"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/162 E., 2022/343 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı/birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Taraf vekillerince Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ile kardeş olduklarını, birlikte kazandıkları ve babalarından kalan taşınmazların paylaşımı ile ilgili "Protokol ve İş Ayrılığı Sözleşmesi" imzaladıklarını, 15.01.1995 tarihli Sulh anlaşmasının Sarıyer 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/463 E.sayılı ilamı ile tasdik edildiğini, protokolde davalının yerine getirmekle yükümlü olduğu 1, 4, 5, 7, 8 ve ek madde ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının taşınmazları sattığını, bedelini davacıya ödemediğini belirterek; 500.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiş, 03.12.2004 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 11.393.708,00 TL'ye artırmıştır.
II. CEVAP - BİRLEŞEN DAVA
Davalı; sulh anlaşmasının tasdikine dair ilamın taraflara karşılıklı edimler yüklediğini, bunlardan üzerine düşen ve ifası mümkün olan tüm edimleri yerine getirdiğini, aksine davacının edimini yerine getirmediğini, esasen tarafların birbirlerini karşılıklı olarak ibra ettiklerini, Beşiktaş 6. Noterliğinin 15.9.2000 günlü ve 49230 yevmiye nolu sözleşmenin 8 inci bendinde “şahıslar aralarında bugüne kadar olan bütün sözleşme, protokol ve yazışmalar geçersiz kalmıştır.” denildiğini, dava dilekçesinde hayali rakamların talep edildiğini, Sarıyer İlçesi ....., Köyü 65 parselle ilgili talebin konusuz kaldığını, Zekeriya Köy 21 ve 22 parsellerle ilgili olarak davacının ihmali olduğunu, devrini üzerine almadığını savunarak davanın reddini istemiş, birleşen davasında ise; protokol gereğince davacının 6, 9 ve ek madde gereğince yükümlülüğünü yerine getirmediğini, zararı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 500.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.12.2004 tarihli ve 2003/1517 E., 2004/978 K. sayılı kararıyla; dava konusu 15.01.1995 tarihli protokolün, Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/463 E., 1994/574 K. sayılı kararıyla tasdik edilerek kesinleştiği, davalı ...'in taşınmazların aynı ile ilgili edimleri yerine getirmediği, başka şahıslara intikal ettiği anlaşılmakla; davacının ayna karşılık bedel istemekte haklı olduğu, protokoldeki 27.000.000 TL munzam zararla ilgili talebini atiye bıraktığı, birleşen dosyada, davalı ... tarafından protokolün 6 ncı maddesindeki edimin yerine getirilmediğinin 22.03.2004 tarihli dilekçede kabul edildiği, yine 9 uncu maddede belirtilen taşınmazın davacı ...'e geçtiği, bu nedenle konusuz kaldığı, ek maddeye yönelik talebinin de konusuz kaldığı, dava tarihi itibariyle değerlerinin belirlendiği gerekçesiyle; asıl davanın kabulü ile 11.393.708.000.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ...'ten tahsiline, 27.000.000 TL munzam zarara yönelik talebin atiye bırakıldığından hüküm verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulü ile 500.000.000.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ...'dan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 11.10.2005 tarihli ve 2005/7371 E., 2005/14968 K. sayılı ilamla; dava dilekçesinin yetki yönünden reddedilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozma ilamı uyarınca davanın gönderildiği Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.10.2008 tarihli ve 2006/74 E., 2008/386 K. sayılı kararıyla; asıl davanın kısmen kabulü ile Sarıyer İlçesi Uskumru Köyü 65 parsel sayılı taşınmaz için 16.250,00 TL, Sarıyer ........., eski 183 yeni 300 parsel sayılı taşınmaz için 1.478.309,33 TL ve Sarıyer İlçesi ........, Köyü 179 parsel sayılı taşınmaz için 385.714,29 TL olmak üzere toplam 1.880.273,62 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'ten tahsiline, protokolün 1 inci maddesinde belirtilen 27,00 TL alacak talebi atiye terk edildiğinden bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın kabulü ile 500.