"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/665 E., 2022/1440 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/217 E., 2021/109 K.
Taraflar arasındaki alacak dolayısıyla yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı asıl ... ve Avukat ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalının murisi arasında düzenlenen 23.07.1990 tarihli sözleşmeye göre 150.200 m² yüzölçümlü 200 parsel sayılı taşınmazdan 4.000 m², 8.700 m²'lik yüzölçümlü 873 parsel sayılı taşınmazdan 3.000 m² olmak üzere krokideki toplam 7.000 m² alanın 98.000.000 TL karşılığında satışının kararlaştırıldığını, bedelin tamamının murise ödendiğini ancak belirli bir bölümün müvekkili adına tescil edildiğini, kalan 3.000 m²'lik kısmın 5403 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi kapsamında bölünmediği için tescilinin yapılmadığını, miras taksim sözleşmesine göre taşınmazın davalıya kaldığını, davalı ile dava dışı İhsan arasında 09.03.2006 tarihinde noterde düzenlenen taahhütnamede, dava konusu satış şartları ve krokinin kabul edildiğini, müvekkilinin malik sıfatıyla sözleşme tarihinden itibaren zilyet bulunduğunu, muhtelif cinste 300 kadar ağaç diktiğini, davalının müvekkiline devretmesi gereken taşınmazı üçüncü kişiye satış yoluyla devrettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla, 3.000 m²'lik hisse ile ağaçların değerinden şimdilik arsa için 10.000,00 TL ve ağaçlar için 1.000,00 TL'nin yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; zamanaşımı süresinin geçtiğini, dava konusu sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğunu, murisin 14.03.1991 tarihinde sözleşmede yer alan 200 parselden 4.000 m² yerine 5.000 m² kısmı davacıya devrettiğini, bu alanda fiili tasarrufa başladığını, dava dilekçesinde belirtilen taahhütname ile müvekkilinin ilgisi bulunmadığını, taahhütnamelerin 200 parselle ilgisinin bulunduğunu, müvekkilinin maliki olduğu 8 parselin (eski 873) ise 05.03.2019 tarihinde satıldığını, davacıların bu parselde zilyetliğinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davanın sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayandığı, keşif neticesinde krokinin zemine uyduğunun belirlendiği ancak satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı, satış bedelinin miktar itibariyle tanıkla ispat edilemeyeceği, davacı tarafından satış bedelinin ödendiğinin tanıklar tarafından da bilinmemesi nedeniyle iddianın ispatlanmadığı, satış tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, bilirkişi raporuna göre ağaçların en küçüğünün altı yaşında olduğu, öğrenme tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, arazinin davalıya ait olduğunu bilmesine rağmen ağaç dikilmesinin iyiniyeti ortadan kaldırdığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dosya kapsamı ve gerekçenin örtüşmediğini, sözleşmeye göre taşınmaz bedelinin 50 milyonu çekle hemen, 48 milyonu da 45 gün sonra ödenecek çekle tahsil edilmek üzere satış yapıldığını, bedelin ödendiğinin murisin imzası ile sabit olduğunu, tanıkların ödemeyi bilmemesi gerekçesinin geçerli olmadığını, davalının satış bedelinin ödenmediğine ve imzaya itirazı bulunmadığını, müvekkilinin malik sıfatıyla zilyet olduğunu, muhtelif cinste ağaçları diktiğini, tanık beyanlarında da ifade edildiğini, 3.000 m² kısmın hukuki imkansızlık nedeniyle devredilemediğini, söz konusu hissenin üçüncü kişiye devredildiğini, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade gerektiğini, bilirkişi raporuna göre de krokinin zeminle örtüştüğünün tespit edildiğini, taşınmazın 05.03.2019 tarihinde devredilmesiyle ifa olanağının kaktığını, zamanaşımı süresinin geçmediğini, kaldı ki zilyet konumunda olduğunu, iyiniyetli olmadığına dair belirlemenin de doğru olmadığını, davalı tarafından kullanımın bilindiğini, ağaçların yaşları dikkate alındığında da 30 yılı aşkındır kullandığının anlaşılacağını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyuşmazlığın davanın ispat edilip edilemediği noktasında toplandığı, dosya kapsamından davacı ile davalının murisi arasında 23.07.1990 tarihinde düzenlenen harici taşınmaz satım sözleşmesi gereğince toplam 7.000 m² sözleşme konusu taşınmazın eski para ile 50.000.000 TL'si çekle hemen, 48.000.000 TL'si 45 gün sonra ödenecek çekle tahsil edilmek üzere 98.000.000 TL'ye satıldığı ancak dava konusu sözleşmenin alt kısmında 25.000.000 TL'nin peşin alındığı yazılarak davalı murisi tarafından imzalanmış ise de, "çek 1" ve "çek 2" ifadelerinin yanında ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda herhangi bir açıklamaya yer verilmeyip, bakiye kısmın ödendiği hususunun dosya kapsamı itibariyle başka delille ispatlanamadığı, sözleşme konusu taşınmazın 5.000 m²'lik kısmının 14.03.1991 tarihli ve 742 yevmiye nolu satış işlemi ile davalının murisi tarafından davacıya tapuda devir ve tescil edildiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin duruşma yapmaksızın esas hakkında istinaf incelemesi yapmaları durumuna dair karar verme usulü 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde düzenlenmiştir. Buna göre bölge adliye mahkemesi; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya kararın gerekçesinde hata edildiği durumlarda düzelterek yeniden esas hakkında karar verir. Bölge adliye mahkemesi kararlarında yer alması gereken hususlar ise aynı Kanun'un 359 uncu maddesinde belirtilmiş olup, buna göre kararda; “Tarafların iddia ve savunmalarının özeti”, “İlk Derece Mahkemesi kararının özeti”, “İleri sürülen istinaf sebepleri” ve “Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep” yer alması gereken zorunlu unsurlardır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." düzenlemesine yer verilmiştir.
2. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince, dava konusu satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı, miktar itibariyle tanıkla ispatlanamayacağı, satış tarihinden itibaren on yıllık, ağaçlar yönünden iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, ağaç dikilmesinde davacının iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; sözleşmedeki bakiye kısmın ödenmediği, 5.000 m² lik kısmın davalı adına tescil edildiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir. Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçenin değiştirilmesi halinde öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, ardından yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekmektedir.
3. O halde Bölge Adliye Mahkemesince; yukarıda yer verilen hükümler gözetilerek, davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4. Bozma nedenine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca usulden BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.