"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/387 E., 2022/580 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalılar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davalı ... vekilinin duruşma talebinin miktar yönünden reddi ile temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin avukatı olan davalı ... tarafından 4 adet bononun tahsili amacıyla icra takipleri başlatıldığını, takiplerin itirazlar neticesinde durması üzerine itirazların iptali için 31.12.2010 tarihi itibariyle icra borçluları aleyhine açılan davaların takiplerin işlemsiz bırakılması nedeniyle bonoların zamanaşımına uğratıldığı gerekçesiyle reddolunduğunu ve bu red kararlarının da Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, takip tarihleri itibariyle zamanaşımına uğramamış bonoların davalı tarafından icra dosyalarının uzun bir süre işlem görmemesi nedeniyle işlemden kaldırılması sebebiyle zamanaşımına uğradığını, davalılara çekilen ihtarnameye rağmen 4 icra dosyasından kaynaklanan zararının giderilmediğini, davalı ... şirketinin sorumluluğunun davalı avukatın kusurlu eylemlerinden kaynaklı olarak poliçe tarihinden beş yıl geriye dönük işlemleri de kapsadığını ileri sürerek; şimdilik 28.062,00 TL’nin her bir alacağın icra takip tarihi itibariyle hesaplanacak reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen icra dosyalarından 2003/8919 ve 2003/8921 sayılı dosyaların icra takibine konuluş tarihinin kendisine verilen vekâlet tarihinden önce olduğunu ve işbu icra takiplerine konu edilen senetlerin sahteliğine ilişkin Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/396 E. sayılı dosyasında yargılama yapıldığını, tüm takip dosyalarındaki senetlerin elektrik sayacı okuma makinelerine karşılık dava dışı ... tarafından işçilerden alınan teminat senedi niteliğinde olduğunu, işçilerin bu makineleri teslim ettiklerini, bu nedenle teminat senetlerinin konusuz kaldığını, işbu senetlerle ilgili icra dosyalarının yine işçilerin şikayeti üzerine İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesine gittiğini ve senetlerle alakalı davacının dava dışı ... ile olan ilişkisi göz önünde bulundurularak icra takip dosyalarına yönelik açılan davaların her halukârda reddedileceğini, dolayısıyla bir kusurunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... şirketi vekili, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.09.2020 tarihli kararıyla; davacının davalı avukatı daha önce başka bir avukat tarafından başlatılan Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2003/8919, 2003/8921 ve Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2006/7145, 2006/7146 sayılı dosyalarında hukuki yardım vermek üzere vekil olarak tayin ettiği, davalı avukatın takiplere itiraz edilmesi üzerine borçlular hakkında itirazın iptali davaları açtığı, itirazın iptali davalarının keşideci için vadeden itibaren zamanaşımı süresi olan 3 yıllık süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, kararların temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, davalı avukatın takip ettiği Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2003/8919 ve 2003/8921 esas sayılı dosyalarında son işlemin 23.06.2006 tarihinde yapıldığı ve 23.05.2006 tarihinde dosyaların İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, dosyaların 22.06.2007 tarihinde bir yıl içerisinde işlem yapılmamasından dolayı işlemden kaldırıldığı, Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2006/714 ve 2006/7146 dosyalarında ise 08.06.2006 tarihinden itibaren hiçbir işlem yapılmadığının görüldüğü, davalı avukatın icra takiplerinde 4,5 yıldan fazla süre işlem yapmamakla bonoya dayalı alacak istemini zamanaşımına uğrattığı, davalı avukatın eylemi ile davacının zararı arasında uygun illiyet bağı bulunduğu, icra takiplerine konu 4 adet bononun vadelerinin 15.06.2003 tarihi olduğu, bütün icra takiplerinin alacaklısı olan davacının bonoların vade tarihinden itibaren 10 yıl içinde bonoları kendisine ciro eden şahısla aralarındaki hukuki ilişkiye dayanarak alacak davası açma imkanı bulunduğu, ancak 15.06.2013 tarihine kadar davacı tarafından alacak davası da açılmadığı, alacak davası açılmamasının davalı avukatın kusurundan ileri geldiği, davalı avukatın icra takipleri için verdiği hukuki yardım görevini özenle yerine getirmediği için bonoları tahsil etme imkanının tamamen kaybedilmesine sebep olduğu, söz konusu zarardan Mesleki Sorumluluk Poliçesini tanzim eden davalı ... şirketinin poliçe limiti dahilinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne 28.062,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemenin 10.09.2020 tarihli kararının süresi içinde davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 21.04.2022 tarihli ilamla; davalının sair temyiz itirazları incelenmeksizin, davalı ... tarafından süresinde ileri sürülen zamanaşımı def’i hakkında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 320/2 maddesi gereğince ön inceleme aşamasında bir karar verilmediği gibi kararının gerekçesinde de olumlu ya da olumsuz değerlendirme yapılmadığı ve 02.03.2017 tarihli rapor hükme esas alınmasına rağmen sonrasında alınan 04.03.2019 tarihli kök ve 10.10.2019 tarihli ek rapora neden itibar edilmediği hususunun kararda açıklanmadığı gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
2. Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı avukatı daha önce başka bir avukat tarafından başlatılan Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2003/8919, 2003/8921 ve Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2006/7145, 2006/7146 sayılı dosyalarında hukuki yardım vermek üzere vekil olarak tayin ettiği, davalı avukatın takiplere itiraz edilmesi üzerine borçlular hakkında itirazın iptali davaları açtığı, itirazın iptali davalarının keşideci için vadeden itibaren zamanaşımı süresi olan 3 yıllık süre geçtikten sonra dava açıldığı, takibe konulan bono yönünden zamanaşımının dolduğu gerekçe gösterilerek reddine karar verildiği, kararların temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, davalı avukatın, Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2003/8919 ve 2003/8921 dosyalarında 23.06.2006'dan, Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2006/714 (5) ve 2006/7146 dosyalarında ise 08.06.2006'dan sonra itirazın iptali davalarını açtığı 31.12.2010 tarihi arasında 4,5 yıldan fazla bir zaman dosyalarda hiçbir işlem yapmadığının tespit edildiği, her ne kadar davalı avukatın uzun süre işlem yapılmamasının sebebini dosyaların İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesine gidip uzun müddet dönmemesi ile davacının 3. Şahıs ile arasında yaşanan sorunların sebep olduğunu ileri sürmekte ise de, bonoya dayalı alacaklarda zamanaşımı durumunun varlığını bilmesi gerektiği, davalı avukatın eylemi ile davacının zararı arasında uygun illiyet bağının varlığının açık olduğu, icra takiplerine konu 4 adet bononun vadesinin 15.06.2003 olduğu, bütün icra takiplerinin alacaklısı olan davacının bonoların vade tarihinden itibaren 10 yıl içinde bonoları kendisine ciro eden şahısla aralarındaki hukuki ilişkiye dayanarak alacak davası açma imkanı bulunduğu ancak davacı tarafından alacak davası açılmadığı, alacak davası açılmamasının davalı avukatın kusurundan ileri geldiği, davalı avukatın icra takipleri için verdiği hukuki yardım görevini özenle yerine getirmediği için bonoları tahsil etme imkanının tamamen kaybedilmesine sebep olduğu, müvekkilin avukata karşı tazminat istemlerinde zamanaşımının sözleşme ilişkisi devam ettiği sürede işlemeye başlamayacağı, davacı ile davalı avukat arasındaki sözleşmeye dayanan vekalet ilişkin de sözleşmeyi bitiren açık bir azil ve istifa olmadığından davacının davalıya gönderdiği 11.11.2013 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliği tarihinden itibaren bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davayı açtığı, bu nedenle zamanaşımının söz konusu olmadığı, meydana gelen zarardan davalı avukat ve Mesleki Sorumluluk Poliçesini tanzim eden davalı ... şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle; davanın kabulüne 28.062,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı ... vekili ve davalı şirket vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili; Mahkemece alınan bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, alınan ikinci rapora neden itibar edilmediği hususunun gerekçede tartışılmadığını, Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2003/8919 ve 2003/8921 sayılı icra dosyalarındaki senetlerin sahteliğinin sabit olması nedeniyle bu iki senetten müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2006/7145 ve 2006/7146 sayılı icra dosyalarındaki senetlerin teminat senedi olduğunu ve senetlerin konusuz kalması nedeniyle tahsil imkanlarının olmadığını, Avukatlık Kanunu'nun 40. maddesinde ön görülen zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin vekaletnamesinin olmadığı dönemden sorumlu tutularak faize hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı şirket vekili; Mahkeme kararının gerekçesinde müvekkilinin sorumluluğuna dair hiçbir açıklamanın yer almadığını, dava konusu zararın poliçe geriye dönüş tarihinden önce gerçekleşmiş olması sebebiyle poliçe vadeleri kapsamı dışında kaldığını, ibra bildirim süresine uyulmaması sebebiyle müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, geriye dönüş tarihinden önce verilmiş olan mesleki hizmetlerden dolayı ileri sürülecek tazminat taleplerinin teminata dahil olmadığını, icra takip tarihleri dikkate alındığında dava konusu taleplerin geriye dönüş tarihinden önce meydana gelmesi sebebiyle poliçe vadeleri kapsamı dışında kaldığının sabit olduğunu, zararın sigortalının eylemi nedeniyle gerçekleştiğini ispat yükünün davacıda olduğunu, bu yönde bir araştırma yapılmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vekilin özen sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak karar verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, incelenen Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/1568 E. sayılı dosyasında sanık ...'in katılan ...'na sahte olarak tanzim ettiği 6 adet bono senedini iade ettiği, gerçek bono senetlerini ise borcu karşılığı davacı ...’e ciro ettiğinin tespit edildiği, bu nedenle Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2003/8919 ve 2003/8921 sayılı icra dosyalarındaki senetlerin sahteliğinden söz edilemeyeceği, senetlerin teminat amaçlı verilmesinin davacı yönünden tahsilini engellemeyeceği, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, davalı şirketin poliçe teminatı dahilinde olduğu anlaşılan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmakla, davalıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ...'e iadesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı ... Sigortaya yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.