Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1579 E. 2025/818 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özel hastane ve doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranıp davranmadığına ve bu sebeple maddi ve manevi tazminat talep edilip edilemeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Alınan Adli Tıp Kurumu raporu ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan heyet raporunun denetime elverişli, birbiriyle uyumlu ve yeterli olduğu, oluşan trakeal perforasyonun her türlü özene rağmen oluşabilen bir komplikasyon niteliğinde olduğu, tanı, tedavi ve ameliyatın tıp kurallarına uygun olduğu ve davalı sağlık çalışanlarına atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1809 E., 2024/64 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2016/97 E., 2020/521 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkili ...'ün, davalı şirkete ait ... Hastanesinde 16.01.2015 tarihinde, davalı Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. ... ve diğer davalı Anesteziyoloji Uzmanı davalı şirketin ortağı Dr. ... tarafından gerçekleştirilen bel fıtığı ameliyatı esnasında, Dr. ... tarafından gerçekleştirilen entübe işlemi neticesinde nefes borusunun yırtıldığını, davalı doktorun müvekkili hastanın şikayetini dikkate almadığını, müvekkilinin yakınları hastanın yüzünde şişlik farkedip bu durumu doktora söylediklerinde, davalı doktorun bu uyarıları da dikkate almadığını ve hastayı taburcu ettiğini, davalı doktor ... arandığında ise, bu durumun anestezi sırasındaki müdahaleden kaynaklı olabileceğini söylediğini, müvekkili hastanın durumunun ağırlaşması üzerine Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğünü, hastanedeki doktor hastanın soluk borusunda yırtık gözlemlendiğinden cerrahi müdahale gerektiğini, yırtığın bel fıtığı ameliyatı esnasında entübasyon sırasında nefes borusuna verilen zarardan meydana geldiğini söylediğini, müvekkilinin uzun bir süre tedaviye maruz kaldığını, ameliyat sonrası yaşanan durumdan ötürü müvekkilinin çok sıkıntılar ve acılar çektiğini belirterek, fazlaya dair her türlü hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL maddi tazminatın, müvekkillerinde oluşan manevi zararlar için ise, davacı ... için 200.000,00 TL, davacı ... ve .... için 50.000,00 TL'şer olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın ameliyatın gerçekleştiği 16.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının 16.01.2015 tarihinde müvekkili Beyin ve Sinir Cerrahi Uzman Dr. ... tarafından lDH ameliyatı olmak için Hastaneye başvurduğunu, müvekkili ... tarafından usulüne uygun olarak endotrakeal tüpün kolaylıkla nefes borusunun içine hiçbir zorlama olmaksızın yerleştirildiğini, davacının sorunsuz bir ameliyatla servise yollandığını, davacının boğazındaki yırtık nedeniyle müvekkillerine atfedilecek bir kusur olmadığını, müvekkili şirketin durum nedeniyle herhangi bir kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ATK 2. İhtisas Kurulu raporunda, kişide endotrekeal entübasyon esnasında oluşan trakeal perforasyon tablosunun her türlü özene rağmen oluşabilen herhangi bir tıbbi kusur ya da ihmal izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, uygulamaların tıp ilke ve kurallarına uygun olduğunun belirtildiği, rapora itiraz edilmesi üzerine Mahkemece Cerrahpaşa Tıp Fakültesine bünyesinde görev yapan anestezi, beyin cerrahi, gögüs hastalıkları uzmanı, adli tıp uzmanı öğretim görevlilerinden oluşan heyet oluşturulduğu, 21.11.2019 tarihli raporda, ameliyat öncesi anestezi yönünden yapılan muayene ve tetkiklerin yeterli olduğu, hastada meydana gelen durumun komplikasyon olduğu, bir ihmalin söz konusu olmadığı, komlikasyon gelişimi, tanısı ve yönetimi ile ilgili davalılara atfı kabil kusur bulunmadığı, komplikasyon yönetiminde de davalılara kusur atfedilmesini gerektirir bir husus olmadığı tespitine yer verildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ATK raporu ile dört kişilik akademisyen bilirkişi heyeti raporunun birbirini teyit ettiği, raporların denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacının bel fıtığı ameliyatında gerçekleşen soluk borusunda yırtığın komplikasyon olduğu, tedavi uygulamasının tıp kurallarına uygun olduğu organizasyonel kusur olarak değelendirilemeyeceği, dosya kapsamı itibariyle tıbbi hatanın bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; davalı doktorların komplikasyon tanısı koymadığını, müvekkili hasta ve hasta yakınlarının tüm uyarılarına rağmen hastanın boğazı delik halde hastaneden taburcu edildiğini, komplikasyon tanı ve tedavisinin başka doktorlar tarafından yapıldığını, müvekkilinin ameliyatı sırasında boğazında oluşan 4cm yırtığın davalı doktorların mesleki yetersizlikleri ve özensizlikleri neticesinde meydana geldiğini, komplikasyonun ortaya çıkmaması için gereken önlemlerin alınmamış olmasının kusurlu bir durum olduğunu, komplikasyonun özensizlik dolayısıyla fark edilmeyip önlem alınmamasının da hekimin kusurundan kaynaklandığını, komplikasyonun ortaya çıktığının fark edilmesi durumunda komplikasyonun hastaya en az zarar verecek şekilde ortadan kaldırılması için gerekenin yapılması konusunda da hekimin sorumluluğunun olduğunu, hekim komplikasyon dolayısıyla sorumlu tutulamazsa da komplikasyon sürecinin iyi yönetilmemesi sonucu vakanın malpraktise dönüştüğünü, müvekkilinin boğazındaki yırtık durumunun ölümcül hal alması üzerine tedavisinin Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapıldığını, hastaneye götürülmesi gerektiğinin başka bir doktor tarafından söylendiğini ifade ederek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davalı özel hastane ve doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle yargılama sırasında alınan Adli Tıp Raporu ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan heyetten alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli, birbiriyle uyumlu ve yeterli olduğu, davacı hasta Dönüş'te endotrekeal entübasyon esnasında oluşan trakeal perforasyon tablosunun her türlü özene rağmen oluşabilen komplikasyon olarak nitelendirildiği, hastaya konulan tanı, uygulanan anestezi, yapılan ameliyat ve oluşan komplikasyonun yönetiminin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, hastanın tedavisinde görev alan sağlık çalışanlarına atfı kabil kusur tespit edilemediğinin anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.