Logo

3. Hukuk Dairesi2023/707 E. 2023/2247 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin, vekaletname ile satıp bedelini tahsil ettiği taşınmazın satış bedelini vekil edene ödeyip ödemediği ve buna bağlı olarak açılan itirazın iptali davasında vekilin sorumluluğunun kapsamı.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, vekaletname ile sattığı taşınmazın bedelini vekil edene ödediğini ispatlayamaması ve vekilin hesap verme yükümlülüğü gereğince taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerinden sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/293 E., 2022/155 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalının vekil sıfatıyla hareket ederek adına kayıtlı bulunan taşınmazını üçüncü kişiye sattığını, ancak satış bedelini kendisine ödemediğini, satış bedelinin tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe davalı tarafından haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz edildiğini iddia ederek, davalının itirazlarının iptali ile lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, satışa konu olan taşınmazın davacının abisi ...'ın şirket müdürü olduğu B.G.S. ... İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı ... arasında akdedilen sözleşmelerden kaynaklı olarak ...'in alacağına istinaden ifa uğruna bedelsiz temlik edildiğini, vekaletnamede kabza yetkili kılınmadığını, bedel tahsil etme yetkisi bulunmadığından davanın reddini ve lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 24.04.2015 tarihli ve 2012/638 E., 2015/462 K. sayılı kararıyla; taşınmazın satışı konusunda ... Helmut Ludwıgs ile anlaşıldığı, taşınmazın satış bedelinin aile şirketi olan B.G.S. ... Ltd. Şti.ne ödendiği, bu şirket tarafından taşınmazların yine aile üyelerinden olan davacıya devredildiği, önceden yapılan satış sözleşmesi gereğince taşınmazın mülkiyetinin davacı tarafından ... Helmut Ludwıgs'in kızı üzerine davalıya verilen vekaletname ile geçirildiği, ... tapu maliki tarafından önceden bedel ödendiğinden ... bir bedel ödenmediği, dava konusu vekaletnamenin davalıya sırf taşınmazın ferağını vermek üzere verildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine ve önceden taşıınmazın bedeli ödenmesine rağmen yeniden takibe konulması nedeniyle davacının takibinde kötü niyetli ve haksız olduğu gerekçesiyle davalının kötü niyet tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 18.12.2019 tarihli ve 2017/2864 E., 2019/12802 K. sayılı ilamıyla; davacının isteminin vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandığı, vekilin müvekkilin kendisine verdiği görevi ... ve sadakatle ifa etmek, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle ve her ne ... ile olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlü bulunduğu, hesap verme yükümlülüğüne üçüncü kişilerden aldığı değerlerin öncelikle dahil olduğu, 04.09.2007 tarihli satış sözleşmesine göre davalının davacıya ait taşınmazı 25.000,00 TL bedelle üçüncü kişiye sattığını, bedelini nakden ve tamamen aldığını beyan ettiğini, buna göre davalı vekilin satış bedelini vekalet verene ödediğini ispat yükü altında olduğunu, vekilin ... ve hesap verme yükümlülüğü göz önünde bulundurularak davaya konu bağımsız bölümün satış tarihindeki bedeline hükmedilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

3. Davalı tarafından bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmuş ve Dairece verilen 29.09.2020 tarihli ve 2020/7285 E., 2020/5018 K. sayılı ilamıyla; davalının karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahallinde yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporuyla taşınmazın satış tarihi olan 04.09.2007 tarihindeki rayiç değerinin 170.000,00 TL olarak belirlendiği, davalının alacağına istinaden ifa uğruna davacının talimatları uyarınca taşınmazın bedelsiz temlik edildiğini savunduğu, davacı tarafça tanık deliline muvafakat edilmediği, satış işleminin muvazaalı olduğu yolundaki savunmanın senetle ispat edilmesi gerektiği, davalının yemine dayanması nedeniyle davacı asil tarafından yemini tahtında sorulan sorulara cevap verildiği, savunmanın ispatına imkan olmadığı, taşınmazın satış tarihinde rayiç değerinin pek altında bir bedelle üçüncü kişiye temlikinin vekalet sözleşmesi kapsamında ... borcuna aykırılık teşkil edeceği, bu halde davalının benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınarak satış tarihindeki temlik edilen taşınmazın rayiç değerinden sorumlu tutulması gerektiği, takip öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin iddia ve ispat getirilmediğinden takip tarihinden itibaren temerrüt halinde bulunduğu, alacağın likit olmadığı ve yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 170.000,00 TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı; cevap dilekçesini tekrar ederek, harca esas değer gösterilmeyip talep sonucu bölümünde tüm alacak yönünden takibin devamına karar verilmesinin talep edildiğini, davacıya hangi meblağ üzerinden takibin devamını istediği açıklattırılarak harçlandırılan dava değeri üzerinden lehine yargılama giderlerine hükmolunması gerektiğini, taşınmazın harici satım sözleşmeleri ile dava dışı ...'a satılıp satış parası da alınarak bu kişiye teslim edildiğini, davacının hesap istemesinin çelişkili bir davranış olup objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekil eden tarafından vekil aleyhine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) vekilin borçlarını düzenleyen 389 uncu maddesi; " Vekil, müvekkılinin sarih olan talimatına muhalefet edemez. Ancak hal icabına göre müvekkilden mezuniyet istihsaline imkan olmamakla ber aber şayet imkan olupta istizan olunsa idi müvekkilin muvafakat edeceği derkar bulunan hususlarda, inhiraf edebilir. Bundan maada hallerde vekil aldığı talimata müvekkilinin aleyhine olarak muhalefet ederse, bundan mütevellit zararı deruhte etmedikçe,müvekkilünbih ifa edilmiş olmaz." hükmünü,

2. Aynı kanun'un 390 ıncı maddesi; "Vekilin mesuliyeti, umumi surette işçinin mesuliyetine ait hükümlere tabidir. Vekil, müvekkile karşı vekaleti iyi bir suretle ifa ile mükelleftir. Vekil, başkasını tevkile mezun veya hal icabına göre mecbur olmadıkça veya adet başkasını kendi yerine ikameye müsait bulunmadıkça müvekkilünbihi kendisi yapmağa mecburdur." hükmünü,

3. Aynı kanun'un 392 nci maddesi; "Vekil,müvekkilin talebi üzerine yapmış olduğu işin hesabını vermeğe ve bu cihetten dolayı her ne ... ile olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile tediyeye mecburdur. Vekil zimmetinde kalan paranın faizini de vermeğe mecburdur." hükmünü içerir.

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, vekil olan davalının hesap verme yükümlülüğü gereğince taşınmaz satış bedelinin davacı vekil edene ödendiğinin ispatlanamadığının ve 175.000,00 TL üzerinden açılan davada mahkemece reddedilen 5.000,00 TL tutar üzerinden davalı lehine yargılama gideri hesaplandığının ve uyulan bozma ilamı gereğince karar verildiğinin anlaşılmasına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.