Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5783 E. 2024/3832 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya, görev başındaki polis memurunun yaralanması nedeniyle ödenen tazminatın rücuen tahsili isteminde, davalının sorumluluk oranı ve daha önce ödenen manevi tazminatın mahsup edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının, bozma kararına uygun, kesinleşen kısımlara müdahale etmeyen ve kusur oranına dayalı hesaplama yapan bir karar olduğu, ancak davalı vekiline hükmedilen vekalet ücretinin maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi halinde davacı vekiline hükmedilen ücreti geçemeyeceği gözetilerek, vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/252 E., 2023/31 K.

Taraflar arasındaki rücuen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının, görev başındaki polis memuru ...'i aracıyla geri geri gelerek hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığını, dava dışı polis memuruna İçişleri Bakanlığı ... Nakdi Tazminat Komisyonunun 12.08.2014 tarih, 14800 sayılı kararı ile 14.629,60 TL nakdi tazminat ödenmesine karar verildiğini ve ödendiğini belirterek anılan tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile rücuen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; kaza nedeniyle mağdur polis memurunun da müvekkiline karşı Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/29 E. sayılı dosyası ile dava açtığını, mükerrer ödemeye neden olunmaması ve belirtilen davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre rücuya esas olay tarihi itibariyle davalı Kurumun rücu edebileceği miktarın 12.575,60 TL olduğu, ödeme nedeniyle davalının daha önce temerrüde düşmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.575,60 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 25.02.2019 tarihli ve 2016/16450 E., 2019/987 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin, Mahkemece meydana gelen trafik kazasında davalı ile dava dışı polis memurunun kusur durumu belirlenmeden karar verilmiş olduğu, rücu davalarında kuralın kişilerin kusurları oranında sorumlu tutulmaları olduğu, Mahkemece, davalının kusur oranı belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece; niteliği itibariyle rücu davası olan davada davalının dava dışı polis memuruna ödenen tazminattan kusuru oranında sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 10.689,26 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 22.02.2021 tarihli ve 2020/3820 E., 2021/736 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'un 6 ncı maddesinde ödenen nakdi tazminatın zarar görenin maddi ve manevi zararına karşılık ödendiği, dava dışı polis memuruna ödenen bu bedelin içinde manevi tazminatın da bulunduğu, dava dışı polis memuru ... tarafından davalıya karşı açılan Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/29 E. sayılı dava dosyasının zararın belirlenmesi aşamasında dikkate alınmamasının ve bu hususun değerlendirilmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince aynı eylem nedeniyle farklı bir yasal düzenleme niteliğindeki 2330 sayılı Kanun maddeleri gereğince yeniden manevi tazminat istenemeyeceği, ödeme yapılmışsa bu mükerrer ödeme niteliğinde olduğu, hüküm altına alınan miktardan daha önce hüküm altına alınan 6.000,00 TL manevi tazminatın ve 3.699,55 TL maddi tazminatın talep edilebilecek tazminat tutarı olan 10.689,26 TL'den indirilerek kalan 989,71 TL'den davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle, 989,71 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; karar tarihindeki en yüksek Devlet memur aylığının brüt tutarı üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, faiz başlangıcının ödeme tarihi olması gerektiğini, davalı vekili lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dışı polis memuruna 2330 sayılı Kanun kapsamında ödenen nakdi tazminatın sorumlusundan rücuen tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanunu'nun (2330 sayılı Kanun) "Nakdi Tazminat" kenar başlıklı 3 ve 6 ncı maddeleri.

2. Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin ''İkinci Kısım : Nakdi Tazminatın Ödenme Usulü ve Şekilleri Nakdi Tazminatın Tespitinde Esas Alınacak Aylık'' kenar başlığı altında yer alan 4 üncü maddesi.

3. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

4. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

5. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde ve yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılmasına imkan bulunmadığı, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporundaki kusur oranlarının taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre rücu edilecek tazminat miktarının hesaplamasında olay tarihindeki verilerin dikkate alınacağının tartışmasız olduğu, davacının faiz başlangıç tarihine ilişkin itirazlarını ilk temyiz dilekçesinde ileri sürmediği anlaşılmakla davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2. Karar tarihinde yürürlükte bulunan (03.09.2022) 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13 üncü maddesi; "(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

(3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.

(4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, davacı vekili yararına kabul edilen kısım üzerinden 989,71 TL vekalet ücretine hükmedildiği, davalı vekili yararına hükmedilen vekalet ücretinin 989,71 TL'yi geçemeyeceği değerlendirilerek davalı vekili yararına 989,71 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, reddedilen kısım üzerinde hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı vekilinin davalı tarafın vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin ikinci satırında yer alan “9.200,00 TL” rakamının çıkartılarak yerine “989,71 TL” rakamının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

25.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.