Logo

3. Hukuk Dairesi2023/981 E. 2024/3052 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya verilen et ürünlerinin bedelinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, takip konusu faturaların kapalı fatura olup olmadığı ve davalının ödeme yaptığını ispatlayıp ispatlamadığı noktasında yoğunlaşmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından ödeme yapıldığı iddia edilen faturaların açık mı kapalı mı olduğunun tespiti için yeterli inceleme yapılmadan ve hükme esas alınmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2599 E., 2021/736 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elmalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/121 E., 2019/52 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin kasap olarak faaliyet gösterdiğini, davalıya uzun süre et ürünleri verdiğini ancak davalının müvekkilini oyalayarak borcunu ödemediğini belirterek alacağın tahsili için Elmalı İcra Müdürlüğünün 2017/293 sayılı dosyası ile başlattıkları icra takibine vaki itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının takibe konu ettiği faturada müvekkilinin imzasının bulunmadığını, icra takibine dayanak olan faturaları kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, davacının alacak iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, söz konusu takibin amacının müvekkilinin ticari hayatındaki kazancından pay almaya yönelik olduğunu belirterek davanın reddi ile %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu alacağın dayanağının açık fatura olduğunun davalı tarafın ticari defter kayıtlarından anlaşıldığı, davalı tarafın davacı taraftan teslim aldığını kabul ettiği ve ticari defterlerine kayıt ettiği fatura bedellerini ödediği iddiasını somut belgelerle ispat etmesi gerektiği, davacının davalıdan 23.793,30 TL alacağı olduğunun sabit olduğu, bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin giderilmesi için üçlü heyetten alınan raporun bilimsel ve somut verilere dayandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 23.793,30 TL bakımından itirazın iptaline, 23.793,30 TL bakımından Elmalı İcra Müdürlüğünün 2017/293 E. sayılı dosyasında davalının itirazının iptali ile 23.793,30 TL üzerinden takibin devamına, 59.836,70 TL alacak ve 2.278,92 TL faiz bakımından davanın reddine, 23.793,30 TL'nin %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; alacağın dayanağı olan faturaların açık fatura olduğunun davalının ticari kayıt ve defterlerinden anlaşıldığını, davalının fatura kapsamı ürünleri davacıdan teslim aldığını kabul ettiğini ve ticari defterlerine kaydettiğini ancak fatura bedellerini ödediğini ispatlayamadığını, bu durumda takip tarihi itibari ile en az 83.630,00 TL tutarında alacağı olduğunu ifade ederek kararı istinaf etmiştir.

2. Davalı vekili; davacının defterleri işletme defteri olduğundan deftere kapalı olan faturaları alacak olarak kaydetmesinin müvekkili yönünden borç sorumluluğu doğurmadığını, müvekkilinin defterlerini tutan muhasebecinin hata ile 23.793,30 TL tutarındaki kapalı faturaları cari hesaba borç gibi kaydettiğini, faturaların tamamının kapalı fatura yani ödenmiş fatura olduğunu, davanın kabul edilen kısmı yönünden davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini, reddedilen kısım yönünden ise müvekkili lehine herhangi bir tazminata hükmedilmemesinin doğru olmadığını ifade ederek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılama sırasında sunulan fatura suretlerinin kapalı fatura olduğunun gerek bilirkişi raporları gerekse fatura fotokopilerinden anlaşıldığı, davacının işletme defteri, davalının 2013-2014 yıllarında işletme ve 2015-2016 yıllarında yevmiye defteri tuttuğu, defterlerin usulüne uygun tasdiklerinin yapıldığı, takibe konu 2015-2016 yıllarına ait toplam 23.793,30 TL tutarındaki kapalı faturanın davalının yevmiye defterlerine davacı adına borç olarak kaydedildiği ancak herhangi bir ödemenin kaydedilmediği, davalı tarafın ticari defterlerine açık fatura olarak kaydettiği 2015-2016 yılına ait 23.793,30 TL tutarındaki faturalardaki imzaların alt kısımda atılı olduğu, bu miktar davalının kendi kayıtlarında borç olarak gözüktüğünden davacıya bu miktarda borçlu olduğunun kabulünün gerekeceği, davacının defterlerine göre davalıdan 88.882,99 TL alacaklı gözüktüğü, faturaların davalının defterine kayıtlı olmasının fatura içeriğinin davalıya teslim edildiğini gösterdiği, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı ancak Mahkemece hatırlatılmaksızın yargılamanın sonuçlandırıldığı anlaşıldığından eksikliğin giderilmesi için Dairece duruşma açıldığı, davacı vekilinin davalıya yemin teklifinde bulunduğunu bildirmesi üzerine davalının adresi itibari ile Elmalı Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazıldığı, davalı ... 09.04.2021 tarihli duruşmada davacının yemin teklifini kabul ederek "Davacı ile 2013 - 2017 yılları arasında ürün satın aldığıma, günlük 2 veya 3 kilo et ürünü aldığıma, davacıya herhangi bir borcum olmadığına, alışverişlerin tamamının nakit bir şekilde yaptığıma, ödemeleri ...'ya bizzat elden yaptığıma, alışverişe konu faturaların muhasebecimin yanlışlığından dolayı açık fatura şeklinde düzenlendiğine, bütün faturalarımın kapalı fatura şeklinde olduğuna ve muhasebecimin yanlışlığından dolayı ticari defterlerime bu şekilde kayıt edildiğine" ilişkin yemin ettiği, yeminin kati delil olduğu, takip konusu alacağa dayanak davacı faturalarının kapalı fatura olup, ödendiğine karine teşkil ettiği, davalı tarafın, faturaların muhasebeci hatası ile açık fatura olarak defterlerine kaydedildiği ve davacıya borcu olmadığına ilişkin yemini karşısında davacının alacağını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalının Elmalı İlçesinde Restaurant işletmecisi olduğunu, müvekkilinin davalıya uzun süre boyunca et ürünleri verdiğini, davalı tarafın borcunu bildiğini, davalının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, 28.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda, bakiye alacağın 83.630,00 TL olduğunun açıkça yazıldığını, işbu raporun hükme elverişli ve yeterli olduğunu, dava konusu alacağın dayanağı olan faturaların açık fatura olduğunun davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarından anlaşıldığını, davalının müvekkilinden teslim aldığını kabul ettiği ve ticari defterlerine kayıt ettiği fatura bedellerini ödediği iddiasını somut belgelerle ispat edemediğini, Mahkemece aldırılan üçlü heyet raporunun ilk aldırılan tek kişilik uzman raporu kadar gerekçe ve irdeleme içermediğini, Bölge Adliye Mahkemesince yeminin usüle uygun eda ettirilmediğini ifade ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, faturaya dayalı olarak teslim edilen malların bedellerinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Hukuk Genel Kurulunun 22.04.2015 tarihli ve 2013/19-1950 E., 2015/1251 K. sayılı kararı,