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ...'dan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 30.06.2009 tarihli ve 2008/15959 E., 2009/9123 K. sayılı ilamla; "1-Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 15.1.1995 tarihli "Protokol ve iş ayrılığı anlaşması başlıklı Sulh Sözleşmesi niteliğindeki belge Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/463 esas ve 1995/574 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasında kesin hüküm halini almış ise de daha sonradan taraflar ve dava dışı .........., biraraya gelip, 14.9.2000 tarihli "ibraname" başlıklı yeni bir sözleşme düzenlemişler ve bu sözleşmenin 7 ve 8 inci maddelerince de taraflar arasında o güne kadar yapılan tüm sözleşme ve yazışmaların geçersiz kaldığına dair hüküm koymuşlardır. Ne var ki daktilo ile yazılan anılan sözleşmenin 7 nci maddesinin sonuna kalemle yazılan "... ile ... arasındaki .........., dışında sözleşmeler kapsam dışındadır." İbaresinin sonradan eklendiğinden bahisle Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2005/4197 Esas sayılı iddianamesi ile sanık ... (eldeki dosyanın davacısı) hakkında özel belgede sahtecilik suçundan Kadıköy 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/453 esasında kayıtlı dosyasına ceza davası açılmıştır. B.K'nun 53 maddesi hükmünce ceza hakiminin mahkumiyet kararı ile maddi vakıayı tespit eden beraat kararı hukuk hakimini bağlayacağından öncelikle ceza davasının sonucu beklenilmeli, ortaya çıkacak duruma göre karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönü gözardı ederek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis etmiş olması, usul ve yasaya aykırı olduğu" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozma ilamına uyan Mahkemenin 07.11.2013 tarihli ve 2013/489 E., 2013/465 K. sayılı kararıyla; 2000 yılında yapılan protokol ile 1995 yılında yapılan protokolün hükümsüz kılınmadığı, 1995 tarihli protokolün hak ve borçlar doğuracağı, protokolde yer alan maddeler yönünden tarafların tazminat talepleri yönünden hüküm verilmesi gerektiğinden bahisle; asıl davanın kısmen kabulü ile, Sarıyer İlçesi ........, Köyü 65 nolu taşınmaz için sulh sözleşmesinin 4 üncü maddesi dikkate alınarak 374.976,00 TL'nin, Sarıyer İlçes....., 300 parsel sayılı taşınmaz için sulh sözleşmesinin 8 inci maddesi dikkate alınarak 914.228,00 TL'nin, Sarıyer İlçesi..... Köyü 179 parsel sayılı taşınmaz için sözleşmesinin ek maddesi dikkate alınarak 159.024,00 TL olmak üzere toplam 1.448.228,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'ten tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, 309.215,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 27.05.2014 tarihli ve 2014/1621 E., 2014/8266 K. sayılı ilamla; "... mahkemece; raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve protokol hükümlerinin TBK'nun adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi ve tasfiyenin bu doğrultuda sağlanması amacıyla mahallinde keşif yapılarak, uzman bilirkişiler kurulu ile hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Bilirkişi raporunda, 15.01.1995 tarihli Protokol ve İş Ayrılığı Anlaşması'nın ihtilaflı maddeleri ayrı ayrı incelenmelidir. Buna göre 4 üncü maddede; İstanbul ili Sarıyer .........., Köyü Kıztaşı mevkiindeki 65 nolu parselin 15.04.1982 tarihinden sonra kalan hisselerin yarısını ... satın alıp, ...'na verecektir, Daha evvel 932 m² lik kısım ...'na verildiği için yeni verilecek miktardan düşülecektir.” hükmü gereğince dava konusu 65 nolu parselde 15.04.1982 tarihinden sonra kalan hisselerde uyuşmazlık bulunduğundan, raporda kalan hisse miktarı net olarak tespit edildikten sonra davacıya kalan miktardan daha evvel verilen 932 m²'lik kısmın çıkarılarak davacıya verilmesi gereken bakiye hissenin tespit edilmesi gerekir.
