Logo

3. Hukuk Dairesi2023/760 E. 2023/2591 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet sözleşmesine dayanarak yapılan hisse devri işlemine ilişkin alacak davasında zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekalet akdinden doğan davalarda zamanaşımı süresinin vekilin azli veya hesap vermesiyle başlayacağı, somut olayda ise davalının hesap verme yükümlülüğünü yerine getirdiğine dair bir ispat sunamadığı ve bu nedenle zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2357 E., 2022/1348 K.

DAVA TARİHİ : 07.05.2015

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/1524 E., 2019/363 K.

Taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalının şirketteki hissesini bir başka kişiye 06.05.1994 tarihinde devrettiğini, devir işleminin yetki verilmeden yapıldığını, şirketteki payın tamamının değer mukabilinde gerçekleştiğini, fakat devir işlemine mütevellit davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, usulsüz işlem nedeniyle davalının haksız kazanç sağladığını, davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, uğranılan zararların bilirkişi marifetiyle tespit edilerek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davanın yetkili olmayan ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını, dava konusu yapılan işlemin yapıldığı yer adresinin ... olması ve işleme konu şirket merkezinin ...'de bulunması nedeniyle davaya bakmada yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olduğunu, dava konusu olayın ticari ... ve işlem niteliğinde olması nedeniyle davanın ... Ticaret Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğini, ayrıca alacağın zamanaşımı süresi olan 10 yıllık yasal süresinin geçmiş olduğunu, bu nedenle davacının alacak iddiasını zamanaşımı nedeniyle kabul etmediğini, yine davacı tarafça aradan 21 yıllık bir süre geçtikten sonra iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. ... (...) Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.06.2017 tarihli ve 2015/246 E., 2017/187 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasında imzalanan şirket pay devir-temlik sözleşmesi incelendiğinde şirket merkezinin "Gazibulvarı No: 86 K:5/501 ..." olarak gösterildiği, dolayısıyla söz konusu sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıkların çözümünde ... Mahkemelerinin yetkili olduğu, bu haliyle ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin davayı görmeye görevli ve yetkili bulunduğu, ayrıca davalı tarafça süresinde yetki itirazında bulunulduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.

2. Dosyanın gönderildiği ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.11.2017 tarihli ve 2017/864 E., 2017/1080 K. sayılı ilamıyla; mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olduğu, somut olaydaki uyuşmazlığın limited şirket hissesinin devri nedeniyle alacak istemine ilişkin olduğu, 06.05.1994 tarihli hisse devir sözleşmesi başlıklı ... vekili ... ile ... arasında düzenlenen sözleşme değerlendirildiğinde limited şirket hissesinin devrinin konu edildiği, şirketler hukuku yönünden hisse devrinin Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiş bulunduğu, tarafların şirket ortağı durumunda bulunmaları, hisse devrine ilişkin sözleşme bulunması ve Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiş bir hukuki konu hakkında sözleşme yapılması değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde incelenip sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/(1)-c ve 115/(2) maddeleri gereğince davanın usulden reddine, ... Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.

