Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5 E. 2023/808 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya elden verilen 140.000 USD'nin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın önceki bozma kararına uymakla davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu ve bozma kararının kapsamı dışında değerlendirme yapılamayacağı gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/329 E., 2022/547 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin borçlu davalı ...'a vermiş olduğu 140.000. USD'nin geri ödenmemesi nedeniyle... l. İcra Müdürlüğünün 2011/15591 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak davalının anılan icra takibine, yetki ve borca itiraz ettiğini, bunun üzerine Kocaeli 5. İcra Müdürlüğünün 2012/4863 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu takipte ise davalının imzaya ve belgeye itirazda bulunmayarak sadece borca ve tüm ferilerine itiraz etmekle sadece alacağı sürüncemede bırakmak maksadı ile soyut itirazda bulunduğunu, İstanbul ili... ilçesi l. Bölge Sırapınar Köyü Çanakçıdere mevkii l. pafta 176 nolu parsel üzerine kurulu market, akaryakıt ve oto gaz istasyonu ile müştemilatının 01.08.2005 başlangıç tarihli kira kontratı ile davalı ...'ın yetkilisi olduğu ... Turz. Akaryakıt Paz. İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti'den 5 yıl süre ile kiralandığını, 2006 yılı ortalarında davalının müvekkile isterse kiracısı olduğu istasyonu devredebileceği yönündeki beyanı üzerine pazarlıklar yapılarak 600.000. USD karşılığı anlaşma yapıldığını, bunun üzerine müvekkilinin kiracısı olduğu istasyonun kendisine satılacağı inancı ile satış bedeli peşinatı olarak 140.000 USD'yi davalı ...'a makbuz karşılığı teslim ettiğini, ancak benzin istasyonuna gittiğinde istasyonun başkasına satıldığını öğrendiğini belirterek tahsili için yapılan takibin iptaline ve %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Zirve ... San. ve Tic. Ltd.Şti. yetkilisi olarak ... Turizm Akaryakıt Paz. İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi müvekkiline istasyon alım bedeli adı altında kısmi ödeme yaptığını kabul ve beyan ettiğini, bu beyanı ile açıkça müvekkilinin şahsı ile değil yetkilisi bulunduğu şirket nedeni ile olduğunu ve ödemenin de ... ...ün maliki bulunduğu istasyonun alımı için yapıldığının ikrar edildiğini, husumet itirazında bulunarak davacının alacağı var ise bunu ... Turizm Akaryakıt Paz. Ltd. Şti.'den istemesi gerektiğini, davacının delil olarak ibraz ettiği belgedeki imzanın davalıya ait olmadığını, davacının bu tutarı müvekkiline verdiği zararların karşılığı olarak ödediğini, aksini yazılı delille ispatlaması gerektiğini, davacının yetkilisi olduğu şirketin gerekli yasal izin/ruhsat ve lisansları alana kadar akaryakıt istasyonunun davacı tarafça kullanılabilmesi için iki şirket arasında 02.08.2005 tarihinde kira sözleşmesi imzalandığını, bu tarihten sonra Ocak 2008'e kadar davacının yetkilisi olduğu şirketin sahip olduğu ... istasyonunu, müvekkilinin yetkilisi bulunduğu ... Turizm Akaryakıt Paz. İth. İhr. ve Tic. Ltd.Şti. adına ve hesabına işlettiğini, davacının ... istasyonunu bu şekilde işletirken yapmış olduğu usulsüz ve borçlandırıcı işlemler nedeniyle müvekkiline ve yekili bulunduğu şirkete ödeme taahhüdünde bulunduğunu ve yine yapmış olduğu hukuka aykırı işlemler nedeniyle oluşacak borçların karşılığı olarak Halk Bankası Bakırköy Şubesi 0246185 çek nolu 31.12.2017 tarihli 200.000,00 TL bedelli çekin verildiğini ancak bu çekin de karşılıksız çıktığını, davacının dava dilekçesinde kiralana istasyonu 600.000 USD karşılığı aldığı beyanının da gerçeğe aykırı olup basiretli bir tacir olarak yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini, davacının uzun süre cezaevinde olması ve aleyhinde yapılacak takiplerin de sonuçsuz kalacak olması nedeniyle aleyhinde işlem yapılamadığını, kabul anlamına gelmemek üzere bir an için davacının alacaklı olduğu kabul edilse bile müvekkilin davacı tarafça yapılan haksız ve hukuksuz işlemler nedeniyle uğradığı zararlar nedeniyle ödemek durumunda kaldığı dilekçede belirtilen bedellerin davacının takibe koyduğu tutardan mahsubu gerektiğini belirterek öncelikle davanın husumet yönünden reddine, aksi taktirde davacıya her hangi bir borç olmadığından