"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1689 E., 2022/1828 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/135 E., 2022/83 K.
Taraflar arasındaki ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davalının müvekkilinin torununun eşi olduğunu, davalı ile 22/01/2021 tarihinde noterde ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaptıklarını, davalının sözleşmeden doğan bakım ve gözetim yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin sağlığı ile ilgilenmediğini, müvekkilinin Sinop ili Ayancık ilçesinde, davalının ise Ankarada yaşadığını, ihtiyaçları ile aynı köyde oturan torunları ... ile ...'nun ilgilendiğini, davalının bayramda köye gelmesine rağmen yanına bile uğramadığını, sözleşmenin devamının müvekkili için çekilmez hale geldiğini ileri sürerek ölünceye kadar bakma sözleşmesinin Türk Borlar Kanununun 617 nci maddesi gereğince feshine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, müvekkilinin 2006 yılında evlendikten sonra davacı ile aynı köyde yaşadıklarını ancak 2009 yılında Ankaraya taşındıklarını, müvekkilinin sadece yaz aylarında köye gittiğini köyde davacı ile davacının eşinin hastane ihtiyaçları, bağ bahçe ,temizlik işleri ve yemekleriyle ilgilendiğini, davacının 2020 yılında eşinin vefatından sonra müvekkilini arayarak hasta olduğunu büyük hastanede tedavi görmek istediğini söylemesi üzerine kendisini alarak Ankaraya getirdiklerini, burada Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi ettirdiğini, bundan sonra davacının çocuklarının kendisine bakmadığını söyleyerek müvekkilinden kendisine bakmasını istediğini, Ankarada kalması şartıyla teklifini kabul ettiğini, ve kendileriyle yaşamaya başladığını, ihtiyaçlarını eşi ile birlikte giderdiklerini, kendisine oda tahsis ettiklerini, sağlığının iyiye gittiğini ve ölünceye kadar bana bakarsanız tüm mallarım sizin olsun dediğini ve birlikte notere giderek sözleşme yaptıklarını, ancak davacının 2021 yılı Mart –Nisan gibi havaların ısınmasıyla köye döndüğünü, geri gelmediğini, köyde diğer torunlarıyla barıştığını barıştıktan sonra bu davayı açtığını, bayramda müvekkilini uzaklaştırdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ölünceye kadar bakım sözleşmesinin 22.01.2021 tarihinde Ankarada düzenlendiği, davalının yaklaşık 2 ay süreyle davacıyı Ankara'da kendi evinde misafir ettiği, çalıştığı hastahaneye götürüp rahatsızlıklarıyla ilgilendiği, bakım borcunu kendi ikametinde yerine getirdiği anlaşılmış ise de tarafların farklı şehirlerde yaşaması, davacıya kendisine köyde bakılacağı sözü verilmesinin tanık beyanı ile ispatı karşısında tarafların farklı şehirlerde yaşamasının sözleşmenin devamını davacı açısından çekilmez hale getirdiği, bu durumun davalı açısından borca aykırılık teşkil ettiği, köy muhtarının beyanına itibar edilmeyecek olsa bile bu kez TBK 617 nci maddesinde bakım borcuna aykırılık dışında başkaca önemli sebeplerin varlığının sözleşmenin devamını aşırı ölçüde güçleştirmesinin de fesih sebebi sayıldığı, köy hayatına alışmış ve köyünde yaşlanmış davacıya köyde kendi çocukları da varken Ankara'da şehir hayatında bakılacak olmasının davacı açısından sözleşmenin devamını aşırı güçleştireceğinin kabulü gerektiği aynı maddede kusurlu tarafın kusursuz tarafa uygun bir tazminat ödeyeceği ve aldığı şeyi geri vereceği düzenlenmiş ise de gerek talep olmaması gerekse sözleşmenin feshine davalının Ayancık ilçesine taşınmaması nedeniyle kusurlu olması nedeniyle davalı lehine 2 aylık bakım alacağı yönünden tazminat gerekmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, taraflar arasındaki Altındağ 5. Noterliği 22/01/2021 tarih 01355 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshedildiğinin tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, Türk