Yine anlaşmanın 5 inci maddesinde “...'ndan 21 veya 22 parseldeki alınmış olan hisselerin satın alınma işlemlerinin bitirilmesi müşterek olarak takip edilecek ve ...'na teslim edilecektir." hükmü gereğince dava konusu 21 ve 22 parsellerin her ikisinin protokol kapsamında olup olmadığı "veya" ibaresi ile ikisinden birinin kastedilip edilmediği taraflardan sorularak, oluşacak sonuca göre raporda değerlendirilmesi gerekir.
Protokolün 8 inci maddesinde ise; "Sarıyer, .......,'de mevcut eski 183, yeni 300 parsel sayılı arsa ...'na kayıtlı olmakla yarı yarıya ... ve ...'nun müşterek malı olup, ... tarafından satılarak parası alınmıştır. Bu sebeple ... 8905/ 241350 hisse payına isabet eden arsa m²'sinin yarısı kadar arsayı ...'a verecektir." hükmü gereğince dava konusu taşınmazın protokolün düzenlendiği 15.01.1995 tarihindeki m² değerinin belirlenmesinden sonra davacı ...'ın payı tespit edilmeli ve önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi yönünde ayrıntılı ve açıklayıcı olmalıdır.
Ek madde de; "...'dan ...'a gelecek hisse ... tarafından mahkemeye verilecek, bilumum masrafları kendisi karşılayacak. Dava kazanıldıktan sonra, daha önce kazanılan yerle birleştirilecek. ... ve ... arasında eşit taksim edilecektir." Madde gereğince; taraflara verilmesi gereken hissenin ayrıntılı bir şekilde tespit edilmesi, protokolün 1. maddesinde yazılı bedelin atiye terk edilip edilmediği,
6 ncı madde de yer alan " Sarıyer, ...........,'de kain 22 parsel arsa ... üzerine tescilli olmakla beraber 2'şer dönümlük hisse halinde ... ve ...'e ait idi. Bu arsayı ... satıp, parasını kendisi aldığı için o muhitten bu arsanın 2 dönümüne mubadil 1 arsayı alıp ...'e verecektir." hükmüne göre davacının davalıya vermesi gereken arsa için, davalı (karşı davacı)'nın talebini tazminata dönüştürdüğü dikkate alınarak taşınmazın protokol tarihindeki değerinin emsal taşınmazlarda dikkate alınarak tespit edilmeli ve böylece 15.01.1995 tarihli protokolden kaynaklanan, taraflara yüklenen hak ve borçların ayrıntılı bir şekilde açıklanarak, ihtilafları çözen hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan usul ve yönteme uygun, ihtilafı halledecek şekilde rapor alındıktan sonra, davacı-(k.davalı)nın, davalı-(k.davacı)nın, 500.000 TL talebi ile ilgili kabulü olup olmadığı da araştırılarak ve ayrıca ek maddedeki şartın yerine getirilmemesi halinde TBK'nun 97.(BK'nun 81.)maddesi de dikkate alınmak suretiyle, mahkemece; karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 09.05.2018 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacı/birleşen davada davalının 500.000,00 TL talep ile ilgili bir kabulünün olmadığı, taraflar arasındaki 15.01.1995 tarihli protokolde taraflar arasındaki alacak-borç ilişkilerinin tasfiyesi için birçok konuda edimlerin beraberce veya karşılıklı olarak ifa edilmesinin öngörüldüğü, tarafların ise karşılıklı olarak bazı edimlerini yerine getirmedikleri, bu nedenle de birbirlerinden karşılıklı olarak alacaklı ve borçlu oldukları, protokol kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde ek madde dışındaki protokol maddeleri nedeni ile de tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak alacaklı ve borçlu oldukları, protokolde sadece ek maddenin düzenlenmediği ve ek maddenin müstakil olarak dava konusu olmadığı tespit edilerek ek maddedeki şartın yerine getirilmemesi nedeniyle TBK'nın 97 nci maddesinin davada uygulanamayacağı, protokol 1 inci maddesinde belirtilen 27.000,00 TL alacak için munzam zarar talebinin atiye terk edildiği, 4 üncü maddesi uyarınca İstanbul İli Sarıyer İlçesi ..........., Köyü Kıztaşı Mevkiinde kain 65 nolu parsel sayılı taşınmaz için davacı-birleşen