Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1310 E. 2025/115 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı doktorun hemeroid ameliyatı sonrasında oluşan komplikasyonlar nedeniyle özen yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı ve bu nedenle maddi-manevi tazminat ödenmesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki bilirkişi raporlarına göre davalı hekimin komplikasyon yönetiminin tıbben uygun olduğu ve hayati risklerin ortadan kaldırıldığı, dolayısıyla hekimin özen yükümlülüğüne aykırı davranmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2706 E., 2023/2976 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 2. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2018/773 E., 2021/783 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 09.01.2018 tarihinde Özel ... Hastanesinde davalı hekim tarafından hemeroid ameliyatı edildiğini, ameliyat sonrasında müvekkilinin üç-dört gün kadar hastanede kalıp taburcu olduğunu, makatta şiddetli ağrı ve vajinadan kötü kokulu sıvılar gelmesi nedeniyle bir hafta sonra tekrar davalı hekime başvurduğunu, yapılan muayene neticesinde iç kısımda iltihap oluştuğunun tespit edildiğini ve davalı hekimin müvekkiline antibiyotik ilaç reçete ettiğini, şikayetlerin artarak devam etmesi sonrasında müvekkilinin tekrar davalıya başvurduğunu, bunun üzerine davalı hekimin vajinadan gelen ağır kokulu sıvının jinekolojik açıdan değerlendirilmesi için müvekkilini kadın doğum doktoruna yönlendirdiğini, aynı gün kadın doğum hekimi tarafından yapılan muayene neticesinde müvekkilinin vajinasından gelen ağır kokulu sıvının gaita olduğunun tespit edildiğini ve bu durumun kadın doğum hekimi tarafından davalı hekime bildirildiğini, kadın doğum kliniğindeki muayeneden bir gün sonra müvekkilinin ağrılarının giderek artması neticesinde davalı hekimin ve kadın doğum hekiminin bir arada bulunduğu bir zamanda müvekkilinin tekrar muayene edildiğini ve muayene sonucunda müvekkilinin vajinası ile anüs arasında bulunan ara bölgede bir kesinin oluştuğunun tespit edildiğini, davalı hekimin müvekkilini 23.01.2018 tarihinde ikinci kez ameliyat ettiğini, ameliyat sonrasında aynı akıntının devam ettiğini, bunun üzerine müvekkilini üçüncü kez ameliyata aldığını, üçüncü ameliyat sonrasında da müvekkilinin şikayetlerinde herhangi bir azalma olmadığını, tekrar davalı hekime başvurulduğunda da dördüncü kez ameliyat olması gerektiğinin söylendiğini ve müvekkilinin eşi ve ailesinin uzun uğraşları sonucunda dördüncü ameliyata ikna olduğunu, fakat davalı hekim tarafından yapılacak operasyon ile bağırsağın dışarı alınacağı ve 6 hafta dışarıda bekleyeceği, müvekkilinin dördüncü ameliyatı sonrasında şikeyetlerinin devam ettiğini ve akabinde müvekkilinin beşinci kez ameliyata alındığını, beşinci ameliyat sonrasında da müvekkilinin şifa bulamadığını, altıncı ameliyatın davalının yönlendirmesi ile dava dışı doktor tarafından yapıldığını ancak ameliyat sonrasında yapılan kontrol sonucunda müvekkiline hemoroid probleminin halihazırda devam ettiğinin ve bu ameliyatın tekrar yapılması gerektiğinin, aksi durumda şikayetlerin devam edeceğinin söylendiğini, müvekkilinin de davalı hekimin çalıştığı özel hastanede yeni göreve başlayan dava dışı doktor ... tarafından yedinci kez ameliyat edildiğini, bağırsaklarının içeriye alındığını, ilgili doktor tarafından yedinci ameliyat sonrasında makattaki şişlik ve ağrılar için yeniden hemeroid ameliyatı olması gerektiğinin söylendiğini, tüm bu süreçte davalı doktor tarafından uygulanan tedavi ve cerrahi müdahalelerin tıp kurallarına uygun olmadığını, davacının hem bedensel hem de ruhsal anlamda büyük bir çöküş yaşadığını ileri sürerek, şimdilik 1.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilince davacının hemoroid ameliyatı sonrasında taburcu olurken davacıya beslenme düzenini ve ameliyat bölgesine yapılması gereken tedavi planını gösteren liste verildiğini ve bol sıvı alarak verilen listeye riayet etmesi gerektiğinin aksi takdirde kabızlık sorunu yaşayabileceğinin özellikle belirtildiğini, meydana gelen iltihaplanmanın ise kabızlık sonucu zorlanmadan kaynaklanan yırtılma ve dikişlerin atması sonucu oluştuğunu, müvekkili tarafından uygulanan tedavinin yerinde olduğunu, müvekkiline herhangi bir kusur yuklenemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hem adli tıp raporunda, hem de dört hekim tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda davacının hemeroid ameliyatı sonrasında oluşan rektovajinal fistülün bahsi geçen ameliyat sonrasında oluşabilecek komplikasyonlar arasında sayıldığı, bu anlamda ameliyat sonrasında meydana gelen rektovajinal fistül rahatsızlığının hekim kusurundan kaynaklandığından söz edilemeyeceği, hekimin kusurlu olup olmadığının değerlendirileceği asıl husus halihazırda komplikasyon yönetimi için imkanın da bulunduğu nazara alındığında komplikasyonun tıbben kabul görmüş ilkeler ve yöntemler ile yönetilip yönetilmediği noktasında olduğu, yine dosya kapsamında yer alan adli tıp ve bilirkişi raporlarında davalı hekimin komplikasyon yönetiminin tıbben uygun olduğu ve hayati risklerin ortadan kaldırıldığı mütalâ edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hatalı ve eksik olduğunu, davalı doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davalı doktorun özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasına dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.