"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/814 E., 2023/527 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/355 E., 2022/188 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında ortaklık ilişkisi bulunduğunu, bu bağlamda karşılıklı güven ilişkisi nedeniyle uzunca bir dönem elden borç verme durumunun tezahür ettiğini, yine bu sebeple davalının maddi olarak sıkışık olduğu bir dönemde müvekkili tarafından davalıya 07.07.2020 tarihinde 50.000,00 TL ve 250.000,00 TL olmak üzere toplamda 300.000,00 TL banka havalesiyle borç verildiğini ancak davalı tarafından geri ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; uyuşmazlığın ticari ilişkiden kaynaklanması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin hiçbir zaman davacıdan borç almadığını, davacının haksız kazanç sağlama gayesinde olduğunu, davacı tarafın hiçbir sözleşme yapmadan ya da senet almadan 300.000,00 TL gibi yüklü bir miktarı borç vermiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalının hesabına gönderdiğini bildirdiği havale dekontlarında paranın gönderilme nedenine ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre havalenin, bir borç ödeme vasıtası olduğu, bunun aksini ileri süren kişinin bu iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerektiği, ispat yükü üzerinde olan davacının delil olarak whatsapp kayıtlarına dayandığı ancak whatsapp mesajlarında davalının borcu kabul ettiğine ilişkin beyan ve ifade bulunmadığı, aksine davacının, parayı davalının dayısına verdiğine ilişkin ikrarları olduğu, davacının havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını ispatlayamadığı, whatsapp mesajı ve havale dekontu yazılı delil başlangıcı olmadığından, miktar itibariyle de olayda tanık dinlenmesinin mümkün olmadığı gibi ön inceleme duruşmasından önce de tanık listesi bildirilmediğinden tanık dinlenemeyeceği, dava dilekçesinde de açıkca yemin deliline dayanılmadığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Whatsapp mesajlarının delil başlangıcı olarak kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki kabulün aksine yazışma içeriğinde borç ikrarının bulunduğunu, tüm yazışmaların bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca iddianın dayanağını oluşturan olguların ispatı için gösterilen Whatsapp yazışmalarının HMK’nın 202/2. maddesi uyarınca yazılı delil başlangıçı olduğundan, aynı maddenin birinci fıkrasına göre tanıkların dinlenilmesi mümkün olduğunu, tanıkların dinlenebilmesi için tanık delilinin dava dilekçesinde gösterilmesinin yeterli olduğunu, ön inceleme duruşmasından önce tanık listesinin sunulması zorunluluğunun bulunmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, ödünç verme iddiasına dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
4721 sayılı TMK'nın 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla yükümlü olup, bu husus 6100 sayılı HMK'nın 190. maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, havale bir borç ödeme vasıtası olduğundan, mevcut borcun ödenmesi amacıyla yapıldığına dair yasal karinenin mevcut olduğu, davalı taraf whatsapp yazışmalarından anlaşıldığı üzere yalnızca 'dayı' ismiyle hitap ettikleri ortak bir tanıdıkları için aracılık ettiğini beyan ettiği, davacının ise paranın borç olarak gönderildiği iddiasını yasal delillerle ispatlayamadığı, whatsapp yazışmalarında dava konusu paraların borç olarak gönderildiğine dair delil başlangıcı niteliğinde olabilecek bir konuşma yer almadığı, bu durumda davanın tanıkla ispatının da mümkün olmadığı ve davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.