dosya davalısına 2,27 m² fazladan yer verilmiş olduğu tespit edilerek bu parsel yönünden bir değerlendirme hesaplama yapılmasına gerek olmadığı, 5 inci maddesi uyarınca protokol tarihi olan 15.01.1995 tarihi itibariyle ...'ndan alınabilecek olan bir hisse mevcut bulunmadığından ve protokolde de arsa verme mükellefiyetinden değil alınmış olan hisselerin satın alınma işlemlerinin bitirilmesinin müştereken takip edilmesinden bahsedildiğinden davacı-birleşen dosya davalısının bu parseller yönünden herhangi bir alacağının bulunmadığı, protokol 8 inci maddesi uyarınca Sarıyer Zekeriyaköy'de kain eski 183 yeni 300 parsel sayılı taşınmaz için 4.223,74 m² davacı-karşı davalıya verilmesi gereken bakiye olarak hesap edildiği, protokolün düzenlendiği 15.01.1995 tarihindeki m² 2,5 TL, n4.223,74 m² x 2,5 TL=10.559,35 TL olarak hesap edildiği, protokol ek madde uyarınca Sarıyer, .........., Köyü 7 pafta 179 parsel sayılı taşınmaz için 160,71 m² davacı-karşı davalıya verilmesi gereken bakiye olarak hesap edildiği, protokolün düzenlendiği 15.01.1995 tarihindeki m² değerinin 1 m² bedel 3,00 TL, 160,71 m²x3 TL=482,14 TL olarak hesap edildiği, davacı-birleşen dosya davalısının, davalı-karşı davacıdan protokol tarihi itibariyle toplamda 11.041,49 TL alacaklı olduğu, birleşen karşı dava yönünden protokol 6 ncı madde uyarınca .....,......, 1 pafta 22 parsel sayılı taşınmaz için 2.000 m² davalı-karşı davacıya verilmesi gereken bakiye olarak hesap edildiği, protokolün düzenlendiği 15.01.1995 tarihteki değerinin 1 m² bedel 3,00 TL, 2.000 m²x 3 TL=6.000,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile 11.041,49 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'ten tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine; birleşen davanın kısmen kabulü ile 6.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı/birleşen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 15.06.2023 tarihli ve 2022/7476 Esas, 2023/1955 Karar sayılı ilamıyla; dava konusu 15.01.1995 tarihli protokol ile taraflar arasındaki malların paylaşımına ilişkin hükümler düzenlendiği, protokolün başlangıç kısmında, protokol tarihinden evvel yapılmış bütün protokollerin feshedildiği ancak protokolde sıralanan maddelerin geçerli olacağı, protokolde yer alan konular dışında geçmişe ait hiçbir alacak, verecek ve her hangi bir konusunun tartışılmasının söz konusu edilmeyeceğinin kararlaştırıldığı, protokolün 4 üncü maddesindeki 65 parsele ilişkin dava dilekçesinde 2.000 m² talep edildiği, ıslah dilekçesinde 927 m² üzerinden talebin artırıldığı, temyiz dilekçesinde ise 7.505,5 m² yerin istendiği, 65 parselin iki parsele ifraz edildiği, ifraz neticesinde davacı ...'ın 14.875,55 m² hisse aldığı, sözleşmede belirtilen 932 m² dikkate alındığında davacıya fazla pay verildiğinin belirlendiği, 5 inci maddedeki 21-22 parsellere ilişkin protokol tarihinde ...'ndan alınabilecek hisse bulunmadığının tespit edildiği, ek maddeye göre de davacıya verilmesi gereken hisse miktarının hesaplandığı, protokol tarihinden önceki tüm hususların tartışılmayacağının kararlaştırıldığının anlaşılmasına göre, davacı/birleşen davada davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek; "...3. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; protokolün 8 inci maddesinde yer alan taşınmazın m² birim fiyatının dava tarihi itibariyle 100 TL belirlenmesinin ardından geriye dönük TEFE verileri ile protokol tarihinde 2,5 TL hesaplandığı, ek maddede yer alan taşınmazın da dava tarihi itibariyle 140 TL belirlenmesinin ardından TEFE ile 3 TL olarak tespit edildiği, bu miktarlar üzerinden taşınmazların bedellerinin tahsiline karar verildiği görülmektedir.
4. Her ne kadar protokolün 8 inci maddesine ilişkin bozma ilamında, protokolün düzenlendiği 15.01.1995 tarihindeki m² değerinin belirlenmesinden sonra davacı ...'ın payının tespit edilmesi ve önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi yönünde belirleme yapılmış ise de; önceki kararlarda dava tarihi itibariyle m² birim fiyatının 350 TL üzerinden değerlendirildiği, sadece 07.11.2013 tarihli kararda DOP kesintisi yapılarak sonuca gidildiği anlaşılmakla m² birim değeri yönünden yeni bir çelişki meydana gelmiştir.
5. Ek maddedeki taşınmaz için de önceki kararlarda m² değeri 400 TL olarak belirlendiği, sadece 07.11.2013 tarihli kararda DOP kesintisi yapıldığı, bu taşınmaz yönünden de değer tespitiyle ilgili çelişkin oluştuğu anlaşılmaktadır.
6. Buna göre Mahkemece: protokolün 8 ve ek maddesinde belirtilen taşınmazların m² fiyatlarının belirlenmesinde çelişki olduğu dikkate alınarak, ilgili taşınmazların belirlenen m² miktarları dahilinde birim fiyatlarının bozma ilamı kapsamında tespit edilmesi amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi ile mukayeseli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde 3 ve 2,5 TL üzerinden bedellerin tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş,..." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı/birleşen davada davalı vekili; temyiz sebeplerini tekrar ederek bozma kararının dikkate alınmadığını, önceki bozma ilamı ile çelişkiye düşüldüğünü, mahkemece bozma kararında belirtilen 4 ana maddenin yerine getirilmediğini, 4 üncü maddedeki 65 parsel için davacıya 2,27 m² fazla yer verildiği kabulünün yerinde olmadığını, davalının satın alması gereken 72/144 hisse olduğunu, 16.735 m² olan parselin sadece 932 m²sinin davalı tarafından alındığının kabul edildiğini, bu miktar düşülerek davalının ödemekle yükümlü olduğu m² miktarının ve bedelinin tespit edilmesi gerektiğini, 1991 değil 1982 tarihinin dikkate alınması gerektiğini, protokolün 5 inci maddesine göre 15.01.1995 tarihi itibariyle ...den alınmış hisse olmadığı, ilgili maddede arsa mükellefiyeti değil, alınmış hisselerin işlemlerinin bitirilmesinden bahsedildiğinden bu yönden alacak bulunmadığına dair tespitin doğru olmadığını, bozma ilamında taraflara sorulmasından bahsedildiğini, Yargıtay kararıyla bu iki parselde hak sahibi olduğunun kesinleştiğini, 15.04.1982 tarihli protokolün 2 nci maddesinin (e) bendinde taşınmaz ve hisselerin gösterildiğini, kastedilenin iki parsel olduğunun davalı tarafından gönderilen ihtar, icra emirlerinden bahsedilerek açıklandığını, 30.03.1988 tarihli protokolün 8 nci maddesinde hak sahipliğinin yazıldığını, Kadıköy 5. İcra Müdürlüğünün 1997/831 sayılı icra dosyasıyla başlatılan takipte davalı tarafından 21 ve 22 parsellerde davacı ...'