"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/73 E., 2023/207 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasına ilişkin yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararına uyularak davanın reddine verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin taşınmazını, davalı bankadan konut kredisi kullanan ...'ye 21.04.2006 tarihinde sattığını, davalı banka tarafından kredinin 24.04.2006 tarihinde müvekkiline ödeneceğinin bildirildiğini, ancak davalı bankanın krediyi ödemediğini ileri sürerek; 150.000 TL'nin 21.04.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava dışı ...'ye 150.000 TL tutarında konut kredisi kullandırıldığını, masraflar düşüldükten sonra geriye kalan 148.000 TL'nin ...'nin talimatı üzerine 24.04.2006 tarihinde konutu satan davacıya ödendiğini, kredi ödeme fişinde davacının imzasının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 17.03.2016 tarihli ve 2007/204 E., 2016/254 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile, 150.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 05.06.2018 tarihli ve 2016/19208 E., 2018/6363 K. sayılı ilamı ile; açılan ceza davasının sonuçlanmasının beklenilmesi ve ondan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin, 29.09.2022 tarihli ve 2018/311 E., 2022/290 K. sayılı karar ile; davacının bir güven müessesesi olan bankaya ve ticari ilişkisine güvenerek ilgili dekontları imzaladığı ancak ödenmesi gereken günden iki gün sonra da davacının faiz talebi olma ihtimaline rağmen geciktirilerek bedelin ödendiği ancak bunun da davacıya ödenmediği, bu durumun başlı başına dekontların önceden imzalandığını gösterdiği gerekçesiyle; davasının kabulü ile 150.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 20.12.2022 tarihli ve 2022/7654 E., 2022/9628 K. sayılı kararıyla; ceza yargılamasında maddi vakıaya yönelik yapılan tespitin hukuk hakimini bağlayacağı, davaya konu kredi bedelinin davalı banka tarafından davacının bilgisi ve rızası dahilinde yeğeni dava dışı Yasin Hamzaçebi'ye ödendiği, dolayısıyla davalının sebepsiz zenginleştiğinden bahsedilemeyeceği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyularak, ceza yargılamasında maddi vakıaya yönelik yapılan tespitin hukuk hakimini bağlayacağı, davaya konu kredi bedelinin davalı banka tarafından davacının bilgisi ve rızası dahilinde yeğeni dava dışı Yasin Hamzaçebi'ye ödendiği, dolayısıyla davalının sebepsiz zenginleştiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemece aldırılan üç ayrı bilirkişi raporunda da ödemenin bankanın kendi kuralları doğrultusunda müvekkili hesabına havale edilerek ödenmesi gerektiği halde, böyle bir işlemin yapılmadığını, kredi tutarının müvekkiline ödendiğine ilişkin dosyada herhangi bir veri olmadığını, konut kredisinin kullandırılması fişinde davacının imzasının olmasının ona ödeme olarak değerlendirildiğini, ancak davacının önceden imzaladığını söylediği dekontlar değerlendirmeye alınarak kredinin ödendiğinin kabul edildiğini, bedelin tamamının davacıya iadesinin gerektiğini savunarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sebepsiz iktisap hükümlerine dayalı olarak açılmış alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.