Logo

3. Hukuk Dairesi2023/990 E. 2023/2691 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İdari yargıda verilen kararın bozulması nedeniyle, davalıya daha önce ödenen paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi ve faiz başlangıç tarihi.

Gerekçe ve Sonuç: Danıştay kararının kesinleşmesiyle davalıya yapılan ödemenin dayanağı ortadan kalktığından, davalının sebepsiz zenginleştiği ve davacıya iade yükümlülüğü doğduğu, faizin ise davalının temerrüde düşürüldüğü tarih olan iade talebinin yapıldığı tarihten itibaren işleyeceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/879 E., 2022/3303 K.

DAVA TARİHİ : 07.08.2019

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/343 E., 2021/791 K.

Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 05.07.2011 tarihinde yapılan ihalenin en yüksek bedeli veren davalı şirket uhdesinde kaldığını, ancak davalı şirketin süresinde sözleşmeyi imzalamadığını, bunun üzerine davalının 150.000 USD bedelli geçici teminat mektubunun 270.810,00 TL olarak irat kaydedildiğini, davalı tarafından ihalenin iptali ile teminat mektubunun iadesinin reddine dair işlemin iptali için yürütmenin durdurulması talepli idare mahkemesine dava açıldığını, ... 7. İdare Mahkemesince 10.01.2013 tarihinde yürütmenin durdurulmasına, 12.04.2013 tarihinde de işlemin iptaline karar verildiğini, bu karar üzerine irat kaydedilme tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte 305.541,38 TL'nin 18.12.2013 tarihinde davalının banka hesabına yatırıldığını, kararın temyizi üzerine Danıştay 13. Dairesinin 25.04.2018 tarihli kararı ile kararın bozulmasına, davanın reddine kesin olmak üzere karar verildiğini, ayrıca davalı tarafça eksik ödeme iddiasıyla yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali talebiyle ... 1. İdare Mahkemesine açılan davanın da reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, Danıştay kararı ile hukuki sebebi ortadan kalkan 305.541,38 TL'nin 18.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; teminatın iadesine ilişkin kesin hüküm içermeyen Danıştay kararının hukuka aykırı olduğunu, hiçbir şekilde davanın kabulü anlamına gelmemek üzere davacı tarafça teminat tutarının iadesi 15.01.2019 tarihinde talep edildiğinden bu tarihten itibaren faizin başlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... 7. İdare Mahkemesinin 12.04.2013 tarihli ve 2012/1912 E., 2013/633 K. sayılı kararına istinaden teminatın irat kaydedilmesi işleminin iptaline karar verildiğinden irat kaydedilen teminat tutarının yasal faizi ile birlikte 305.541,38 TL olarak davalıya iade edildiği, kararın temyizi üzerine Danıştay 13. Dairesinin 2013/1688 E., 2018/1533 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, davacı tarafça 305.541,38 TL'lik bedelin 18.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesinin talep edildiği ancak iade edilmediği, davalı tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulunulduğundan takas mahsup talebinde bulunulmuş ise de davanın devlet aleyhine açılmış tazminat davası olduğu ve dosya davacısının taraf olmadığı gerekçesiyle; davalı vekilinin bekletici mesele yapılması ve takas mahsup talebinin reddi ile davanın kabulüne, 305.541,38 TL'nin 31.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; asıl alacağa işleyecek faizin başlangıç tarihinin 18.12.2013 olması gerektiğini, davalının ödemenin yapıldığı 18.12.2013 tarihinde temerrüde düştüğünü, hükme esas alınan 16.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda temerrüt tarihinin davalıya bildirimin yapıldığı 15.01.2019 olabileceği belirtilmiş ise de Mahkemece bu tarihten farklı bir tarih benimsenerek faiz başlangıç tarihi olarak 31.01.2019 tarihi olarak belirlendiğini ileri sürerek, kararın faiz yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davacı aleyhine sebepsiz zenginleşme olmadığını, teminatın iadesine ilişkin ... 7. İdare Mahkemesinin 2012/1912 E. kararının dayanağı ... İdare Mahkemesinin 2011/1266 E. dava dosyasının Danıştay 8. Dairesinde lehine kesinleştiğini, Danıştay 13. Hukuk Dairesinin, Danıştay 8. Dairesinin kararını yok sayarak davayı reddettiğini, takas mahsup talebinin kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının kanuna aykırı tutum ve davranışları sebebiyle ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/520 Esas sayılı dosyasıyla 35.009.672,26 USD ve 17.923.083,58 TL tutarında alacak/tazminat davası açtığını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde 16763/21 dosya numarası ile yargılamaya başlandığını, bekletici mesele yapılması gerektiğini, Mahkemenin ana para 270.810 TL'ye 31.01.2019 tarihinden itibaren faiz uygulanmasına, faiz olarak ödenen 34.731,38 TL'nin faizsiz olarak iade edilmesine karar vermesi gerekirken toplam alacağın tamamına faiz uygulanmasına karar verilmesinin doğru olmadığını savunarak, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İdare Mahkemesinin ilamı gereğince davalıya yapılan ödeme tutarı 305.541,38 TL olup bu miktarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacıya iadesi gerektiği, faiz başlangıcı yönünden davacı vekili tarafından, davalının yapılan ödemenin dayanağının idare mahkemesi kararı ile ortadan kalktığını bildiğini, sebepsiz zenginleşmede iyi niyetli olmadığını, bu nedenle temerrüt ihtarının aranmayacağını, davacı tarafça ödeme yapılan 18.12.2013 tarihi itibariyle faiz işletilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, dosya kapsamında davalının iyi niyetli olmadığı yönünde delil bulunmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 117 nci maddesi gereğince davalının temerrüte düşürüldüğü iade talepli yazı esas alınarak faiz işletilmesinde usul ve yasaya aykırılık tespit edilmediği, davacının iade talebi yaptığı ödeme tutarına, yani asıl alacağa ilişkin olup müddeabihe temerrüt tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faiz dahil edilmediği, buna göre davacının talebinin ve Mahkemenin kararının faize faiz işletilmesi niteliğinde olmadığı gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davaya konu ödemenin dayanağı olan İdare Mahkemesi kararının temyiz incelemesi sonucunda ortadan kalkmış olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28 inci maddesinin ilgili bölümü şöyledir; "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez."

