"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1487 E., 2023/1665 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/213 E., 2022/21 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit, takibin iptali, ipoteğin terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ve dava dışı oğlu ... ile davalı arasında müvekkilin oğlunun borcuna kefaletini içeren 25.12.2015 tarihli sözleşme imzalandığını ve müvekkiline ait bağımsız bölüm üzerinde davalı lehine ipotek tesis edildiğini, sözleşme kapsamında dava dışı ...'ın taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, müvekkilinin her ne kadar sözleşme konusu borca kefil olsa da eşinin kefalete ve ipoteğe muvafakati bulunmadığını, eş muvafakati olmadığı halde yapılan sözleşme ve bağlı ipotek işleminin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, yapılan tüm işlemler ve takiplerin geçersiz olduğunu savunarak, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, aleyhine yapılan takibin iptali ile davalı yan lehine tesis edilen ipoteğin terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; ipoteğin dayanağı sözleşmede davacı ve oğlunun borçlu olduğunu, davacının aynı iddiaları İcra Hukuk Mahkemelerinde beyan ettiğini, verilen kararlarla taleplerinin reddedildiğini, davacının iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddine ve tazminata hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ipotek senedinde meskenin tamamı davacı adına kayıtlı iken 25.05.2015 tarihli sözleşme ve ekinde belirtilen taksitlerle ödenmesi için mevcut 874,920,00 TL borç nedeniyle, faizsiz ve fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar hüküm ifade etmek üzere davalı lehine ipotek tesis edildiği, ekindeki 25.12.2015 tarihli sözleşme başlıklı belgede sözleşmenin konusu olarak "borçluların alacaklıya olan 300.000 USD borcunun ödenmesine ilişkin sözleşmedir" şeklinde belirtildiği, üçüncü maddesinde sözleşmenin teminatı olarak taşınmaz üzerinde davalı lehine ana para ipoteği kurulacağının öngörüldüğü, sözleşme davalı tarafından alacaklı sıfatıyla davacı ve dava dışı ... tarafından borçlu sıfatıyla imzalandığı, ödeme tablosunun da aynı şekilde imzalandığı, davacının oğlu ile birlikte hareket ederek imzaladığı sözleşme ve tapu kaydına göre davalı lehine tapuya şerh verilen borç ipoteğinin borçlularının davalı ve oğlu olduğu, davacının borçlu sıfatıyla imzaladığı sözleşmelerin eşinin muvafakati bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğu iddiasının hukuken dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; 6098 sayılı Kanun'a göre eşin diğerinin rızasıyla kefil olabileceğini, emredici hüküm bulunduğunu, asıl borçlu olduğuna ilişkin değerlendirmenin doğru olmadığını, müvekkilinin davalıyı tanımadığını ve borç alışverişi bulunmadığını, oğlunun durumu nedeniyle kefil olarak imza attığını, icra takiplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı her ne kadar kefil olarak taşınmazı üzerinde davalı lehine ipotek tesis edildiğini bildirerek eldeki davayı açmış ise de dosya içerisinde yer alan, imzası inkar edilmemiş 25.12.2015 tarihli sözleşme ve ek sözleşmeler ile ipotek tesisine ilişkin resmi senet uyarınca kefil değil asıl borçlu olduğu, bu durumda ipotek tesisi için eş rızasının aranmadığı, hukuki nitelendirmenin usulüne uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapmasında eş rızası bulunmadığı iddiasına dayalı menfi tespit ve ipotek terkini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “İspat yükü” başlıklı 6 ncı maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi.
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 584 nci maddesi
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, dava konusu sözleşmede davacının kefil sıfatıyla değil borçlu sıfatıyla yer aldığı, bu nedenle eş rızasının bulunmadığına yönelik itirazının dikkate alınmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.