"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2515 E., 2024/476 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/192 E., 2022/671 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; 11.06.2018 tarihinde davacı ...'ın doğum yaptığını, doğum sonrasında ilk muayene ve 12.07.2018 tarihinde davacıların bebekleri ...'ı kontrole getirdiklerini, pediatri doktoru olan davalı ... ve radyoloji doktoru davalı ...'in bebeğin kontrol sürecini yürüttüğünü, bebeğin yapılan muayene ve kontrollerinde kalça çıkığı teşhisinin gereken süre içerisinde davalı doktorlar tarafından konulamadığını, bebeğe kalça çıkığı teşhisinin başka bir hastane tarafından konulması sonrasında hemen ameliyata alınması gerektiğinin bildirildiğini, 28.12.2018 tarihinde ortopedi ve travmatoloji doktoru olan dava dışı doktor tarafından bebeğin ameliyatının yapıldığını, bebeğin kalça çıkığı teşhisinin davalı doktorlar tarafından zamanında konulmaması nedeniyle bir bacağının kısa kalma riskinin bulunduğunu, davalıların gerekli özen ve aydınlatma yükümlülüklerini yerine getirmediklerini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 18.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00'er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hastane ve .... vekili; müvekkili doktorun hatalı bir teşhis ya da tedavisi olmadığını, müvekkili doktorun çocuk doktoru olarak kendisinden beklenen tüm görevlerini yerine getirdiğini, davacıların bebeği ...'ın 11.06.2018 tarihinde davalı hastanede sezeryan ile dünyaya geldiğini, davalı doktorun rutin muayeneleri yaptığını, önerilerle kontrollere gelmek üzere davacıların taburcu edildiğini, müvekkili doktor ve hastanenin özen yükümlülüğünü yerine getirdiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
2.Davalı ...; radyoloji doktoru olarak görev yaptığını, radyoloji bölümünde röntgen, ultrason, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme gibi tetkikler yapıldığını, klinisyenlerin fizik muayenesine ve sonuçta konulacak teşhiste ve sonrasında tedavide bu tetkiklerle destek olunduğunu, davacıların bebeği ...'ın 22.12.2018 tarihinde kontrol USG tetkiki önerilmemesine rağmen, tekrar ultrason tetkiki istendiğini, tetkikin tekrarlandığını ve 20.11.2018 tarihli tetkik ile aynı bulguların elde edildiğini ve aynı sonuç yazılarak ilgili doktora sistemden gönderildiğini, hastaya da değişiklik saptanmadığı bilgisi verildiğini, bu süreçte davacılara durumun normal olduğuna dair bir bilgilendirme yapılmadığını, herhangi bir ihmal ve kusuru bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; denetime elverişli nitelikteki bilirkişi heyet raporu ile alınan Adli Tıp Kurumu raporunda da belirtildiği üzere davacıların çocuğuna uygulanan tedaviler bakımından ve davacılar ile imza altına alınan hasta rıza formu da dikkate alınarak davaya konu tedavi ve davalı hastane hizmetinden kaynaklı davalıların herhangi bir hizmet kusurunun mevcut olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, Adli Tıp Kurumu ve Üniversite bilirkişi heyetinden alınan raporlar incelendiğinde her iki raporda da davacıların bebeği ...'da meydana gelen kalça çıkığı şeklindeki zararla davacıların bebeği ...'a uygulanan hizmet arasında illiyet bağının olmadığı, tedavi tarihleri itibariyle bebeğin kalçasının yerinde ve normal gelişim gösterdiği, 5. ay ve 6. ayda yapılan kalça USG sonucunda sorunun tespit edildiği ve bu şüpheyle ortopedi bölümüne yönlendirildiği, doğum sonrası ilk 6 ay yapılan takip ve sonrası tedavilerin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu ve davalı doktorlara atfı kabil kusurunun bulunmadığı yönündeki değerlendirmeleri nazara alındığında İlk Derece Mahkemesinin kabul ve değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; davacıların her muayeneye düzenli olarak gitmiş olmalarına rağmen bebeklerine 6 aydan sonra kalça çıkığı tanısı konulduğunu, radyoloji uzmanının 22.12.2018 tarihindeki raporda kontrol USG önermemiş ilgili klinisyene yönlendirme yapması gerektiği vurgulanmış olmasına rağmen 6. ayda tekrar sanki kontrol önerilmiş gibi bebeği bir kez daha USG'ye aldıklarını, sıkıntı olduğu açık ve net bir şekilde radyoloji hekimi tarafından belirtilmişken gerekli tedaviye başlamak yerine tedavinin 1 ay daha geciktirildiğini, bu nedenle 6 ay sonra ameliyat yapılmasına sebebiyet verildiğini ve bebeğin bu nedenle sağlıklı şekilde yürüyemediğini, Adli Tıp Kurulu raporunun usule aykırı bir biçimde düzenlendiğini, Mahkemenin Adli Tıp Kurumu raporuyla bağlı olmadığını, hükme esas alınan raporların yetersiz olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinden kaynaklı hekim hatası (malpraktis) iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle Mahkemece aldırılan ATK raporu ile bilirkişi kurul raporlarının birbiriyle uyumlu olmasına ve özellikle her iki raporda da davacıların bebeğinde meydana gelen kalça çıkığı şeklindeki zararla davacıların bebeğine uygulanan hizmet arasında illiyet bağının olmadığı, tedavi tarihleri itibariyle bebeğin kalçasının yerinde ve normal gelişim gösterdiği, 5. ay ve 6. ayda yapılan kalça USG sonucunda sorunun tespit edildiği ve bu şüpheyle ortopedi bölümüne yönlendirildiği, doğum sonrası ilk 6 ay yapılan takip ve sonrası tedavilerin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu ve davalı doktorlara atfı kabil kusurunun bulunmadığı yönündeki değerlendirmeleri nazara alındığında davalılara sorumluluk yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.