"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/257 E., 2022/2751 K.
İHBAR OLUNAN : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 27.01.2020
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/30 E., 2021/334 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 6292 sayılı Kanun uyarınca davalının hak sahibi olduğu 4.973,52 m²' lik taşınmazın adına tescil ettirebilmesi için belediye başkanlığına ödenmesi gereken bedeli ödeyemediğini, bu nedenle peşinatı yatırması halinde adına tescil edilecek yerin 1.000 m² sini tescilden sonra kendisine devredeceğini bildirdiği, bunun üzerine 35.000 USD'yi 07.09.2017 tarihinde bankadan çekip 118.828,35 TL olarak aynı gün belediye hesabına davalı ismi, kimlik numarası, taşınmazın ada ve parselini yazarak yatırdığını, belediyeye yatırılması gereken diğer taksitlerin davalı tarafından yatırılmaması nedeniyle hak sahibi vasfını yitirdiğini, böylece 1.000 m² lik hisse devri borcunu yerine getiremeyeceğinin anlaşıldığını, dava konusu olayın oluşumunda davalının kusurlu olduğunu, dava konusu tutarın USD cinsinden iadesi gerektiğini ileri sürerek; belediye başkanlığı hesabına yatırılan .... USD'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davaya konu taşınmazın adına tescil edilebilmesi için gereken 118.355,85 TL'yi dava dışı ...'dan borç aldığını, davacıyı tanımadığını, dava dışı ... tarafından borç paranın bulunduğunu, kendisinin ...'e borçlu olduğunu, yanlış hasım gösterildiğini, davanın ... aleyhine açılması gerektiğini, davanın ...'e ihbarını talep ettiklerini, taşınmaz adına tescil edildiğinde davacıya hisse vereceğine dair taahhütte bulunmadığını, temerrüt faizi istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından davalı lehine ... Belediye Başkanlığına bedelin taşınmaz bilgileri de yazılmak sureti ile ödendiği, davalı yararına kazandırmanın oluştuğu, davanın ...'e ihbar edildiği, Mahkemenin 22.04.2021 tarihli celsesinde Kamilin, paranın davacının babasına ödendiğini belirttiği, davacının bu iddiayı kabul etmediği, davacıya yapılan bir ödemenin bulunmadığı, davalı yararına yapılan kazandırmanın TL üzerinden olduğundan davacının USD cinsi kaybından davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 118.355,85 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflarca ve ihbar olunan tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı; ... Belediyesine ödenen tutarın USD cinsinden tahsilini ve alacağa 07.09.2017 ödeme tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı; davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğini, inanç sözleşmesi kurulduğunu iddia eden davacının herhangi bir delil ibraz edemediğini, davacı tarafından kendi iradesi doğrultusunda yatırdığı bir bedelden sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, kazandırmanın davacı tarafından yapılmadığını, davacıdan dava konusu borç parayı alanın ... olduğunu, davalı ile ... arasında ve davacı ile ... arasında olmak üzere iki sözleşme ve üç taraftan oluşan bir hukuk ilişki olduğunu, davanın dayanağı inanç sözleşmesi olduğu halde sebepsiz zenginleşme kapsamında değerlendirme yapıldığını, ödemeyi kendi talimatı ile yaptığını iddia eden davacının bu iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafından sebepsiz zenginleşme hükümleri ileri sürülseydi zamanaşımı itirazında bulunulacağını, Mahkeme tarafından verilen kararda sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulandığı fark edildiğinde zamanaşımı definin ileri sürüldüğünü, sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu ve vekalet ücreti ile yargılama giderinden sorumlu olması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
3. İhbar olunan, davanın reddini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının cevap dilekçelerinde zamanaşımı def'ine yer verilmediği gibi ön inceleme duruşmasında da bu yönde bir savunma ileri sürülmediğinden istinaf aşamasında ileri sürülen zamanaşımı def'ine itibar edilemeyeceği, ... Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Müdürlüğünce 07.09.2017 tarihinde 1380 ada 81 parsel için davalı adına 118.355,85 TL tutarında tahakkuk fişi düzenlendiği, aynı tarihte davacının banka hesabından ... Belediye Başkanlığına ... TC ... ada 1380 Parsel 81 açıklaması ile 118.828,35 TL tutarında para transferi yapıldığı, dava konusu ödemenin taşınmazın 1.000 m² lik kısmının davacıya devredilmesi için yapıldığına dair sözleşme vs belge sunulmadığı, davacının beyanının soyut iddiadan öteye geçmediği, taşınmaz devrinin de gerçekleşmediği, maddi olayın izahı tarafların, hukuki niteleme ise hakimin görevi olup hakimin taraflarca yapılan hukuki niteleme ile bağlı olmadığı, davacı tarafından dava dışı belediyeye yapılan ödeme tutarınca davalının borcundan kurtulduğu sabit olduğuna göre yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre iadesinin gerektiği, davalının kötü niyetli olduğu veya bu davadan önce temerrüde düşürüldüğüne dair delil ibraz edilmediğinden munzam zarar talebinin yerinde görülmediği gibi dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinde de isabetsizlik görülmediği, davada taraf sıfatı olmayan ve hakkında hüküm kurulmayan ihbar olunan ...'in istinaf hakkının bulunmadığı gerekçesiyle; tarafların ve ihbar olunan ...'in istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından davalı adına ... Belediye Başkanlığına ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) ‘‘İspat yükü " başlıklı 6 ncı maddesi uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, ispatı gereken vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
2. Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; sebepsiz zenginleşmede geri verme borcu, zenginleşmenin geçersiz bir nedene dayanması durumunda hemen; geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an, var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı zaman doğmuş olur. (HGK'nın 06.02.2008 tarihli ve 2008/3-40 E., 2008/102 K. sayılı ilamı)
3. Değerlendirme
Somut uyuşmazlıkta; davacının, ... Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Müdürlüğünün Tahakkuk ve Ödeme Fişi kapsamında davalı adı ve kimlik numarası ile birlikte taşınmazın ada ve parsel numarasını belirterek dava dışı belediye hesabına banka havalesi yoluyla 118.355,85 TL yatırdığı hususu, dosyadaki makbuz ile sabittir. Davacı belediye hesabına yatırdığı bedeli, USD cinsinden parayı TL cinsine çevirerek yatırması nedeniyle iadenin USD cinsinden yapılmasını talep etmiş ise de, davalı yararına yapılan kazandırmanın TL cinsinden olduğu anlaşılmakla tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.