Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5789 E. 2024/3994 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, çalışma izni için gerekli harçları yatırmaması nedeniyle iş sözleşmesi kurulamamasından kaynaklanan sözleşme öncesi zarara ilişkin tazminat istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacıyı iş sözleşmesinin kurulacağı konusunda kusurlu olarak yanılttığı, davacının bu sözleşmeye güvenerek önceki işinden ayrıldığı ve davalının sözleşme öncesi sorumluluğu bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin tazminata hükmeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/11 E., 2023/53 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketle 27.11.2014 tarihli belirli süreli iş sözleşmesi yaparak davalı tarafından 353128 barkot numarası ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yabancı çalıştırma talebinde bulunduğunu, müvekkilinin bu sözleşmeye dayanarak dava dışı ... Temizlik. Ltd. Şti. isimli işyerinden ayrıldığını, ancak çalışma izni alınmadan davalı tarafça iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, uğranılan zararın tazmini için ihtarname çekilmesine rağmen davalı tarafça cevap verilmediğini, müvekkilinin çabasına rağmen hala iş bulamadığını, eski şirketinin de başka eleman aldığı için eski şirketine de dönemediğini belirterek sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle fazlaya dair haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası olarak 20.000,00 TL bakiye ücret alacağının 12.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, 21.03.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini artırmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili; sözleşmenin başlayabilmesi için Bakanlığın izninin gerekli olduğunu, izin alınmadığından sözleşmenin başlamadığını dolayısıyla hukuki sonuç doğurmayacağını, sözleşme yürürlüğe girmediği için haksız fesihten de söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul Anadolu 9. İş Mahkemesinin 22.03.2016 tarihli ve 2015/163 E., 2016/83 K. sayılı ilamıyla; davacının yapılan iş sözleşmesine göre davalı işyerinde çalışmadığı, sözleşmenin 4. maddesinde çalışma izni alınması halinde çalışma izin belgesinde belirtilen tarihten itibaren sözleşmenin bir yıl süreli olduğunun belirtildiği, ancak Bakanlık izni beklenmeden davalı tarafça iş sözleşmesinin feshedildiği, yapılan iş sözleşmesi, şart gerçekleşerek yürürlüğe girmediğinden hukuki sonuç doğurmayacağı, davacının ücret alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 17.09.2020 tarihli ve 2016/20712 E., 2020/8343 K. sayılı ilamıyla; somut uyuşmazlıkta taraflar arasında davacının davalı şirkette dış ticaret uzmanı olarak çalışması yönünde sözleşme imzalandığı, bu sözleşme çerçevesinde davalı şirket tarafından Bakanlığa izin için başvuru yapıldığı, izin belgesi düzenlenmesi için harç yatırılması gerektiğinin davalı şirkete bildirilmesinin ardından davalı şirketin bu harcı yatırmayarak iş sözleşmesinin kurulmasına engel olduğu, davacı işçinin bu sözleşmeye güvenerek çalıştığı işyerinden ayrıldığı, bu durumda davalının davacıyı kusurlu olarak sözleşmenin kurulacağı yönünde yanılttığı ve güven ilişkisini ihlal ettiği, taraflar arasında iş sözleşmesi kurulmadığından davacı tarafından bakiye ücret alacağı istenmesi mümkün olmadığı, ancak sözleşmenin kurulmaması işçinin kusurundan kaynaklanmadığı, davalı şirketin çalışma izni için gerekli harçları yatırmayarak iş sözleşmesinin kurulamamasına neden olduğu, davacının davalı şirketten sözleşme öncesi zararlarını talep etmesi mümkün olduğu, davacının sözleşme öncesi doğan zararlarını isteyebileceği, ancak bu zararlara ilişkin davalara İş Mahkemelerinde değil, genel yetkili Mahkemelerce bakılacağı, Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Dosyanın gönderildiği Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, denetime açık bilirkişi raporu ve ek raporu ile mahrum kalınan kıdem tazminatının (1 yıl+1 ay+12 gün)=3.456,14 TL, mahrum kalınan gelirin (4 ay+17 gün karşılığı)=24.486,46 TL olmak üzere davacının zararının 27.942,60 TL olduğu tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 27.942,60 TL'nin 12.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığını, davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığının belli olmadığını, iş akdinin kıdem tazminata hak kazanacak şekilde sonlanıp sonlanmadığının bilinemeyeceğini, raporun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, hükmedilen kıdem tazminatının yersiz olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sözleşme öncesi sorumluluk ilkesi gereğince uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Dürüstlük davranma" başlıklı 2 nci maddesi.

2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.

3. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 17.09.2020 tarihli ve 2016/20712 E., 2020/8343 K. sayılı ilamıyla davacı işçinin bu sözleşmeye güvenerek çalıştığı işyerinden ayrıldığı sabit görüldüğünün, davalının sözleşme öncesi sorumluluk gereğince uğradığı zararları isteyebileceğinin, bozmaya uyulmakla verilen kararın davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğunun, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğunun, ileri sürülen temyiz sebepleri ile sınırlı değerlendirme yapılacağının anlaşılmasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.