2. 6098 sayılı Kanun'un 117 nci maddesi; "Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır. " şeklinde düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

1. Davacı tarafça 05.07.2011 tarihinde yapılan ihalenin en yüksek bedeli veren davalı şirket uhdesinde kaldığı ancak davalı şirketin süresinde sözleşmeyi imzalamadığı, bunun üzerine davacı tarafından davalının 150.000 USD bedelli geçici teminat mektubu 270.810,00 TL olarak irat kaydedildiği, davalı tarafından ihalenin iptali ile teminat mektubunun iadesinin reddine dair işlemin iptali için yürütmenin durdurulması talepli idare mahkemesine dava açıldığı, ... 7. İdare Mahkemesince 10.01.2013 tarihinde yürütmenin durdurulmasına, 12.04.2013 tarihinde de işlemin iptaline karar verildiği, bu karar üzerine irat kaydedilen tutarın işleyen faizi ile birlikte 305.541,38 TL olarak 18.12.2013 tarihinde davalının banka hesabına yatırıldığı, idare mahkemesi kararının temyizi üzerine Danıştay 13. Dairenin 25.04.2018 tarihli kararı ile İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, davanın reddine karar verildiği, kararın kesin olduğu anlaşılmıştır.

2. Kesinleşen İdare Mahkemesi kararıyla; ihalenin iptali ile teminat mektubunun iadesinin reddine dair işlemde hukuka aykırılık olmadığına karar verilmiş olduğundan diğer bir anlatımla davalıya yapılan ödemenin dayanağı olan idare mahkemesi kararı ortadan kalktığından, ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edilmesi ve 6098 sayılı Kanun'un 117 nci maddesi gereğince davalının temerrüte düşürüldüğü tarih itibariyle faiz işletilmesi usul ve kanuna uygundur. Bu durumda tarafların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.