Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1046 E. 2024/2534 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mal alım sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığı ve feshedilen sözleşme konusu malların idarece kullanılması nedeniyle yüklenicinin mal bedelini talep edip edemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporuna dayanılarak, idarenin mal alım sözleşmesini haksız feshettiği ve sözleşme konusu malları kullandığı, bu nedenle yüklenicinin mal bedelini talep etme hakkı bulunduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2538 E., 2023/1159 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/298 E., 2021/166 K.

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davalarından (mal alım sözleşmesinden kaynaklanan) dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- birleşen dosyada davalı vekili tarafından temyiz, davalı- birleşen dosyada davacı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı vekili; Kurum Yurt Müdürlüklerinin ihtiyacı olan toplam 102.704 adet sandalye alım işini 4.351.568,48 TL (KDV hariç) bedelle davalı şirketin yükümlendiğini, sandalyelerin teslimi sürecinde yapılan fiziksel muayeneler sonucunda, 23.407 adet sandalyenin niteliklere uygun olmadığından reddine karar verilmesi üzerine sözleşmenin 34.6 maddesi uyarınca yükleniciye bir defaya mahsus süre verildiğini, yüklenici tarafından söz konusu malların süresi içinde değiştirildiğini, Kurum Muayene ve Kabul Komisyonlarınca tekrar yapılan fiziksel muayeneler sonucunda 3.844 adet ve laboratuvar muayeneleri sonucunda 19.563 adet olmak üzere toplam 23.407 adet sandalyenin niteliklere uygun bulunmaması nedeniyle teslim yerlerinden geri alması hususunun yükleniciye bildirildiğini, davalı şirket tarafından teslim edilen 79.297 adet sandalyenin Kurum Muayene ve Kabul Komisyonlarınca yapılan fiziksel muayeneleri sonucunda niteliklere uygun olmadığının bildirilmesi üzerine de; yüklenici firmaya teslim yerlerinden sandalyelerin geri alınması hususunun bildirildiğini, bakiye kalan ve fiziksel muayeneleri uygun çıkan 49.615 adet sandalyenin TSE Yapı Malzemeleri Laboratuvarlarında yapılan muayenesi sonucunda, TSE 4616 standardına uygun olmadığının tespit edilmesi üzerine, davalı tarafın talebi doğrultusunda hakem laboratuvar olan TUBİTAK Bursa Test ve Analiz Müdürlüğü'nde yapılan analizlerinde, TSE’nin sonuçlarının teyit edilmesi neticesinde sözleşmenin ilgili maddeleri hükümlerine göre 07.07.2015 tarihi itibarıyla fesih kararı alındığını ve 08.07.2015 tarihli yazı ile yükleniciye bildirildiğini, sandalye ihtiyacı olan yurtların Eylül 2015 ayı itibariyle açılacak olması nedeniyle sandalye alımı için yeni ihaleler yapıldığını, fesih işleminden sonra yapılan ihaleler ile davalı şirketin ihale bedeli arasında 787.103,15 TL fark oluştuğunu, davalı tarafa bildirilmesine rağmen bu farkın ödenmediğini belirterek 225.543,06-TL’nin 23.11.2015, 147.365,47-TL’nin 24.12.2015, 330.809,64-TL’nin 23.12.2015, 83.348,98-TL’nin ise 15.04.2016 tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen davada davacı; sandalyelerin muayene ve kabul işlemleri yapılmamışken idare elemanları tarafından reddedilmiş gibi gösterilerek farklı tedarik yollarıyla piyasadan benzer ve aynı malların temin edildiğini, üst yönetimin yanıltılarak devletin zarara sokulduğunu, idarenen tutum ve davranışlarında iyi niyetli olmadığını, idare tarafından malların geri alınması istenmiş ise de malların teslim edildiği şekilde ambalajları açılmamış ve kullanılmamış olarak iade edilmesi gerekirken kullanıldığının tespit edildiğini, TBK'nın 228/2 maddesi ve ilgili düzenlemeler gereğince idarenin sözleşmeden dönemeyeceğini, ancak satış bedelinden indirim isteyebileceğini belirterek, sözleşme bedeli olan 4.351.568,48-TL+KDV'den %10 münasip indirim yapılmak suretiyle 3.916.411,63 TL+KDV alacağının davalıya ilk başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 25.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 4.209.497,64-TL+KDV alacaklarının 02.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalı; Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmelik ile 20.08.2014 tarihli sözleşmeye aykırı bir şekilde kendilerine haber verilmeden ve kendileri ile ilgili olmayan, sözleşme konusu farklı mallar içeren başka şirketlerin mallarının muayene ve kabulü için alınan onaylara dayanılarak teslimatların bitmesi beklenmeden sözde muayeneler yapıldığını, durumun öğrenilmesiyle yapılan itirazlar üzerine, bu kez yeniden muayene ve kabul işlemlerine başlandığını, sadece iki yerde yapılacak muayene işleminin kendilerine bildirildiğini, diğer yerlerdeki muayenelerin haber verilmeksizin hukuka aykırı şekilde tamamlandığını, hatta Kırıkkale Kızılırmak Yurt Müdürlüğü'ne Muayene ve Kabul Komisyonu tarafından hiç gidilmeden yurt müdür ve personeline sahte tutanak tutturulduğunu, birçok sandalyenin fiziki ve laboratuvar muayenelerinden geçmesine rağmen, muayene ve kabul işlemleri tamamlanmadan öğrencilerin kullanımına verilen ve kullanımda olan sandalyelerden numuneler alındığı için laboratuvar testlerinden geçemediğini, halbuki sandalyelerin TSE standartlarında üretilmekte olduğunu, ODTÜ testlerinden olumlu sonuç alındığını, idare tarafından malların tümden reddedilerek sözleşmenin feshedildiğini ve malların iade alınmasının istenildiğini, okulların açılmasından dolayı bu sandalyelerin kullanılmak zorunda olunduğunun yurt görevlilerince şifahi olarak beyan edildiğini, kendilerinin tüm iyi niyetlerine rağmen merkez ve taşra teşkilatlarında sözleşme sürecinde sürekli olumsuz tutum ve davranışlar ile karşılaşıldığını, sandalyelerin bir çoğunun teslim tarihi itibari ile açılmış ve açılmakta olan yurtlara teslim edildiğini, sandalyelerin fiilen kullanılmış olduğu hususunun; mahkeme bilirkişi raporları, noter tutanakları, kolluk birimleri tutanakları, kurumun kendi personelinin yazılı beyanları ile tespit edildiğini, idarenin kullanılan malın bedelini ödemek zorunda olduğunu, sandalyelerin sözleşmeye uygun ve zamanında teslim edilmesine rağmen tamamen davacı idarenin keyfi, haksız ve hukuka aykırı tavır ve uygulamaları sonucunda malların reddedildiğini, yeni alındığı iddia edilen sandalyelerin sözleşmenin feshi nedeni ile tedarik edilmediğini, sürekli açılan yurtlardaki ihtiyaca dayalı olarak satın alındığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Birleşen davada davalı vekili; davanın reddini ve uyuşmazlık konusu aynı olan Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/298 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava bakımından sözleşmenin feshinin haklı olmaması nedeniyle talep hakkının bulunmaması, birleşen dava bakımından; davacı yükleniciye ait sandalyelerin muayene ve kabul işlemleri tamamlanmadan, tedarik maksadına uygun olarak öğrenci yurtlarında kullanılmış / kullandırılmış olması nedeniyle sandalyelerin bedelinin davalı idare tarafından yükleniciye ödenmesinin gerekmesi, sandalyelerin, muayene ve kabul işlemleri ile laboratuvar numune işlemlerinin kanun, yönetmelik, sözleşme hükümlerine uygun yapılmamış olması, sandalyelerin kullanılmış, dosya kapsamından açıkça anlaşıldığı üzere kullanılmayanların dahi orijinal ambalajlarında korunaklı yerlerde muhafaza edilmemiş olması, sözleşmenin feshinden bu yana uzun süre geçmiş olması nedeniyle sandalyelerin ayıplı olup olmadığının artık kesin olarak saptanması imkânının bulunmaması, alınan raporun somut olayın özelliklerine uygun, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması, davacı şirketin idareye kullanılan sandalye bedelinin ödenmesi talebiyle 02.06.2015 tarihinden itibaren başvuru yapması, böylelikle söz konusu tarih itibariyle davalı idarenin temerrüde düşmesi, kabul edilen alacağa temerrüt tarihi olan 02.06.2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasının gerekmesi nedeniyle asıl dava yönünden; davanın reddine, birleşen Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/340 Esas sayılı dosyası yönünden; davanın kısmen kabulü ile; 3.916.411,63 TL + KDV bedelinin 02.