Logo

3. Hukuk Dairesi2024/214 E. 2024/3698 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu'nun, davacı eczacı ile protokol hükümleri uyarınca yeniden sözleşme yapıp yapmama yükümlülüğü bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, davalı Kurum'un sözleşme yapmamasına dayanak gösterdiği hususların, ilgili mevzuat ve protokol hükümleri kapsamında sözleşme yapılmamasını gerektirecek bir sebep olarak kabul edilmediği ve davalı Kurum'un sözleşme yapma konusundaki bu davranışının haklı ve hukuka uygun olduğunu ispatlayamadığı gözetilerek, önceki bozma kararına uyularak verilen ve davacı ile sözleşme yapma şartlarının oluştuğuna ve davalı Kurum'un sözleşme yapmama yönündeki muarazanın giderilmesine hükmeden yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2104 E., 2023/2111 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen sözleşme yapma şartlarının oluştuğunun tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının ... Eczanesinin sahibi olduğunu, davalı Kurum tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden, sözleşme hükümlerinde bulunan fesih ve cezai şart unsurları dikkate alınmadan 04.05.2017 tarihli yazı ile; taraflarca imzalanmış Protokolün (5.1) maddesi uyarınca Kurum ile olan sözleşmesinin feshedildiğini, hakkında açılan ceza soruşturması neticesinde, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.03.2018 tarihli ve 2017/400 E., 2018/351 K. sayılı kararı ile beraat ettiğini, buna rağmen tekrar sözleşme yapmak için 08.05.2019 tarihinde Kuruma yapmış olduğu başvurunun sonuçsuz bırakıldığını, davalı Kurumun haklı bir neden olmaksızın sözleşme imzalamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı Kurum ile arasında sözleşme yapma şartlarının oluştuğunun tespiti ile muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının göz altına alınması üzerine mesul müdür bulamadığı için eczaneyi kapalı tutacağını İl Sağlık Müdürülüğüne bildirmesi neticesinde eczane ruhsatının askıya alındığını, dolayısıyla Protokolün (7.5) inci maddesi doğrultusunda Kurumla sözleşmesinin kendiliğinden sona erdiğini, ayrıcı sözleşmenin feshi ve kapatma işleminin olağanüstü hal koşulları da dikkate alınmak suretiyle iletilen istihbari bilgiler üzerinden oluşan kanaate istinaden kamu yararı ve güvenliği ile Kurum yönünden kamu zararı oluşmasına ve artmasına engel olmak amacıyla yapıldığını, davacı eczacının konu ile ilgili Kurum aleyhine Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/319 Esasına kaydedilen fesih işleminin iptali için dava açtığını, Kurumun sözleşme yapmaya zorlanamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Kurum ile Türkiye Eczacıları Birliği arasında imzalanan 2016 ve 2020 Protokollerinin (7.1) maddesinde yer alan "Kurum, Protokol hükümlerini kabul eden ve başvuru formunu getiren eczacı ile (feshi gerektirecek hususlar nedeniyle sözleşmeleri feshedilenlerin fesih süreleri boyunca ve muvazaalı olarak açıldığı kanıtlanan eczaneler hariç) sözleşme yapar." ifadeleri ile Kurumun sözleşme yapmaya yönelik takdir hakkını sınırladığı, bu haliyle sözleşme yapma zorunluluğu yüklendiği, başka bir ifade ile Kurum, protokol hükümlerini kabul eden, protokol kapsamında sözleşme yapmasına engel bulunmayan ve usulünce başvuru yapan eczacı ile sözleşme yapmak zorunda olduğu, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.03.2018 tarihli ve 2017/400 E., 2018/351 K. sayılı dosyası kapsamındaki belgelerden davacının eczacı olarak çalışırken sözleşmesinin FETÖ/PDY ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu gerekçesiyle feshedildiği, açılan davada suçun işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle verilen beraat kararının kesinleşmiş olduğu sabit olduğundan, 21.11.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda da belirtildiği üzere davalı Kurumun sözleşmede sayılan nedenler dışında başvuru yapan eczaneler ile sözleşme imzalamaktan imtina edemeyecek olması, sözleşmenin (5.1) maddesi uyarınca sözleşmenin yeniden imzalanmasına engel bulunmaması nedeniyle davanın kabulüne; davalının davacı ile dava konusu hususta sözleşme yapmama eyleminin hukuka uygun olmadığının tespiti suretiyle taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.05.2022 tarihli ve 2022/839 E., 2022/1103 K. sayılı kararıyla; davalı kurumun davacı ile olan sözleşme ilişkisini sürdürmemeyi tercih ettiği, nitekim serbest meslek sahibi olan eczacıların davalı ile sözleşme yapmak gibi bir mecburiyetinin bulunmadığı, sözleşme serbestisi gereği davalının da davacı ile yeni sözleşme imzalama zorunluluğunun olmadığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 15.06.2023 tarihli ve 2022/6917 E., 2023/1939 K. sayılı ilamla; "...Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde: davacı eczacı, davalı Kuruma sözleşme yapmak için yaptığı başvuruya cevap verilmediğini ileri sürerek, Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol uyarınca davalı Kurum tarafından sözleşme yapmama şeklinde yaratılan muarazanın giderilmesini ve sözleşme yapılmasına karar verilmesini istemiş; davalı Kurum ise, davacı hakkında yapılan araştırma neticesinde sözleşme yapılmasının kamu düzenine aykırı olacağının ve sözleşme yapmama kararının ise tüm vatandaşların haklarını koruyacağının anlaşıldığını, davacı ile protokol hükümleri gereğince sözleşme imzalanmamasının takdir hakkı kapsamında kaldığını, takdir yetkisinin ise kamu yararı ve güvenliği gereği kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı Kurumun açıklanan işleminin hukuksal nitelikçe mevcut protokol hükmü uyarınca bir sözleşme ilişkisinin kurulması aşamasında yaratılmış bir muaraza (sataşma) olduğu; davadaki istemin de bu muarazanın önlenmesine yönelik bulunduğu açıktır. Nitekim, Bölge Adliye Mahkemesi de, görülmekte olan davayı bir muarazanın men’i davası olarak nitelendirmiştir.

