"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/439 E., 2022/645 K.
Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi ve alacak davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilin sahibi ve mesul müdürü olduğu Hacettepe.........., Eczanesi tarafından davalı Kuruma fatura edilen reçetelerle ilgili inceleme başlatıldığını ve 2012 yılı protokolünün 5.3.14 üncü maddesi (yönlendirme) gereği 3 ay fesih, 5.3.5 inci (hasta veya yakınına teslim edilmeyen ilaçların kuruma fatura edilmesi) ve 5.3.6 ncı (alınması gereken ilaç katılım paylarının tahsil edilmemesi) maddeleri gereği 1 kez uyarı ve toplamda 35.240,76 TL cezai şart ile cezaya sebep olan 50.351,16 TL reçete bedelinin tahsil edileceğine dair kararın müvekkiline tebliğ edildiğini, teftiş raporu tebliğ edilmemiş ise de yapılan işlemin tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek; muarazanın men'ine, cezai şart olarak kesilen 35.240,76 TL, cezaya sebep olan toplam reçete bedeli 50.351,16 TL'nin yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı eczane hakkında yapılan tespitler üzerine protokol hükümlerinin uygulandığını, müvekkili Kurumun bir kamu kuruluşu olmasına rağmen eczanelerle özel hukuk alanında sözleşme yaptığını, sözleşme serbestisi ilkesi nedeniyle Kurumun sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceğini, Borçlar Kanunu'nun sözleşme serbestisi ilkesine aykırı olarak taraflardan birinin sözleşmenin devamını zorlayıcı mahiyette karar verilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.06.2016 tarihli, 2015/245 Esas, 2016/277 Karar sayılı kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporuna göre eczacıların ilacı teslim ettikleri kişi ya da kişilerin kimlik bilgilerini sorgulamak, araştırmak ve kovuşturmak gibi kanuni bir yetkilerinin mevcut olmadığı, protokol hükümlerinde her ne kadar kimlik kontrolü yapılması istemi var ise de bu kontrolün beyana dayalı olduğu ve yasal bir zemine oturmadığının bilindiği, kendilerine ibraz edilen reçetelerin, raporların ve bunları ibraz eden kişi ya da kişilerin gerçeğe uygunluğunu bilebilme ya da tespit edebilme yükümlülükleri ve ihtimallerinin bulunmadığından verilen cezai şartın hukuka uygun olmadığı, davalının 2012 yılı ilaç temin protokolünün 5.3.14 üncü, 5.3.5 inci, 5.3.6 ncı ve 4.3.6 ncı maddeleri gereği davacıdan talep ettiği cezai şart işleminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davacının davasının kabulü ile, davalı Kurumun 20.05.2015 tarih 98206689/sözleşme-18064776/2644790 sayılı yazı ile bildirilen sözleşmenin 85.591,92 TL cezai şart bedeli tahsil işleminin haksızlığının tespitine ve işlemin iptaline, cezai şart olarak kesilen 35.240,76 TL ve cezaya sebep olan toplam reçete bedeli 50.351,16 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25.11.2019 tarihli, 2016/25979 E., 2019/11478 K., sayılı kararıyla; davalı kurum tarafından başlatılan incelemede ifadesine başvurulan hastaların dava konusu olayla ilgili olarak verdikleri ifadeleri daha sonra tekrar Kuruma dilekçe vermek suretiyle değiştirdikleri, sadece hasta...ve hasta ... tarafından verilen ifadelerin değiştirilmediğinin dosya kapsamından anlaşıldığı, Mahkemece, davalı tarafından yapılan soruşturma kapsamında ifadeleri alınan hastalardan hiçbirinin dava dosyasında tanık sıfatıyla dinlenmediği, eksik soruşturmaya dayalı karar verilemeyeceği, hal böyle olunca, Mahkemece, inceleme raporunda ifadesi yer alan hastaların tanık olarak beyanlarına başvurulmadan, özellikle de ifadesini değiştirmeyen 2 hasta ile ilgili inceleme ve değerlendirme yapmadan davanın tümden kabulüne karar verilmiş olmasının, usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına ve sair hususların bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, öncelikle ara kararla davaya konu işlemin yapılmasına sebebiyet veren hasta ve hasta yakınlarının daha sonra davalı SGK'ya verdikleri yazılı beyanları ile ilk ifadelerini değiştirip davacı lehine beyanlarda bulunduklarının görüldüğü ve bu kişilerin tanık olarak dinlenmelerinin bu nokta itibarı ile davanın esasına katkı sağlamayacağı, gereksiz yargılama masrafına ve yargılamanın uzamasına sebebiyet vereceği değerlendirilerek; büyük