Borçlar Kanunun 614 üncü maddesi gereği, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ifa yerinin bakım alacaklısı bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olacağından bakım borçlusunun ikameti olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin Ankarada akdedildiğini, ve müvekkilinin bu ilde 2009 yılından beri ikamet etmekte olup kocası ile birlikte hastanede işçi olarak çalıştığını, dolayısıyla ifa yerinin Ankara olduğunu, keza müvekkilinin kendi evinde davacının için oda hazırladığını, hastaneye işlerini takip ettiğini bakım yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davacının ise havaların ısınmasıyla kısa süreliğine köye gittiğini, küs olduğu çocuklarıyla barışması üzerine geri dönmek istemediğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen davacının sözleşmeyi feshetmek istediğini, davalıya karşı görülen bakımdan ve haklı beklentinin boşa çıkmasından kaynaklı olarak tazmin borcu altında bulunduğunu, ancak yerel mahkeme davalının kusurlu olduğuna dair yanılgılı gerekçe ile bu haklarına dair hüküm dahi kurmadığını belirterek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili istinaf sebeplerini tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 611 ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Dava, taraflar arasındaki ölünceye kadar bakma sözleşmesinin bakım borçlusunun borcuna aykırı davranması ve bu sebeple sözleşmenin devamının çelişmez hale gelmesi nedeniyle feshedildiğinin tespiti istemine ilişkin olup uyuşmazlık davalının bakım borcunu kendi ikametinin bulunduğu Ankara 'da mı yoksa davacının ikamet ettiği Sinop ilinin Ayancık ilçesinde mi yerine getireceği noktasında toplanmaktadır.
2.Dosya kapsamından, davacının bakım ihtiyacının dava konusu ölünceye kadar bakma sözleşmesinden önce de var olduğu, davalının davacıyla aynı köyde yaşarken sürekli olarak, Ankaraya taşındıktan sonra da köye geldiği zamanlarda davacının ve ölen eşinin ihtiyaçlarıyla ilgilendiğinin taraflar arasında çekişmesiz olduğu, davacının 06/05/2020 tarihinde kendisinin ve alzheimer hastası eşinin bakım ihtiyacının olduğunu söylemesi üzerine köy ihtiyar heyetinin toplandığı ve karar defterine göre davacının oğlu ...'un oğlu ile davalı gelininin davalıya sigorta yaptırması, Ayancıktan ev tutarak davalının çocuklarını okula göndermesi ve oturduğu evi devretmesi halinde kendilerine bakacağını söylediği, davacı tarafından da bunun kabul edildiği ancak bu kararın uygulamaya geçmediği, davacının eşinin 12/11/2020 tarihinde vefat ettiği, davacının 2021 yılının Ocak ayında davalının yanına gittiği, davaya konu sözleşmenin 22/01/2021 tarihinde Ankarada imzalandığı, Ocak ayında davalının davacıyı hastaneye getirip götürdüğü, davacının Mart sonu, Nisan başına kadar davalının yanında kaldığı daha sonra Ayancığa döndüğü anlaşılmıştır.
3. 6098 sayılı Kanunun 614 üncü maddesinde, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte bakım alacaklısının bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olacağı belirtilerek, bakım borcunun borçlunun ikametinde yerine getirileceği yönünde bir karinenin kabul edildiğinden söz edilebilir ise de somut olayda, davacının evvelden beri Ayancıkta yaşıyor olması, daha önce gündeme gelen bakım ihtiyacına getirilen kendisi tarafından da kabul edilen çözüm önerisine göre kendisine belli şartlar dahilinde Ayancıkta bakılacağının kabul edilmesi, davacının davalının Ankaradaki ikametinde kısa bir süre kalmış olması, bu sürede hastane işlerinin takip edilmesi ve sözleşmede ifa yerinin belirlenmemesi birlikte değerlendirildiğinde sözleşmenin davacının ikamet ettiği yerde ifa edileceğinin kabulü gerektiği, bu nedenle davacının sözleşmenin feshinde haklı olduğu sonucuna varılmıştır.