ın hak sahibi olduğu belirtilerek ücret istendiğini, davalının 16.06.2004 tarihli beyan dilekçesinin ikinci sayfasında iki parselin davacıya ait olduğunun ikrar edildiğini, davacı tarafından parasının ödenerek alındıklarını, 25.2.1977 tarihinden itibaren ...e otlak olarak kiraya verildiğini, her iki parselin değerinin hesaplanarak kabulü gerektiğini, hukuki mütalaada davalı tarafından edimin yerine getirilmediğinin belirtildiğini, 8 inci maddeye göre eski 183 yeni 300 parsel sayılı taşınmaz için 504.068,91 TL hesaplamayı kabul etmediklerini, gerçeği yansıtmadığını, TBK 122 nci maddesinin uygulanması gerektiğini, faizle karşılanmayan zararı olduğunu, aşkın zarara ilişkin güncel değerin belirlenmesini, 2003 tarihinin baz alınamayacağını, protokolün ek maddesine ilişkin taşınmazın .......,7 pafta 179 parsel sayılı taşınmaz olduğunı, imar uygulaması ile 235 ada 2 parselin 02.11.2004 tarihli tapu yazısına göre davalı ... tarafından oğlu ...ya satıldığını, oğluna satılması nedeniyle davacının dava etme imkanı kalmadığını, maddenin bu şekilde yorumu gerektiğini ancak raporda yer almadığını, Beşiktaş 5. Noterliğince düzenlenen 28.06.1988 tarihli taahhütname ile davalının ...den gelen 1/2 hissesini davacı ...'a 5.000 TL bedelle sattığını, daha sonra protokolde de hisselerin tamamının yarısını taahhüt ettiğini, ardından...ye sattığını, 15.09.2000 tarihli protokolde anlatıldığını, 03.11.2004 tarihli rapordaki birim fiyatlarının davacı açısından usuli kazanılmış hak teşkil ettiğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı/birleşen davada davacı vekili; İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/162E. 2022/343K. sayılı dosyası kapsamında Yargıtay bozma kararına uyularak bilirkişi raporları alındığını ve bilirkişilerin asıl davaya ilişkin olarak, ek raporlarında kök rapordaki görüşlerinin değişmediğini bildirdiklerini, bozma doğrultusunda Mahkemenin bozma kararına uyması ile davalı-birleşen davada davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu, kaldı ki; kendilerinin de asıl dava açısından rapora, ek maddedeki şarta bağlılık dışında bir itirazlarının olmadığını, zira; ek madde metni okunduğunda davalı-birleşen davada davacı ediminin, davacı ediminin yerine getirilmesi şartına bağlandığının açık olduğunu, şarta bağlılığın Yargıtay bozma ilamı gereğince madde bazında değerlendirilmesi gerektiğini, bu maddede açıkça şarta bağlı bir edim olduğundan ve davacı-karşı davalı kendi edimini yerine getirmediğinden TBK 97 nci madde gereğince karşı taraftan bir edim bekleyemeyeceğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, müşterek malların paylaşımı ile ilgili 15.01.1995 tarihli protokol hükümlerinin yerine getirilmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3.Değerlendirme
Bozma kararında belirtilen gerektirici sebeplere, Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmış olmasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun Yargıtay ve taraf denetimine elverişli, ayrıntılı ve açıklayıcı, hukuka uygun bulunmasına göre, taraf vekillerinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin karar düzeltme taleplerinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı bakiye karar düzeltme harçları ve para cezalarının karar düzeltme isteyenlere yükletilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.