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-birleşen dosyada davalı vekili; teslim edilen sandalyelerin ihale dokümanına ve teknik şartnameye uygun üretilip üretilmediği hususunda Kurumca muayene komisyonları (57 adet) teşekkül ettirildiğini, sandalye numunelerinin T.S.E. Yapı Malzemeleri Ankara Müdürlüğüne ve TÜBİTAK Bursa Test ve Analiz ve Laboratuvarlarına gönderildiğini ve düzenlenen raporlarda sandalyelerin ihale şartnamesi ve sözleşmede belirtilen TSE 4616 Standartlarında malzemeden imal edilmediğinin/ sözleşmeye uygun ifa olmadığının tespit edildiğini, bunun üzerine 20.08.2014 tarihli sözleşmenin 35.1 maddesi hükmüne göre 07.07.2015 tarihinde sözleşmenin feshedildiğini, muayene ve kabul işlemlerinin 4735 sayılı Kanun Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmelik çerçevesinde yapıldığını, Yönetmeliğin 19. maddesine göre uygun çıkmayan mallar yerine yeniden getirilen malların muayene sonucunun da olumsuz çıkması durumunda yüklenicinin idarenin deposundaki malın tamamını ihale dokümanında belirtilen süre içerisinde geri almak zorunda olduğunu, yüklenicinin süresinde geri almadığı mallara ilişkin olarak idareden herhangi bir hak talebinde bulunamayacağını, davalının ayıplı ürünlerini geri aldığını ve Erzurum Bölge Müdürlüğü Yakutiye Yurt Müdürlüğünde yapılan ve yüklenici vekilinin hazır bulunduğu muayene kabul işlemleri esnasında sandalyelerin ihale dokümanına ve teknik şartnameye uygun üretilip teslim edilmediğini kabul ettiğini, firmanın Muayene ve Kabul Komisyonunda görevli memurlara ilişkin tehdit ve kurum personeline hakaretlerine ilişkin ilk muayene komisyonu başkanı Fatih Özen tarafından firma aleyhine açılan davada (Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/42 Esas) ihale konusu sandalyelerin ihale dokümanına uygun olarak üretilmediğinin ikrar edildiğini, sözleşmenin ''Denetim, Muayene ve Kabul İşlemleri'' başlıklı 30/ç maddesinde "Söz konusu sandalye için laboratuvar muayenesi yapılacaktır. Laboratuvar muayenesi İdare tarafından yaptırılacak olup, muayene ve kabul işlemleri ile ilgili tüm giderler (Laboratuvar testi, bilirkişi vb.) yüklenici tarafından karşılanacaktır." hükmü gereğince yüklenicinin Ortadoğu Teknik Üniversitesinde yaptırdığı deneylerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, teslim edilen malların kullanılmaya başlandıktan sonra muayenesinin yapılmasının söz konusu olmadığını, davalının sandalyelerin Muayene ve Kabul Komisyonunca fiziksel muayeneleri sonucunda tespit edilen hataları gidermek amacıyla Genel Müdürlük'ten habersiz kolileri açmak suretiyle tamir cihetine gittiğini, koli dışında olduğu tespit edilen bir kısım sandalyelerin muayene amaçlı, bir kısmının ise yüklenici tarafından İdareden habersiz olarak kolilerden çıkarıldığını, yüklenici elemanları tarafından paketlenmediği için dışarıda muhafaza edildiğini, her iki şartta da sandalyelerin diğer mallardan ayrı yerde korunaklı olarak ambalajında muhafaza edildiğini, Kırıkkale Kızılırmak Yurduna Muayene ve Kabul Komisyonu tarafından hiç gidilmeden, yurt müdür ve personeline sahte tutanak tutturulduğu iddiasının doğrulanmadığını, bahse konu muayene kabul komisyonu dilekçe ekinde Kırıkkale Kızılırmak Yurt Müdürlüğüne ait belge ve yazının bulunmadığını, Kırıkkale Yurt Müdürlüğüne ait bu tutanağın Muayene ve Kabul komisyonunun Kırıkkale Kızılırmak Yurt Müdürlüğüne