Muarazanın meni (sataşmanın giderilmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Zira, bu tür davalarda, hem bir muarazanın varlığının tespiti ve hem de onun meni talep edilir.

Davalı Kurumun sözleşme yapmamasına gerekçe olarak gösterdiği hususlar, ilgili mevzuat hükümleri ve yukarıda açıklanan protokol kapsamında sözleşmenin yapılmamasını gerektiren bir durum kabul edilmediği gibi, davalı Kurum da sözleşme yapmama yönündeki davranışının haklı ve hukuka uygun olduğunu ispatlayamamıştır.

Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince; açıklanan bu mahiyeti nedeniyle, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olmasından dolayı davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne, davacı ile davalı Kurum arasında sözleşme yapma şartlarının oluştuğunun tespiti ile davalı Kurumun davacı ile sözleşme yapmama yönündeki yarattığı muarazanın giderilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; Kurumun yaptığı işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık ve yanlışlığın bulunmadığını, 667 sayılı OHAL Kapsamında Alınan Tedbirlere ilişkin KHK'ya göre işlem yapıldığını, ... Eczanesi sahip ve mesul müdürü olan davacının göz altına alınması nedeni ile noter onaylı vekili olan Erdal Sezer'in verdiği dilekçe ile mesul müdür bulamadıkları için eczaneyi kapalı tutacaklarını bildirdiklerini, buna istinaden İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 14.02.2017 tarihinde eczane ruhsatının askıya alındığını, askıya alınma durumunda sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, sözleşmenin feshinin iptali talebiyle Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesine 2018/319 esasına dava açıldığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da yapılan işlemin yasaya ve mevzuata uygun olduğunun belirtildiğini, emsal Mahkeme kararları doğrultusunda Kurum tarafından davacı hakkında tesis edilen işlemlerde hukuka aykırı bir yön bulunmadığını belirterek ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2020 yılı Protokolünün (7.1) maddesi uyarınca Kurumun davacı ile sözleşme yapması gerekip gerekmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.

3. Değerlendirme

Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmiş bulunmasına, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenemeyecek olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.