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "İspat yükü

" başlıklı 6 ncı maddesi,

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "İspat yükü" başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Kural olarak fatura bir sözleşme ilişkisini veya malın teslim edildiğini tek başına ispata yeterli bir araç değildir. Davaya konu faturaların tamamının davalının işletme ve yevmiye defterlerine kaydedildiği sabittir. Davalı, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu ancak davacıya ödeme yaptığını savunmuş olduğundan, söz konusu faturalardaki malların davalıya teslim edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Davalının davacıdan et aldığını ancak icra takibine konu fatura bedellerini davacıya ödediği şeklindeki beyanı bileşik bağlantılı ikrar niteliğinde olup, dairemizce bölünebilir kabul edildiğinden borç ilişkisini kabul eden davalı ödediğini ispatla yükümlüdür. Bu nedenle uyuşmazlık; takip dayanağı faturaların kapalı fatura olup olmadığı ve bu çerçevede davalının, davacıya bedelin ödendiğine ilişkin iddialarını ispatlayıp ispatlamadığı noktasında toplanmaktadır.

2. Açık fatura; paranın tahsil edilmediği yani vadeli satış yapıldığı durumlarda düzenlenen fatura iken, kapalı fatura; mal ya da hizmet bedelinin peşin olarak tahsil edildiği durumlarda düzenlenmektedir. Açık faturada imza, faturanın üst tarafına atılmakta iken, kapalı fatura da imza faturanın alt tarafına atılmaktadır. Faturalar kapalı fatura ise, borcun borçlu tarafından ödendiği hususunda karine teşkil eder ve aksini ispat yükü alacaklıdadır. Açık faturada ise ispat yükü, ödeme yaptığını savunan borçludadır. Satıcının, düzenlediği faturanın alt kısmına kaşe ve imza koymasına faturanın kapatılması (akide edilmesi) denir ve bu durum ticari bir örf ve adet kuralı olarak bedelin tahsil edildiğine karinedir (Hukuk Genel Kurulunun 22.04.2015 tarihli ve 2013/19-1950 E., 2015/1251 K. sayılı kararı). Bu karine aksi ispatlanabilen bir karinedir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların çoğunluğunun kapalı fatura olduğu belirtilmiştir. Davaya konu fatura fotokopileri incelendiğinde; faturaların bir kısmının sol alt kısmında imza olduğu, herhangi bir kaşenin basılmadığı, bazılarında ise hiçbir şekilde imza ya da kaşe olmadığı görülmüştür.

3. Bölge Adliye Mahkemesince; dava konusu alacağın dayanağı olarak sunulan fatura fotokopileri üzerinde yapılan incelemelerde, faturaların çoğunluğu üzerine atılan imzaların faturanın alt kısmına atıldığının görüldüğü, takip konusu alacağa dayanak davacı faturalarının kapalı fatura olup, ödendiğine karine teşkil ettiği, davalı tarafın, faturaların muhasebeci hatası ile açık fatura olarak defterlerine kaydedildiği ve davacıya borcu olmadığına ilişkin yemini karşısında davacının alacağını ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyada sunulan faturaların özelliğine (açık ya da kapalı olması) göre doğru bir değerlendirme yapılmayan hükme esas almaya yeter nitelik ve nicelikte olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.

4. O halde Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş; davacının delil olarak dayandığı fatura asılları dosyada değilse asıllarının dosyaya temini sağlanarak, dosyanın gerekirse alanında uzman ayrı bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesi suretiyle faturaların özellikleri (açık fatura mı yoksa kapalı fatura mı olduğu) dikkate alınarak, davacı satıcının düzenlediği faturaların alt kısmına kaşe ve imza koyması durumunda kapalı fatura olduğu kabul edilerek, faturalar açık ise ispat yükünün ödeme yaptığını savunan davalıda olduğu, kapalı ise borcun ödendiğine karine teşkil ettiği ve ispat yükünün davacıda olduğu dikkate alınmak suretiyle denetime elverişli rapor alınıp ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.