gittiğini teyit ettiğini, kaldı ki Kırıkkale Yurt Müdürlüğü tarafından yalnız yükleniciye ait sandalyeler için tutanak tutulmadığını, başkaca firmalar tarafından teslim edilen bazalar için de tutanak düzenlendiğini, sözleşmenin ''Denetim, Muayene ve Kabul İşlemleri'' başlıklı 30'uncu maddesinin (e) bendi gereğince tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 20 takvim günü içerisinde ekli listede yer alan teslim yerlerinden sandalyelerin geri alınması hususunun defalarca şirkete bildirildiğini, sandalyeler için hangi amaçla olursa olsun yaptırılan tespitlerin hukuken yok hükmünde olduğunu, 91.541 adet sandalyenin kullanıldığı iddiasının tamamen asılsız olduğunu, sözleşme feshedilmeden çıkılan bir ihalenin bulunmadığını, Kurumca yüklenici ile yürütülen ilişkinin sözleşme ve diğer mevzuatlar çerçevesinde olduğunu, ihale konusu sandalyelerin ihale dokümanına uygun olmadığının laboratuvar sonuçlarıyla ispat edildiğini, bu durumda yükleniciye ödeme yapılmamasının kanuni bir zorunluluk olduğunu, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- birleşen dosyada davacı vekili; 25.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile alacak miktarının 4.209.497,64-TL+KDV'ye yükseltildiğini, kararda belirtildiği üzere bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, denetime açık ve hükme esas alınmaya elverişli olduğunu, raporlar doğrultusunda, ıslah yoluyla yükseltilen alacağın da tahsiline hükmedilmesi gerekirken sehven ıslah durumu atlanarak, ilk dava miktarı üzerinden hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, hükmün alacak kısmının 4.209.497,64 TL+KDV olarak düzeltilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı (birleşen dosyanın davalısı) Kurumun istinaf sebeplerinin incelenmesinde; bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde davacının (birleşen dosyanın davalısı) muayene ve kabul işlemlerinin başlayış ve yapılış şekli yanında, muayene ve denetim raporlarının düzenleniş şekli yönüyle de 4735 sayılı Kanun Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmeliği'nin amir hükümlerine ve sözleşme hükümlerine aykırı davranılması, malların teslim işlemleri tamamlanmadan, yüklenici tarafından talepte bulunulmadan, Muayene ve Kabul Komisyonu oluşturulmadan dava dışı yüklenicilere ilişkin 17.12.2014 tarihli Makam Olur'u esas alınarak muayene ve kabul işlemlerine başlanması, bu işleme yüklenicinin itirazının geçerli bir muayeneye itiraz olarak kabulü ile ikinci bir muayene komisyonu kurulması, muayene ve kabul işlemlerinden sadece ikisinde yüklenicinin haberdar edilmesi, düzenlenen tutanaklar ile muayene ve kabul raporlarının mevzuata uygun olmaması, ihale konusu sandalyelerin muayene ve kabul işlemleri tamamlanmadan idare tarafından kullanılmaya başlanması, bazı muayene ve kabul işlemlerinin kullanılmakta olan sandalyeler üzerinde yapılması, idarenin fesih işleminin hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olması, ... Kredi ve Yurtlar Kurumu Bakım ve Ambarlama Şube Müdürü olarak görev yapan Fatih Özen'in davalı (birleşen dosyanın davacısı) şirkete karşı açmış olduğu manevi tazminat davasında Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.07.2017 gün, 2016/42 Esas ve 2017/254 karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, Ankara BAM 25. Hukuk Dairesi'nin 15.02.2018 tarih, 2017/1677 Esas ve 2018/228 Karar sayılı ilamı ile kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar verilmesi, davacı (birleşen dosyanın davalısı) idarenin iki ihale arasında oluşan fiyat farkını sözleşmenin feshinin haklı olmaması nedeniyle talep hakkının bulunmaması, ihale konusu sandalyelerin maksadına uygun olarak öğrenci yurtlarında kullanılmış olması nedeniyle sandalyelerin bedelinin davalının (birleşen dosyanın davacısı) talebi doğrultusunda idare tarafından yükleniciye ödenmesinin gerekmesi dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı (birleşen dosyanın davalısı) Kurumun aşağıda belirtilen istinaf sebebi dışındaki istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği,

