"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/85 E., 2023/107 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 10.05.2002 tarihinden beri davalı şirkette hostes olarak çalıştığını, çok başarılı olduğunu, sözleşmenin en son 10.05.2011 tarihinde yenilendiğini ancak sonrasında davacının uçuşlar arasında yapılan satışlarda haksız kazanç elde ettiği gerekçesiyle, iş sözleşmesinin feshedildiğini, asılsız ithamların müvekkilini onarılamaz şekilde manevi zarara ve maddi kayıplara uğrattığını ileri sürerek; 10.000,00 TL maddi, 75.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 08.11.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 55.225,47 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı ve usulsüz davranışlarla haksız menfaat temin ettiği gibi şirket ve yönetim hakkında kötü konuştuğunun şirketin diğer çalışanları tarafından bildirilmesi üzerine iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini, bu nedenle maddi tazminat talebinde bulunulamayacağını, manevi tazminat koşullarının da oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.12.2013 tarihli kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 44.099,64 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemenin 26.12.2013 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 22.12.2104 tarihli ilamla; davalının sair temyiz itirazları reddedilerek, davacının hizmet akdinin 23.05.2011 tarihinde feshedildiği, bu tarihte 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun yürürlükte olduğu, bu nedenle davada 6098 sayılı Kanunu'nun 434. maddesi uygulanarak ihbar tazminatının üç katı oranında tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, manevi tazminata hükmedilebilmesi için şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerektiği, davalı ...'nin davacıya gönderdiği fesih ihbarnamesinde, davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğu, bu durumun şirketin çalışma barışını olumsuz etkilediği, doğruluk ve bağlılığa uymadığı şeklinde beyanda bulunarak sözleşmeyi feshettiği, bu beyanın davacının şahsiyet haklarını haleldar edecek nitelikte olmadığı, bu nedenle manevi tazminat talebi yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
2. Bozmaya kısmen uyan Mahkemenin 15.03.2016 tarihli kararıyla; davalı şirketin haksız olduğu sabit olan fesih işlemini gerçekleştirirken davalının kişilik haklarına zarar verecek, davacıda elem ve ızdıraba neden olacak, sonrasında başka bir şirkette benzer bir işe girmesine engel olacak nedenler ileri sürdüğü, davalının yapılan yargılamada iddialarını ispatlayamadığı, davacının manevi tazminat talep hakkının bulunduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 30.382,98 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 15.03.2016 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca verilen 04.11.2021 tarihli ilamla; davalının, iş yeri kural ve uygulamalarına aykırı davrandığı düşüncesiyle gerçekleştirdiği anlaşılan fesih eyleminin davacının kişilik haklarını zedeler mahiyette olmadığı gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; manevi tazminata hükmedilmesini gerektirir koşulların oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemece verilen kararın gerekçesiz olduğunu, haksız fesih nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının saldırıya uğradığını, olaydan sonra müvekkilinin halen uzmanlığındaki iş kolunda mesleğini icra edemediğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verilmiş olmasına, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılmasına imkan bulunmamasına, somut uyuşmazlıkta manevi tazminat koşullarının oluşmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.