2014 tarihli faturada ise ilk okumanın 04.11.2013 ve ilk göstergenin 59.461; son okumanın 28.11.2014 ve son göstergenin ise 70.440 olarak esas alınıp tüketimin 10.979 olduğunun belirlenmesi üzerine fatura tutarının buna göre yeniden hesaplandığı, Kaçak veya Usulsüz Doğal Gaz Kullanımı Durumunda Uygulanacak Usul ve Esaslar’ın 2 nci maddesi uyarınca, kaçak olarak doğal gaz kullanma süresi hesabında, en son yapılan işlem tarihi olarak 28.11.2014 tarihinin (11.12.2014 tarihli faturadaki son okuma tarihi) esas alınmasının uygun olacağı yönünde görüş bildirilerek, yanlış ölçüm yapıldığının tespit edildiği tarihin 28.03.2015 olduğu göz önüne alınıp kıyas tüketim hesabı yapılmak suretiyle davacıya tahakkuk ettirilmesi gereken fatura bedelinin belirlenmesinin yerinde olduğu; bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince davacı yönünden karar düzeltme yolu kapalı, davalı yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.