3. Dosyanın gönderildiği ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... 21. Noterliğinin 03.06.1994 tarih ve 25582 yevmiye no.lu şirket pay devir- temlik sözleşmesi incelendiğinde ...'nun vekili ... aracılığı ile Doğan Harita İnşaat Mühendislik Müşavirlik Taah. San. Tic Ltd. Şti.ndeki 30 payını ...'e devrettiği, söz konusu pay devri ...'na vekaleten davalı ... tarafından davacının ... Noterliğinden verilme 02.06.1994 tarih ve 1590 yevmiye nolu vekaletnameye istinaden yapıldığı, davacı her ne kadar dava dilekçesinde devir işleminin yetki verilmeden yapıldığını iddia etmiş olsa da dosya kapsamında davalının devir işlemini davacı tarafından verilen vekaletnameye istinaden yaptığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ve devamı maddelerinde zamanaşımının düzenlendiği, davacı tarafından verilen vekaletname tarihinin 02.06.1994 ve devir işleminin 03.06.1994 tarihi olduğu dikkate alındığında davanın açıldığı 14.12.2018 tarihi itibariyle 24 yıldan fazla bir zamanın geçtiği, buna göre zamanaşımı süresinin dolduğu, dosya kapsamından zamanaşımının durmasına ve kesilmesine ilişkin herhangi bir durumun olmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı; davalının kurucu ortağı bulunduğu dava dışı Doğan Harita İnşaat Mühendislik Müşavirlik Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. isimli şirketteki hissesini 06.05.1994 tarihinde ... Noterliğinden verilme 02.06.1994 tarih 1590 yevmiye nolu vekâletnameye müsteniden başkasına devrettiğini, ancak devir tescil işleminin vekâletnamenin verildiği tarihten daha önceki bir tarihte yapıldığı dikkate alındığında davalının yetkisizken bu işlemi yaptığını, tescil işleminin yapıldığı esnada davalıya yetki verilmediğini, tescil işleminden daha sonraki bir tarihte vekâletname verildiğini, devir işlemi nedeniyle mağdur edildiğini, devir işlemi nedeniyle yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığını, usulsüz işlem sebebiyle davalının haksız kazanç elde ettiğini, ceza soruşturmasının devam ettiğini, mahkemece eksik inceleme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, tescilin ilk tesis edildiği tarihte işlemde bir hukuki sakatlık mevcut ise baştan yolsuz tescil olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1024/11 nci maddesi gereğince tescil işlemi yapıldığı esnada yetki verildiğine ilişkin vekâletname düzenlenmeden başkası adına hareket edilerek yapılan işlemin de yolsuz olduğunu, yolsuz tescile ilişkin davalar için kanunda ve Yargıtayın emsal kararlarında zamanaşımı süresinin öngörülmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... 21. Noterliğinin 03.06.1994 tarih 25582 yevmiye numaralı şirket pay devir-temlik sözleşmesi başlıklı sözleşmesi ile davacı ... vekili olarak davalı ... tarafından davacıya ait 30 payın 3.000.000 TL bedelle dava dışı ...'e devredildiği, sözleşmenin 3 üncü maddesinde Şirket Ortaklar Kurulunun 06.05.1994 tarihli 16 sayılı kararı ile bu devir işlemine muvafakat edildiğinin belirtildiği, sözleşmenin arka sayfasında "Müstenit: ... Noterliğinden tanzim ve tasdik edilmiş, 02.06.1994 tarih ve 1590 yevmiye nolu vekalete istinaden ...'nun adına işbu hisse devir sözleşmesini imzalamaya yetkili olarak: ... görüldü. İşbu müstenit Noterlik Kanunu'nun 79. maddesi gereğince çıkarılıp bağlanmıştır." şeklinde şerh düşüldüğü, böylece davacının iddiasının aksine devir sözleşmesinin 06.05.1994 tarihinde değil 03.06.1994 tarihinde yapıldığı, devir sözleşmesinin yapıldığı tarihten bir gün önce 02.06.1994 tarihinde ise dava konusu vekaletnamenin düzenlendiği, devir işleminin usulsüz olduğu iddiasıyla açılan eldeki davada ise dava tarihinin 07.05.2015 olduğu, usulsüz olduğu iddia olunan devir işlemi ile dava tarihi arasında 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebeplerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) Beş senelik müruru zaman başlıklı 126 ncı maddesinin 1 inci fıkrasının 4 üncü bendinde; "Ticari olsun olmasın bir şirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan bütün davalar ile bir şirketin müdürleri, temsilcileri,murakıplariyle şirket veya ortaklar arasındaki davalar, vekalet akdinden, komüsyon aktinden,acentalık mukavelesinden, ticari tellallık ücreti davası hariç,tellallık akdinden doğan bütün davalar, mütaahhidin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir ... meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere istisna akdinden doğan bütün davalar." şeklinde düzenleme yer almaktadır.

2. 818 sayılı Kanun'un 386/1 inci maddesi; ''Vekalet, bir akittirki onunla vekil, mukavele dairesinde kendisine tahmil olunan işin idaresini veya takabbül eylediği hizmetin ifasını iltizam eyler.'',

3. 818 sayılı Kanun'un 389 uncu maddesi; ''Vekil, müvekkılinin sarih olan talimatına muhalefet edemez. Ancak hal icabına göre müvekkilden mezuniyet istihsaline imkan olmamakla beraber şayet imkan olupta istizan olunsa idi müvekkilin muvafakat edeceği derkar bulunan hususlarda, inhiraf edebilir. Bundan maada hallerde vekil aldığı talimata müvekkilinin aleyhine olarak muhalefet ederse, bundan mütevellit zararı deruhte etmedikçe, müvekkilünbih ifa edilmiş olmaz.'',

4. 818 sayılı Kanun'un 390/2 nci maddesi; ''Vekil, müvekkile karşı vekaleti iyi bir suretle ifa ile mükelleftir.'',

5. 818 sayılı Kanun'un 392 nci maddesi; ''Vekil,müvekkilin talebi üzerine yapmış olduğu işin hesabını vermeğe ve bu cihetten dolayı her ne nam ile olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile tediyeye mecburdur. Vekil zimmetinde kalan paranın faizini de vermeğe mecburdur.'' şeklindedir.

6. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 05.04.2022 tarihli ve 2022/1455 E., 2022/3124 K. sayılı ilamı.

7. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.06.2015 tarihli ve 2014/28823 E., 2015/21090 K. sayılı ilamı.

8. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.05.2011 tarihli ve 2011/13-161 E., 2011/276 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

Dava konusu taşınmazın vekaleten satışının gerçekleştirildiği tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 126 ncı maddesinin 1 inci bendinin 4 üncü fıkrası gereği vekalet akdinden doğan bütün davalar 5 yıllık zaman aşımına tabidir.

Dava dosyasının incelenmesinde; 06.05.1994 tarihli toplantıda davacının şirket hisse devri için ortaklar kurulu tarafından muvafakat verildiği, hisse devri sözleşmesinin ise 02.06.1994 tarihli vekaletnameye dayanılarak ... 21. Noterliğinin 03.06.1994 tarih, 25582 yevmiye numaralı şirket pay devir-temlik sözleşmesi başlıklı sözleşme ile yapıldığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.05.2011 tarihli ve 2011/13-161 E., 2011/276 K. sayılı kararında ve emsal Yargıtay içtihatlarında vekilin azli veya vekilin hesap vermesi ile zamanaşımı sürenin işlemeye başlayacağının belirtildiği, dosya kapsamında azilnamenin yer almadığı, davacının 2014 yılında devir işleminden haberdar olduğunu beyan ettiği, davalının ise davacıya daha önceden hesap verme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat edemediği, bu anlamda dava tarihi itibariyle zamanaşımı sürenin dolmadığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, mahkemece zamanaşımı süresi dolmadığından işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.