davanın reddine, ve/veya takasa ve mahsup talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.02.2014 tarih ve, 2013/72 E., 2014/27 K. sayılı kararı ile; "talep hakkının davacının vekil yada temsilcisi olduğu şirkette olması, bu nedenle davacının şahsi olarak aktif dava ehliyeti bulunmaması, davalının ise temsilcisi olduğu şirket adına parayı almış olduğu iddia ve savunmaları olmakla, davalının da pasif dava ehliyeti bulunmadığı'' gerekçesiyle, açılan davanın, davacının aktif dava ehliyeti, davalının ise pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeni ile taraf sıfat ve husumet yokluğu nedeni ile dava şartları oluşmadığından usul yönünden reddine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 01.03.2017 tarih ve 2016/29244 E., 2017/2713 K., sayılı ilamıyla; ''eldeki davanın taraflar arasındaki alacak borç ilişkisine dayalı olup, davacının, davalı tarafından alınan para karşılığı davalının şahsı tarafından imzalanıp verilmiş olan borç belgesine dayalı olarak bu davayı açtığı, dava dışı şirketler arasında bu konu ile ilgili imzalanmış bir sözleşme ya da belge bulunmadığı, takip konusu 18.10.2006 tarihli "140.000 USD sn.mehmet bulduk'' tan teslim aldım" yazısını içeren belgenin davalı ... tarafından kendi adına imzalanmış olup aradaki alacak borç ilişkisinin tarafların sahibi olduğu şirketler ile bir ilgisi bulunmadığı, o halde mahkemece işin esasına girilerek taraf delillerinin değerlendirilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği'' gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bozma kararına karşı davalı vekili süresi içinde karar düzeltme isteminde bulunmuş, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26.11.2018 tarih ve 2017/7744 E., 2018/11339 K., sayılı ilamıyla karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 24.09.2021 tarihli ve 2018/722 E., 2021/522 K. sayılı kararı ile; ''Yargıtay kararına uyulmasına karar verildiği, bu nedenle de tarafların yetkilisi oldukları şirketlere ilişkin iddia ve savunmalarına itibar edilmediği, taraflarca söz konusu 140.000 USD'nin tarafların yetkilileri oldukları şirketlerin ticari işi nedeni ile verilmiş olduğu beyan edilmiş ise de anılan Yargıtay ilamı ile tarafların bu beyanlarına dosya içeriği, Yargıtay ilamı ve senede karşı senetle ispat kuralı uyarınca adi senedin aksinin ispat edilememesi nedenleri ile itibar edilmediği, davalı yan, cevap dilekçesinde bu alacak kalemi ile müvekkilinin ve müvekkilinin yetkilisi olduğu ... Turizm.. Ltd. Şti. isimli şirketin davacıdan alacaklı olduğunu ve bu alacağın davacı alacağından mahsup edilmesini talep etmiş ise de davalının yetkilisi olduğu ... Turzim... Ltd. Şti. ile davacı ...arasında bir hukuki ilişki bulunmadığı, yine ... Turzim... Ltd. Şti.'nin davada taraf sıfatı bulunmadığı gözetilerek davalı vekilinin bu şirket yönünden mahsup talebinin kabul edilmediği, mahsuba konu edilmek istenen çekin 31.12.2007 tarihli olduğu davacı tarafından gerek dava tarihi (01.02.2013) gerek cevap dilekçesi tarihi itibari ile bu alacağın zamanaşımına uğradığı 24.09.2021 tarihli duruşmada taraf vekillerinin bu çek ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığını beyan etmeleri karşısında zamanaşımını kesen bir işlemin de söz konusu olmadığı kabul edilerek, davalı vekilinin bu çeke ilişkin mahsup talebinin de yerinde görülmediği, her ne kadar taraflar arsındaki ilişkiye ilişkin dosya kapsamında tanıklar dinlenilmiş ise de ihtilafa konu bedelin senetle ispat kuralı kapsamında kaldığı ve senet ile bu borcun ödendiğinin ispat edilmesi gerektiğinin kabulü ile tanık beyanlarına itibar edilmediği, davacının davalıya 140.000 USD verdiği 18.10.2006 tarihli senet ile sabit iken davalının bu bedeli iade ettiğine dair ispata elverişli bir delil sunmadığı, taraflar arasındaki ihtilafa ve icra takip dosyasına dayanak alacağın likit olduğu ve davalının bu alacağı mesnetsiz olarak inkar ettiği ve davalının davacıya icra inkar tazminatı ödemesi gerektiği'' gerekçesiyle Kocaeli 5. İcra Müdürlüğünün 2012/4863 E. sayılı dosyasına borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağın %20si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 27.01.2022 tarih ve 2021/8613 E., 2022/519 K., sayılı ilamıyla; ''a) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının diğer temyiz itirazlarının reddi gerektiği, b) Davalının... Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/8886 soruşturma numaralı dosyasına verdiği 15.05.2008 tarihli ifadesinde, akaryakıt istasyonunu davacıya 600.000 USD'ye satmak üzere sözlü olarak anlaştıklarını, satış bedeli olarak davacının 140.000 USD kendisine ödeme yaptığını ikrar ettiğinin görüldüğü, bu durumda; davalının savcılıktaki ikrarı nazara alındığında, taraflar arasındaki ilişkinin akaryakıt istasyonunun satışına ilişkin olduğu, davacı tarafından davalıya ödenen 140.000 USD'nin satış bedeline mahsup edilmek üzere verildiğinin anlaşıldığı, ancak davalının cevap dilekçesi ile davacı tarafından verilen 31.12.2007 tarihli 200.000 TL bedelli çekin karşılıksız çıkması nedeniyle davacıdan alacağının olduğunu beyan ederek mahsup talebinde bulunduğu, mahkemece davacının mahsubu talep edilen çeke dair zamanaşımı defiinde bulunulmadığı halde çekin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, takas talebine ilişkin olarak davacının usulüne uygun şekilde ileri sürülmüş bir zamanaşımı def'i bulunmadığı halde mahkemece takas konusu alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davalının takas talebinin reddine karar verilmesinin doğru görülmediği'' gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir

3.Dairenin bozma kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, Dairenin 17.05.2022 tarih ve 2022/3026 E., 2022/4700 K. sayılı ilamıyla karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, ''Anılan Yargıtay ilamı ve bahse konu takas işlemi basit bir işlem olduğundan bilirkişi incelemesi yapılmaksızın usul ekonomisi ve makul sürede yargılama yapılması ilkeleri gözetilerek mahkeme tarafından takasın değerlendirildiği, davacının davalıya 18.10.2016 tarihinde 140.000 USD parayı makbuz karşılığında verdiği, davalının cevap dilekçesinde takas talebine dayanak yaptığı 200.000,00 TL bedelli çekin tarihinin ise 21.12.2017 olduğu, davalının ileri sürdüğü takas defi'inin şartlarının 21.12.2007 tarihinde oluştuğu, bu tarihte merkez bankasının efektif USD satış kuru dikkate alınarak takas şartlarının oluştuğu tarihte davacının alacağının( 140.000 * 1,1649= 163.089 TL) 163.089,00 TL olduğu, davacının alacağı olan 140.000,00 USD karşılığı 163.089,00 TL, davalının takasını talep ettiği 200.000,00 TL'den mahsup edildiğinde davacının davalıya 36.394,00 TL borçlu olduğunun mahkeme tarafından kabul edildiği, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2021/8613 E., 2022/519 K. sayılı ilamı gözetilerek davanın reddi gerektiği '' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece takasın hukuki şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmediğini, davalının cevap dilekçesinde şahsına ilişkin bir takas talebi olmadığını, takas define konu çekin, davacı müvekkilin, davalının yetkilisi olduğu dava dışı ... ... isimli şirkete verilen zararlara mahsuben şirkete verildiğinin ikrar edildiğini, dolayısıyla karşılıklılık unsurunun oluşmadığını beyan ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı tarafa elden verilen ve 18.10.2006 tarihli adi yazılı belgeyle kayıt altına alınan ve sonrasında ödenmeyen 140.000 USD'nin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

''Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verme mükellefiyeti meydana gelir ve bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı bulunması, usule uygun sayılmaz, bozma sebebidir. Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince muamele yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durum olup, buna" usuli müktesep hak" denilmektedir. Gerçekten, mahkemenin doğru bularak uyduğu veyahut uymak zorunda olduğu bozma kararı ile dava, usul ve kanuna uygun bir çığıra sokulmuş demektir." (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı).

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen içtihadı birleştirme kararına göre Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle birlikte davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, kararın bozmaya uygun olduğu, sonuç olarak; kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

6100 Sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK'nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.