4.Buna göre tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Somut uyuşmazlık “ölünceye kadar bakma sözleşmesinde bakım borçlusunun borca aykırı davranması nedeniyle sözleşmenin feshi” istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalının istinaf istemi reddedilmiştir. Daire çoğunluğunca kararın onanmasına karar verilmiştir. Bu görüşe katılmıyoruz. Şöyle ki;
Davacı ..., torunun eşi olan davalı ... ile Noter’de düzenlenen 22.01.2021 tarihli “ölünceye kadar bakma sözleşmesi” yapmış olup, sözleşme uyarınca davalı; ölünceye kadar “sağlık, bakım, beslenme, barınma, giyim ve benzeri bütün giderleri ile her türlü ihtiyaçlarını temin etme”, davalı ise; ölümünden sonra Sinop ilindeki bütün taşınmazlarının davalıya devrini taahhüt etmiştir. ... ve ... ise sözleşmeyi tanık sıfatıyla imzalamışlardır.
Sözleşmede, davalının Keçiören’deki açık adresinde ikamet ettiği, davalının ise sözleşme tarihinde Sinop ili Ayancık ilçesinde ikamet ettiği anlaşılmaktadır. Nüfus kayıt tablosuna göre de davalının mernis adresi Ankara Keçiören’dir. Davalı, eşi ile 14 ve 5 yaşındaki iki çocuğuyla birlikte burada yaşamaktadır.
Davacı; kendisinin Ayancık’ta davalının Ankara’da oturduğu ve kendisinin bakımıyla ilgilenmediği, kendisine başkalarının baktığı gerekçesiyle sözleşmenin feshini talep etmektedir.
TBK m. 611 uyarınca; Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.
TBK m. 614 uyarınca; Bakım alacaklısı, sözleşmenin kurulmasıyla bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olur. Bakım borçlusu, almış olduğu malların değerine ve bakım alacaklısının daha önce sahip olduğu sosyal durumuna göre hakkaniyetin gerektirdiği edimleri, bakım alacaklısına ifa etmekle yükümlüdür.
Bakım borçlusu, bakım alacaklısına özellikle uygun gıda ve konut sağlamak, hastalığında gerekli özenle bakmak ve onu tedavi ettirmek zorundadır.
Kabul ettikleri kişilere ölünceye kadar bakma amacıyla kurulmuş olan kurumların bakım borcunun kapsamı ve ifası, kendilerince hazırlanarak yetkili makamların onayından geçen genel düzenlemelerle belirlenir. Bu düzenlemeler, sözleşmenin içeriğinden sayılır.
Somut olayda, tanık anlatımlarıyla da sabit olduğu üzere taraflar arasındaki sözleşmeye müteakip davalı, davacıyı da yanında götürmüş ve kendisinin çalıştığı Hastanede tedavi ettirdiği, evinde oda açtığı ve bütün bakımıyla ilgilendiği, ancak sağlık durumu iyileşen davacının kendi isteğiyle köye döndüğü anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalıya, köye giderek davacıya orada bakmayı reddettiği için kusur izafe edilmiş ise de, davalı ve eşi Ankara’da çalışmakta, yıllardır da burada yaşamaktadırlar. Nitekim Noter sözleşmesinde de davalının ikametgahının Ankara Keçiören’de olduğu aşikardır. TBK’nın 614. Maddesinde açıkça “Bakım alacaklısı, sözleşmesini kurulmasıyla bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olur” şeklindeki düzenleme ve davalının, eşi ile 14 ve 5 yaşındaki iki çocuğuyla birlikte Ankara Keçiören’de yaşadıkları dikkate alındığında, davacı bakım alacaklısının bu adresteki aileye dahil olması gerekir. Sözleşmeye göre, davalının, davacıya Sinop Ayancık’a bağlı köyde bakma taahhüdünde bulunmamıştır.
Sözleşmenin feshi için davalıya atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı kanaatinde olduğumuzdan, davanın kabulüne dair istinaf istemini reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararını onayan sayın Daire çoğunluğunun görüşlerine katılmıyoruz.