çoğunluktaki hastaların ilk ifadesi ile kurumda müfettişler tarafından bilgilerine başvurulduktan sonra ve daha davacıya buna ilişkin tebligatlar yapılmadan önce davacı tarafından bu kişilerin önceki beyanlarının tam aksini içerir yazılı beyanları sunmasının davacı ile bu hasta ve hasta yakınları arasında bir bağlantının bulunduğunu, davacının talepleri doğrultusunda beyanlarını değiştirdiklerini gösterdiği, ifadesini değiştirmeyen iki tanığın mahkemece dinlenildiği, mahkemece tanık olarak dinlenen Hüseyin ve Sakin'in Kurum müfettişlerine verdikleri beyanlarını tekrar ettikleri, davacı eczane çalışanlarının zaman zaman hastaların reçetelerini hastaneye gelip alarak ilaçları hastalara temin ettikleri, hasta ya da yakınlarının eczaneye gitmeden bu ilaçları temin ettikleri, bedel ödemedikleri, her ne kadar bilirkişi raporunda yapılan kesintiler, fesih işlemi ve cezai şartın haksız olduğu tespit edilmiş ise de bilirkişi raporunun bu nedenlerle hükme esas alınmadığı, 2012 yılı protokolünün 5.3.14 üncü maddesi gereği uygulanan 3 ay fesih, 5.3.5. ve 5.3.6 ncı maddeleri gereği uygulanan 1 kez uyarı ve toplamda 35.240,76 TL cezai şart ile cezaya sebep olan 50.351,16 TL reçete bedellerinin davalı Kurumca istenilmesi talebinin haklı olduğu gerekçesiyle davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 15.06.2023 tarihli, 2023/475 Esas, 2023/1949 Karar sayılı kararıyla; davaya konu 2012 yılı Protokolünün 5.3.14 üncü maddesinin 01.01.2016 tarihinde yürürlüğe giren 2016 yılı Protokolü ile yürürlükten kaldırıldığı, 2016 protokolünün 6.12 nci maddesinde yer alan hüküm gereği bu protokolün dava konusu uyuşmazlığa uygulanması için davacının açık bir talebinin aranmaması, dava açmasının bu protokolün uygulanarak bir karar verilmesi için talep kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle yönlendirmeye konu işlem yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozmanın gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmakla, dava konusu işleme dayalı tüm hastalar tanık olarak dinlendikten sonra, ayrıca yönlendirme ile ilgili olarak Protokolün 5.3.14 üncü maddesinin ortadan kalktığı da gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle karar bozulmuş, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmediğine karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili; Mahkemece bozma gereğinin yerine getirildiğini ve özellikle ifadesini değiştirmeyen iki kişinin tanık olarak dinlendiğini, bu nedenle eksik inceleme gerekçesi ile kararın bozulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, savunmalar ekinde gönderilen hasta dilekçelerinin hangi şartlar altında ve ne şekilde alındığı bilinemediğinden eczacı hakkında yapılan işlemlerde bizzat hasta ve yakınlarınca Kuruma verilen ifadelerin esas alındığını, Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere davacı ile sonradan ifadesini değiştiren hasta ve hasta yakınları arasında bir bağlantının bulunduğu ve davacının talepleri doğrultusunda beyanlarını değiştirdiklerinin açık olduğunu beyan ederek; kurum işlemleri yerinde olduğundan, Mahkemenin davanın reddine dair kararının onanmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muarazanın önlenmesi ve alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2012 yılı Eczane Protokolünün 4.3.6 ncı, 5.3.5 nci, 5.3.6 ncı maddesi, 5.3.14 üncü ve 6.17 nci maddeleri.
2. Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2016 yılı Eczane Protokolünün 6.12 nci maddesi.
3. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen İçtihadı Birleştirme Kararına göre; bozma ilamına uyulmasına karar veren Mahkemenin, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm vermesi gerektiği, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde bozmanın gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, inceleme raporunda ifadesi yer alan hastaların tanık olarak beyanlarına başvurulması gerektiğinin bozma ilamında açıkça belirtildiği ve yine davacı lehine uygulanması gereken 2016 yılı protokolünde yönlendirme ile ilgili 5.3.14 üncü maddenin kaldırıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının düzeltme isteyene yükletilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.