"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/79 E., 2023/325 K.
Taraflar arasındaki feshin ve cezai şartın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin eczacı olduğunu, usulüne uygun olarak hazırlanan reçetelerdeki ilaçları verdiğini, sahtecilik yapmadığını, buna rağmen davalı Kurumca sözleşmenin haksız bir şekilde feshedilerek cezai şart tahakkuk ettirildiğini, sözleşmeye aykırı davranışının bulunmadığını ileri sürerek; fesih kararının ve cezai şartın iptalini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; uygulanan fesih işlemi ve cezai şartın sözleşmeye uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.12.2010 tarihli ve 2010/66 E., 2010/466 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, sözleşmenin feshine ilişkin kurum işleminin haksız olduğunun tespitine, fesih kararının iptaline ve taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine, sözleşmenin feshi ile birlikte tahsili istenen 52.833,40 TL'lik cezai şart ödenmesine dair davalı işleminin haksız olduğunun tespiti ile bu cezai şart miktarından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 10.12.2013 tarihli ve 2013/27115 E., 2013/30846 K. sayılı ilamıyla;"...1-Davacının sahte olarak tanzim edilen reçeteleri kuruma fatura ederek kurumu zarara uğrattığı gerekçesiyle davalının sözleşmeyi feshederek cezai şart tahakkuk ettirdiği hususu ihtilafsız olup, çözülmesi gereken sorun davacının sözleşmeye aykırı davranışının olup olmadığı hususudur. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı Kurumun suç duyurusu üzerine davacı ve dava dışı şahıslar hakkında kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır. Borçlar Kanununun 53.maddesi (6098 sayılı BK.nun 74.maddesi) uyarınca hukuk mahkemesi ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ve ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıalar hukuk mahkemesini bağlar. Bu nedenle açılmış bir ceza davası var ise ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekir. Eldeki davanın davacısı ve dava dışı şahıs hakkında Elmalı Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/5 Esas numarasında kayıtlı ceza davası bulunduğu görülmekte olup, BK.nun 53. (6098 sayılı BK.nun 74) maddesi uyarınca bu ceza davası sonucunun bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi zorunludur. Mahkemece, Elmalı Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan ceza davası sonucu beklenerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, ceza davası sonucu beklenmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmenin feshine ilişkin yapılan işlemin dayanağı olan Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda birbiriyle çelişir ifadeler olduğu, varsayıma dayalı belli bir delile dayanmayan açıklamalar bulunduğu, eczanenin kuruma reçeteyi fatura edebilmesi için ilaçların küpürlerinin kesilmesi ve kuruma fatura edilmesi gerektiği, kalan küpürsüz ilacın ise satılamayacak duruma geleceği, tüm ilaç bedelinin menfaat olarak temin edileceği iddiasının varsayım olup, küpürsüz ilacın satılması da büyük olasılıkla mümkün olmadığından eczanenin kâr marjı kadar elde edeceği gelir için sahte reçeteyi satın alması ve kuruma fatura etmesinin mantıklı olmadığı, reçetenin sahte olduğunu bilerek ilacı sahte reçeteyi getirenlere vermiş olduğu iddiası yönünden rapordaki açıklamalar tamamen varsayımsal yoruma ve tahmine dayalı olduğu, davacının başka kişilerle el ve iş birliği içinde bir tedaviye dayanmayan reçeteleri varlığını bilerek kuruma fatura ettiğine dair delil bulunmadığı, davalı tarafın sunduğu belgeler içinde bu yönde delil olmadığından davalı sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini ispatlayamadığı bu kapsamda Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/41 Esas sayılı dosyasında davacı hakkında verilen beraat kararının denetimden geçerek 26.12.2022 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, sözleşmenin feshine ilişkin kurum işleminin haksız olduğunun tespitine, fesih kararının iptaline ve taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine, sözleşmenin feshi ile birlikte tahsili istenen 52.833,40 TL'lik cezai şart ödenmesine dair davalı işleminin ve haksız olduğunun tespiti ile bu cezai şart miktarından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; harçtan muaf olmasına rağmen Kurum aleyhine harca hükmedilmesinin doğru olmadığını, davacı tarafça cezai şarta esas teşkil eden 5.283,34 TL'nin ödenmesi ile feshin ve uygulanan cezai şartın haklılığını kabul edilmiş olduğunu, reçetelerin sigortalıların ya da hak sahiplerinin sağlık sorunları ve tedavisine yönelik düzenlenmediğini soruşturma raporu doğrultusunda Kurumun zarara uğratıldığının sabit olduğunu, somut fiiller sebebiyle Kurumun fiilen zarara uğramasına gerek olmadığını, sözleşmeye aykırı davranış olduğunu, bilirkişi raporu alınmaksızın karar verildiği, hasta ve yakınlarının Mahkemece dinlenilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, cezai şartın ve feshin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.09.05.1960 tarihli ve 21/9 ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları,
2. 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun (5502 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin birinci fıkrası,
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Davalı Kurum, 5502 sayılı Kanun'un yukarıda hükmü gereği yargı harçlarından muaf olup, Mahkemece açıklanan bu düzenlemeye aykırı olarak, davacı tarafça yatırılan harçların yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (6) ve (7) numaralı bentlerinin hükümden çıkartılarak yerlerine sırasıyla, "6- Davalı Kurum harçtan muaf olduğundan davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından başvuru harcı, peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 3.155,45 TL 'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine," , "7-Davacı tarafça yapılan posta giderinden ibaret 124,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," bentlerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.