"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/592 E., 2022/1881 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 437 ncü maddesinde öngörülen sekiz günlük yasal süre içerisinde Mahkemeye verilmediği anlaşılmakla, aynı Kanun'un 432 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Temyiz eden davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalıya ait Mehmet Akif Ersoy parkı içinde bulunan kafeteryanın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu (2886 sayılı Kanun) gereğince yapılan ihale sonunda 01.03.2010 tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi ile müvekkiline kiraya verildiğini, davalının kira süresi dolmadan 08.03.2011 tarihinde park düzenlemesi nedeniyle kiralanan taşınmazın tahliyesini istediğini, kira süresi sona ermeden davalı tarafından yapılan tahliye işleminin hukuka ve kanunlara açıkça aykırılık teşkil ettiğini, haksız tahliye nedeniyle kazanç kaybına uğradığını, söz konusu işyerini işletmekle yıllık ortalama 30.000,00 TL kadar kârı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, hesaplanacak zararından şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 16.635,00 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; kira sözleşmesinin (7.) maddesine göre davalı Belediyenin istediği zaman tek taraflı olarak sözleşmeyi feshe yetkili olduğunu, Belediye Encümeninin park düzenlemesine ilişkin kararı gereği kiralananın yıkıma tabi tutulacağının bildirildiğini, işlemde kamu yararı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.02.2013 tarihli ve 2012/248 E., 2013/350 K. sayılı kararıyla; 2886 sayılı Kanun'un 75/4 üncü maddesinin Belediyeler hakkında uygulanamayacağı, bu nedenle tahliyenin haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 01.04.2014 tarihli ve 2013/11011 E., 2014/4128 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece, öncelikle kiralanan yerin (park içindeki kafeterya) nitelik ve vasfının araştırılarak (gerektiğinde yerinde keşif yapılarak), 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) taşınır kirası hükümlerine mi yoksa çatılı işyeri hükümlerine mi tabi olduğunun tespiti ile daha sonra hasıl olacak sonuca göre davalının kira süresi dolmadan akdi feshinin haklı olup olmadığı belirlenerek, feshin haklı olduğu kanaatine varılır ise davacının tazminat istemi ile ilgili bir hüküm verilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 05.11.2015 tarihli ve 2014/1342 E., 2015/1241 K. sayılı kararla; bozmaya uyularak yapılan değerlendirme sonucunda, "Park içinde Kafeterya" olarak nitelendirilen kiralananın taşınmaz olduğu tespit edilmiş, davalı ... tarafından 2886 sayılı Kanun'un 75/4 üncü maddesi gereğince tahliye edilen davacının, haksız tahliye sebebi ile tazminat talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.03.2019 tarihli ve 2017/6517 E., 2019/2700 K. sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, kiracının aynı şartlarla bir kafeteryayı kiralaması için gereken makul süre ve bu süre içindeki kiracı kârının ne olabileceği ayrıntılı ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilip, mahrum kalınan karın belirlenmesi ve daha sonra kâr kaybı zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın, kesinti yöntemi uygulanarak saptanması ve belirlenen bu mahrum kalınan kâr üzerinden hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, kiracının kusurlu fesih nedeniyle davalıdan bir yıllık kâr kaybı tazminini isteyebileceği, bilirkişi raporuyla bu tutarın 4.066,20 TL olarak belirlendiği, olağan hayat şartlarına göre asgari kâr kaybı belirlendiğinden ayrıca bir hakkaniyet indiriminin gerekmeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 4.066,20 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek hesap faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemece nedeni açıkça belirtilmeden müvekkilinin vergi dairesine bildirdiği yıllık beyannamelere göre yıllık kâr kaybının hesaplandığını, bilirkişilerce müvekkilinin gelir durumu ve kaybını belirlemek için maliye kayıtlarının esas alınmasının gerçekçi olmadığını, iş yerinin emsallerine göre yapılan hesabın dikkate alınması gerektiğini, ayrıca önceki bozma ilamı kapsamında bu hususun kesinleşmiş olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız tahliye nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
04.02.1959 tarihli ve 1957/13 E. 1959/5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin temyiz isteminin SÜREDEN REDDİNE,
2.Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
06.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.