Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1312 E. 2025/539 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Üniversitede araştırma görevlisi iken başka bir üniversiteye geçiş yapan davacının, geçiş için imzaladığı kefalet senedinden kaynaklı borcunun geçersizliği ve ödenen miktarın iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: 2547 sayılı Kanun'un 35. maddesi ve ilgili yönetmelik hükmü birlikte değerlendirildiğinde, mecburi hizmet karşılığında yapılan maaş ve katkı payı ödemelerinin iadesinin angarya yasağına aykırı olduğu, kefalet senedindeki aksi yöndeki düzenlemenin de bu yasağı ihlal ettiği gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazları reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1209 E., 2023/2768 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/110 E., 2021/679 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı Üniversitede araştırma görevlisi iken Anadolu Üniversitesinin açtığı doktora sınavını kazandığını ve geçiş için muvafakat istediğini, davalı Üniversiteden muvafakat alabilmek için talep edilen borç senedi/kefaletname belgesini imzalamak mecburiyetinde kaldığını, bunun üzerine Anadolu Üniversitesine geçişine muvafakat edildiğini, bu hususun Anayasada düzenlenen angarya yasağına, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 20 ila 23. maddelerine aykırı olduğunu, sözleşme hükmünün geçersiz olduğunu, taksitlendirilen borçtan süreç içerisinde 30.409,41 TL'sinin ödendiğini ileri sürerek; müvekkilinin bakiye 577.778,79 TL'den borçlu olmadığının tespiti ile tahsil edilen 30.409,41 TL bedelin faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; menfi tespit ve istirdat davasının aynı dava içinde açılmasının usule aykırı olduğunu, borç ödendikten sonra ancak istirdat davası açılabileceğini, işlemin yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri doğrultusunda tesis edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun (2547 sayılı Kanun) 35. maddesi gereğince Adıyaman Üniversitesi bünyesinde mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmediği, Anadolu Üniversitesinde girmeye hak kazandığı öğretim görevlisi kadrosuna geçebilmek için Adıyaman Üniversitesinden istifa ederek davaya konu kefalet senedini imzaladığı, mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerden kefalet senedi alınacağına ilişkin kanunda düzenleme bulunmadığı, bu yaptırımın Yönetmelikle düzenlendiği dikkate alındığında yerleşik Yargıtay kararları gereğince mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerden ancak maaş ve maaşa bağlı ödemeler haricindeki ödemelerin talep edilebileceği, mecburi hizmetle yükümlü davacının çalışarak hak ettiği maaşlarının ve kendisine yapılan maaşa bağlı ödemelerin geri alınmasının angarya yasağının ihlali anlamına geleceği, dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporundan davacıya yapılan ve kefalet senedi ile geri istenilen ödemelerin tümünün emeğinin karşılığı olan maaş ve maaşa bağlı ödemeler olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, davacının kefaletnameden dolayı davalı Üniversiteye borçlu olmadığının tespitine, ödenen 30.439,41 TL'nın dava tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; gerekçeli, denetime elverişli bilirkişi heyeti raporu gözetildiğinde Mahkemece davanın kabulüne karar verildiğinin anlaşıldığı, gerekçede yazan "davanın reddine" yönelik ibarenin yazım hatası olduğu, verilen kararda esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı Üniversite harçtan muaf olmasına rağmen Mahkemece harç alınmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle; istinaf başvurusunun reddine, resen İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın kabulü ile davacının davaya konu Eskişehir .... Noterliğince düzenlenen 17.06.2020 tarihli ve 12673 yevmiye nolu kefaletnameden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davaya konu kefaletname dolayısıyla davacı tarafından davalıya ödenen 30.409,41 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı Üniversite harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; aynı davada hem menfi tespit hem istirdat davası açılamayacağını, borç ödendikten sonra ancak istirdat davası açılabileceğini, müvekkili üniversitenin yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre hareket ettiğini, konunun Yönetmelikte düzenlenmesinin yeterli olduğunu, Yönetmeliğin kanuna aykırı olmadığını, davacının taahhütnameyi kendi hür iradesi ile imzaladığını, davacı tarafından mecburi hizmet yükümlülüğü yerine getirilmediğinden tahakkuk ettirilen tutarı ödemesi gerektiğini, vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 2547 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca imzalanan kefalet senedinden kaynaklı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.

1. 2547 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi; “Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler. (Ek fıkra: 17/8/1983 - 2880/18 md.) Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler. (Ek fıkra: 17/8/1983 - 2880/18 md.) Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. (Ek cümle: 19/11/2014-6569/26 md.) Bu mecburi hizmet, eş durumu ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere başka yükseköğretim kurumlarında ve kamu kurum ve kuruluşlarında yerine getirilemez. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır." şeklinde düzenlenmiştir.

2. Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkında Yönetmelik’in 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında ise; “Görevlendirme veya atama işlemlerinden önce adaylardan, kendilerine kadrosu tahsis edilen üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünde 2547 sayılı Kanun'un 35. maddesi şartları içinde lisansüstü eğitim-öğretim süresi kadar mecburi hizmeti yerine getirmek zorunda bulunduklarına dair bir taahhüt ve kefalet senedi alınır. Bu senette ilgili araştırma görevlisinin lisansüstü eğitim-öğretimlerini tamamlamasından sonra ne kadar süre sonra kadroyu tahsis eden üniversiteye veya yüksek teknoloji enstitüsüne döneceğinin belirten bir hüküm de yer alır.'' hükmü düzenlenmiştir.

3. Açıklanan bu mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı araştırma görevlisine mecburi hizmet çalışması karşılığında yapılan maaş ve katkı payı ödemelerinin iadesi halinde Anayasa’nın 18. maddesinde zorla çalıştırma yasağı ile birlikte düzenlenen angarya yasağına aykırı olarak ücret ödenmeksizin çalışmış olacağı, dava konusu taahhütname ve kefalet senetlerinde aksi yönde yer alan düzenlemenin ise zorla çalıştırma ve angarya yasağının ihlâli niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.