Davacının (birleşen dosyanın davalısı) harçtan muaf tutulması gerekirken, asıl davada 59,30-TL harcın, birleşen davada ise bakiye karar ve ilam harcı ile davalı (birleşen dosya davacısı) tarafından yatırılan peşin harcın ve ıslah harcının yargılama gideri olarak davacıdan (birleşen dosyanın davalısı) tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı Kurumun (birleşen davanın davalısı) bu konudaki istinaf sebebinin yerinde görüldüğü,

Davalı (birleşen dosyanın davacısı) Şirketin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; davalı (birleşen dosyanın davacısı) şirketin 25.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile alacak miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda 4.209.497,64-TL+KDV'ye yükselttiği ve anılan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı gözetilmeden ilk dava miktarı üzerinden hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğu, ne var ki bu yanlış, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalının (birleşen dosya davacısı) istinaf başvurusunun kabulüne, birleşen davanın ıslah dilekçesi dikkate alınarak kabulüne, ıslah ile arttırılan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verildiği gerekçesiyle davacının (birleşen dosyanın davalısı) istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, sair istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının (birleşen dosya davacısı) istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, Birleşen Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/340 Esas sayılı dosyası yönünden; davanın kabulü ile; 4.209.497,64 TL+KDV alacağın, 3.916.411,63 TL + KDV bedelinin 02/06/2015 tarihinden itibaren, 293.086,00 TL+KDV bedelinin ise ıslah tarihi olan 25/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleşen dosyada davalı vekili ile katılma yolu ile dosya davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-birleşen dosyada davalı vekili; asıl dava yönünden dava dilekçesinde bildirdiği hususları tekrarlayarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, birleşen dava yönünden; hükme esas alınan yetersiz ve aydınlatıcı teknik bilgilerden çok uzak olan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, hangi mevzuat hükmü veya hangi sözleşme maddesine aykırı davranıldığının dahi belirtilmediğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı- birleşen davacı vekili; birleşen davada faiz kısmının yasal faiz yerine ticari faiz olarak düzeltilmesini talep etmiştir. .

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada; davalı şirket ile imzalanan 20.08.2014 tarihli ''Yurt Donatım Malzemesi Mal Alımına İlişkin Sözleşme''nin feshi nedeniyle yeniden yapılan ihale birim fiyatlarının farklı olmasından kaynaklanan iki ihale arasındaki farkın davalı şirketten tahsili istemine; birleşen davada; taraflar arasındaki mal alım sözleşmesinin feshi nedeniyle idarenin sözleşme konusu sandalyeleri fiilen kullanmasından kaynaklı satış bedelinden münasip bir indirim (%10) yapılmak suretiyle mal satım bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı maddesi.

2.Taraflar arasında düzenlenen 20.08.2014 tarihli ''Yurt Donatım Malzemesi Mal Alımına İlişkin Sözleşme hükümleri.

3. 4735 sayılı Kanun Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmeliği.

3.Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, davacı- birleşen dosyada davalı vekilinin sözleşmeyi haksız olarak feshettiği, davalı- birleşen dosyada davacı vekilinin temyiz talepleri yönünden ise; istinaf başvuru aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.