Logo

3. Hukuk Dairesi2024/148 E. 2024/4128 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı sendikanın, davacı otele konaklama hizmeti bedeli nedeniyle olan borcuna yaptığı itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının itiraz sebebi olarak ileri sürdüğü hususların açık ayıp niteliğinde olduğu ve derhal bildirilmesi gerekirken bildirilmediği, ayrıca icra takibinin dayanağı olan fatura alacağının likit olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalı sendikanın itirazının iptaline ve inkar tazminatına hükmeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/777 E., 2021/118 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı Sendika üyelerinin otelinde konaklaması konusunda anlaşma yaptığını, ancak üyelerin konaklama sonrasında herhangi bir ücret ödemeden otelden ayrıldıklarını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde davalının 32.468,69 TL borcu kabul edip ödediğini, bakiye 20.000,00 TL ve fer'ilerine itiraz ettiğini, icra takibinin bu miktar üzerinden durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; otelde yapılan toplantıda ses düzeni ve teknik alt yapı sorunları nedeniyle 7.500,00 TL'lik CD'nin kullanılamadığını, oluşan aksaklıklar nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu, zararın karşılanmasının talep edildiğini, bu hususta yazışmalar yapıldığını, müşterilerin bir kısmının eşyalarının kaybolduğunu, bu durumun otelin sorumluluğunda olmadığının bildirildiğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 18.06.2015 tarihli ve 2013/184 E.,2015/257 K. sayılı kararla; oteldeki açık ayıp nedeniyle borçlunun tespit yaptırabileceği, kayıp eşyalar vs. gibi konularda ihbar edilmesi gerektiği halde borçlu tarafından ihbarda bulunulmadığı, sendika üyelerinin seminer nedeniyle otelde kaldığı ve hizmetten yararlandığı, oteldeki olumsuzluklar nedeniyle herhangi bir dava da açılmadığı, hizmet karşılığının alındığı ve bir kısmı için ödemenin yapıldığı, davacının kalan bakiye borç alacağını istemekte haklı olduğu, bu kısım yönünden icra takibine yapılan itirazın iptali ile haksız itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına neden olunduğu, bu nedenle inkar tazminatı isteminin yerinde olduğu, bakiye 20.000,00 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği, borçlu tarafından 32.468,69 TL ödendiğinden bu bedel yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, konusuz kalan kısım için de davacının tazminat ve vekalet ücreti talep etmekte haklı olduğu, alacak likit olmakla inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın 32.468,69 TL'si konusuz kaldığı için esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bakiye kısım ile ilgili davanın kabulü ile icra dosyasındaki takibin 20.000,00 TL'sine davalının itirazının iptali ile takibin devamına, 52.468,69 TL'nin %40'ı olan 20.987,47 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 01.06.2017 tarihli ve 2016/2425 E., 2017/6818 K. sayılı ilamıyla; her ne kadar Mahkemece itiraz edilmeyip ödenen 32.468,69 TL için davanın konusuz kaldığı kabul edilerek bu miktar yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilip, konusuz kaldığı belirlenen tutar itiraz edilen tutara eklenerek toplam bedel üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş ise de; davacının davayı açarken yalnızca itiraz edilen 20.000,00 TL ve fer'ileri üzerinden talepte bulunduğu, Mahkemece davacının talebine uygun değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu talebi aşar şekilde alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı tarafın sair temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 29.03.2018 tarihli ve 2018/62 E., 2018/82 K. sayılı kararla; davada takip alacağının 52.468,69 TL olduğu ve borçlu tarafından borcun 32.468,69 TL'sinin ödendiği, geriye kalan 20.000,00 TL için itirazda bulunulduğu ve itiraz edilen 20.000,00 TL ve fer'ileri üzerinden talepte bulunmuş ise de, önceki kararda 52.468,69 TL üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edildiği, bu kararın bozulduğu, taleple bağlılık kuralı uyarınca 20.000,00 TL üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; 32.468,69 TL alacak konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bakiye kısım ile ilgili davanın kabulü ile icra dosyasındaki takibin 20.000,00 TL'sine davalının itirazının iptali ile takibin devamına, 20.000,00 TL'nin %40'ı oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 21.06.2021 tarihli ve 2021/4523 E.,2021/6837 K. sayılı ilamla; somut olayda Mahkemece kararının gerekçesinde, hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadığı, bu bakımdan; kanunun aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle, Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun görülmediği, yine Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma kararında davacının davayı açarken yalnızca itiraz edilen 20.000,00 TL ve fer'ileri üzerinden talepte bulunmasına rağmen uyulmasına karar verilen bozma ilamına aykırı olarak, dava konusu olmayan 32.468,69 TL yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyuşmazlığın 12-13 Nisan-15-16 Nisan 2012 tarihleri arasında davacıya ait otelde konaklama nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplandığı, davalının ağır hizmet kusuru iddiası ile dava konusu edilen miktara itiraz ettiği, davalının cevap dilekçesinde belirttiği hususların açık ayıp mahiyetinde olduğu ve ilk fırsatta otel yönetimine bildirilmesi veya ihtar edilmesi gerektiği, ancak gereğinin yapılmadığı anlaşılmakla ağır hizmet kusuru iddiasına itibar edilmediği, 30.04.2015 havale tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davalının 20.000,00 TL'lik kısma yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile icra takibine 13.06.2012 tarihinde davalı tarafından 20.000,00 TL'lik kısmına yapılan itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, itiraz edilen asıl alacak miktarı olan 20.000,00 TL'nin %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; Mahkemenin davacının yaptığı hizmet yönünden ayıp olarak belirtilen hususların açık ayıp olduğu yönündeki kabulün hatalı olduğunu, ayıbın bildirim yükümlülüğünün sözlü ya da yazılı olma şartının bulunmadığını, otelde gerçekleşen toplantı esnasında tespit edilen ayıplı hizmetin düzeltilmesi için ayrıca bir başvuruya gerek bulunmadığını, davacı tarafından yapılan ayıplı hizmet anında hizmetin ayıplı olduğu ve düzeltilmesi gerektiğinin belirtildiğini ancak bir düzeltme yapılmadığını, bu durumun alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmesine ve davacının bu hizmeti kendi kusuru ile vermediği açık olmasına rağmen Mahkemece dikkate alınmadığını, şahıslar adına kesilen faturaların müvekkili sendikadan talep edilmesinin mümkün olmadığını, alınan raporlarda söz konusu kusurların ağır kusur olmadığının ve açık ayıp olduğunun, bu nedenle derhal otel yönetimine bildirilmesi gerektiğinin belirtildiğini, ancak alınan raporların objektif ve denetime elverişli olmadığını, hakkaniyete uygun bir indirim de yapılmadığını, inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sözleşmeden kaynaklanan ücret alacağına vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen Mahkeme kararının uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalının cevap dilekçesinde belirttiği hususlar açık ayıp mahiyetinde olup ilk fırsatta otel yönetimine bildirilmesi veya ihtar edilmesi gerekmesine rağmen bu ihtarın yapıldığının dosya kapsamındaki deliller ile ispat edilemediği, dava konusu icra takibinin dayanağı fatura alacağından kaynaklanıp likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi