"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1027 E., 2023/1586 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/192 E., 2022/99 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl davada; müvekkilinin davalı ... hastanede 26.05.2017 tarihinde boyun fıtığı ameliyatı olduğunu, hastane ve çalışan hekimlerin kusurlu davranışları sebebiyle uzun süre iyileşemediğini, aylardır psikolojik ilaç kullandığını ileri sürerek; 50.000,00 TL manevi tazminat, şimdilik 300,00 TL maddi tazminatın davalılar hastane ve doktor ...'ten tahsilini talep etmiş, birleşen davada ise, söz konusu ameliyatı yapanın davalı doktor olduğunu, davalının kusurlu davranışı nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek; 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı doktordan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalılar; davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
2.Birleşen davada davalı ...; gereken özeni gösterdiğini, kusurunun bulunmadığını, gerekli bilgilendirmelerin yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı hastanede görevli davalı doktor ...'in uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğunun ATK raporu ve talimat mahkemesi aracılığıyla aldırılan bilirkişi heyet raporu ile belirtildiği ve raporların açık ve denetlenebilir olduğu, davalı hastane ve davalı hastane çalışanı hekime yönelik bir kusur tespit edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl/birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl/birleşen davada davacı vekili;müvekkilin ameliyat konusunda ve ameliyatın sonuçları hakkında bilgilendirilmediğini, ameliyat nedeniyle müvekkilde kalıcı hasar meydana geldiğini, hâlen tedavi gördüğünü, mahkemece eksik inceleme ve araştırmaya dayalı karar verildiğini, ATK raporunun ve bu rapora dayalı hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, Yargıtay içtihatlarıyla belirlenen usul ve ilkeleri taşımayan, hukuki denetim ve itiraza elverişli olmayan, müvekkilde hâlen devam eden işlev ve his kaybının sebebinin komplikasyon olduğu belirtilmesine karşın, komplikasyondan olduğu belirtilen sonucun (müvekkildeki işlev ve his kaybı) doğmaması için yapılması gerekenlerin neler olduğu ve bunlardan hangilerinin ne oranda yapıldığı ya da yapılmadığı hususunda hiçbir inceleme, tespit ve değerlendirmeye yer verilmeyen ATK raporunun ve anılan rapor doğrultusunda hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ATK raporu ve itirazları üzerine üniversite öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 01.12.2021 tarihli rapor ile olayın meydana gelmesinde davalı tarafın kusur ve ihmalinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl/birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl/birleşen davada davacı vekili; istinaf dilekçesini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasına dayanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297 nci maddesi "(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
" şeklindedir.
3. Değerlendirme
1. HMK'nın 166 ncı maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür.
2. Ancak birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin de ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir.
3.HMK'nın 297 ve devamı maddeleri gereğince; bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur.
4. Somut olayda, asıl davanın 15.03.2018 tarihinde davacı tarafça davalılar ... ve Dr. ... aleyhine açıldığı, 13.06.2018 tarihli duruşmada davalı Dr. ... yönünden davadan vazgeçtiklerini, 10.10.2018 tarihli duruşmada ise davadan feragat ettiklerini beyan ettikleri, 05.06.2018 tarihinde ise dava konusu ameliyatı yapan davalı Dr. ... aleyhine Eskişehir Tüketici Mahkemesine 2018/415 E. sayı ile birleştirme talepli olarak dava açıldığı, bu davanın da asıl dava ile 01.10.2018 tarihinde birleştirildiği görülmüştür. Böylece asıl ve birleşen dava olarak iki ayrı dava ve asıl davada davalı doktor yönünden feragat beyanı olduğu halde Mahkemece; asıl ve birleşen dava yönünden HMK'nın 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde hüküm kurulmadığı anlaşılmış, bu husus bozma nedeni yapılmıştır.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
5.Bozma nedenine göre, asıl/birleşen davada davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
3. Bozma nedenine göre asıl/birleşen davada davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.