Logo

3. Hukuk Dairesi2024/225 E. 2024/3544 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinden kaynaklanan teminat mektubunun ödenmemesi talebi ile kiralananın eski hale getirilmesi ve tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin kurulmuş ve geçerli olduğu, kiracı olan davacının sözleşme hükümlerine bağlı olduğu ve kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle teminat mektubunun cezai şart olarak tahsilinin ve kiralananda meydana gelen hasarın tazmininin sözleşmeye uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1288 E., 2023/1643 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ: Akhisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/614 E., 2021/58 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen menfi tespit ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre; birleşen davada dava değeri 209.596,95 TL olarak belirlendikten sonra taleple bağlı kalınarak şimdilik 20.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmiş olup, temyize konu edilen tazminat miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.

Temyiz eden taraf vekillerinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan asıl davaya yönelik temyiz istemlerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kiracı vekili asıl davada; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 01.03.2019 tarihli kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın okul olarak kullanılmak üzere kiralandığını ancak davalı tarafça taşınmazın anahtarlarının teslim edilmediğini, ayrıca sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olmasına rağmen gerekli tadilatların yapılması için davalı tarafından gerekli izinlerin verilmediğini, taşınmazın anahtarlarının teslim edilmemesi nedeniyle kira sözleşmesinin hiç kurulmadığını, hiç doğmayan kira sözleşmesi uyarınca verilen teminat mektubunun ödenmemesi gerektiğini ileri sürerek; Türkiye İş Bankası Akhisar Şubesi 27.02.2019 tarihli TMDZ19-17183 nolu ve 270.000,00 TL bedelli teminat mektubu uyarınca müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile teminat mektubunun paraya çevrilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı kiraya veren vekili birleşen davada; 01.03.2019 tarihli kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın davalı kiracıya teslim edildiğini ancak halihazırda kiralananın harap vaziyette bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek; kiracı tarafça kiralanana yapıldığı iddia edilen tadilatların tespiti ile eski hale getirilme bedelinin belirlenmesi ile uğradığı zararlara karşılık şimdilik 20.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kiraya veren vekili; davacının sözleşmenin hiç kurulmadığına yönelik iddialarının gerçeği yansıtmadığını, teslim hususunun sözleşme ile imza altına alındığını, imzalanan sözleşme gereğince ödenmesi gereken kira bedellerinin 15.03.2019 tarihine kadar ödenmemesi üzerine, sözleşmenin ilgili maddesi gereği alınan teminat mektubunun paraya çevrilmesi gerektiğini, ayrıca taşınmazın kendisine halen iade edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı kiracının basiretli tacir olup, taşınmazın hiç teslim edilmediği, sözleşmenin kurulmadığı ve yürürlüğe girmediği yönündeki iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kira sözleşmesinde "Kiralanan şey ile beraber teslim alınan demirbaş beyanı" başlıklı kısımda taşınmazın teslimine dair ayrıntılı açıklamalar yapıldığı, bu surette kiralananın kiracı şirkete teslim edildiğinin ve sözleşmenin geçerli bir şekilde kurularak hüküm ve sonuçlarını doğurmaya başlamış olduğunun kabulü gerektiği, basiretli tacir olan kiracının kira sözleşmesi kapsamında yapılacak iş ve işlemleri sözleşme kapsamında kendisine tanınan yetki doğrultusunda kiraya veren haricinde üçüncü kişinin eylemine, onayına muhtaç olmadan yapabileceği, yine kiracı şirketin taşınmaza girmesine ve/veya taşınmazda tadilat yapmasına engel olunması haline, derhal kiraya verene durumun bildirilmesi ve zapt halinin ortadan kaldırılması için kiracı ile birlikte hareket edilmesinin istenmesi gerektiği, ne var ki taşınmaza girilmesine engel olunduğunu iddia eden kiracı şirketin, kiraya verene bu hususta bir bildirimde bulunduğunun iddia ve ispat edilmediği, yine sözleşmede muacceliyet şartı mahiyetinde cezai şart düzenlemesi yapıldığı, buna göre tacir olan kiracı hakkında sözleşme hükümleri aynen geçerli olacağından kararlaştırılan cezai şarttan kiracının sorumlu olduğu, 23.03.2020 tarihli ek bilirkişi raporunun denetime elverişli olup kiralanana verilen zararın 209.596,95 TL olduğu gerekçesiyle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı/birleşen davada davalı vekili; kiralananın hiçbir zaman müvekkiline teslim edilmediğini, bu nedenle de sözleşmenin kadük olduğunu ve haklı olarak feshedildiğini, durumun noter kanalıyla kiraya verene bildirildiğini, sözleşme gereklerinin davalı kiraya veren tarafından yerine getirilmediğini, kiralanana müvekkili tarafından verilen herhangi bir zarar bulunmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, tanık beyanlarına itibar edilmediğini, kiralanana zarar veren kişilerin kiraya veren ile olan ilişkilerinin araştırılması gerektiğini, teminat mektubundan sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, cezai şartın yüksek olduğunu ve şirketin mahvına sebep olacağını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı/birleşen davada davacı vekili; kararda haklılıkları belirlendiği halde teminat mektubu hakkındaki tedbirin kaldırılmadığını, hükmolunan tazminata ticari faiz uygulanması gerektiğini, kira sözleşmesinin (17.) maddesindeki düzenlemenin cezai şart olduğunu, bunun muacceliyet şartı olarak yorumlamanın sözleşme serbestisine aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların kira sözleşmesi ile bağlı olduğu, sözleşmede kiralananın demirbaşları ile beraber kiracıya teslim edildiğinin ve kira bedelinin ödenmemesi halinde alınan teminat mektubunun cezai şart olarak nakde çevrileceğinin kararlaştırıldığı, kiracı tarafın tacir olduğu dikkate alındığında bir yıllık kira bedeli kadar belirlenen cezai şartın makul olduğu ve mahvına sebep olmayacağı, kiralananda kiracı tarafından birtakım tadilatlar yapılmak istendiği ancak yarım bırakıldığı, bu nedenle kiracının eski hale getirme bedelinden sorumlu olduğu, hükme esas alınan raporda eski hale getirme ve zarar bedelinin 77.000,00 TL olduğunun belirlendiği, buna göre taleple bağlı kalınarak hükmedilecek maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili gerektiği belirtilerek, davacı/birleşen davada davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı/birleşen davada davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı/birleşen davada davacı vekilinin tahsis talebi üzerine 29.11.2023 tarihli ek kararıyla; birleşen davaya yönelik tazminat miktarının 23.03.2020 tarihli ek bilirkişi raporu ile 209.596,95 TL olarak belirlendiği, bu nedenle eski hale getirme ve zarar bedeli olarak tespit edilen 209.596,95 TL’den fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği belirtilerek, hükmün 6100 sayılı Kanun'un 304, 305, 305/A maddeleri uyarınca düzeltilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri; istinaf dilekçesinde bildirdikleri sebepleri ileri sürerek, kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleşen davada uyuşmazlık; kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 299 uncu ve devamı maddeleri,

2. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 18 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye, taraflar arasında 28.02.2019 tarihinde imzalanan sözleşme ile kiracılık ilişkisinin başlamış olmasına, sözleşmede açıklandığı üzere kullanım amacına uygun tadilata başlanmasına ve tacir olan davacı kiracının bağlı bulunduğu sözleşmeyle kararlaştırılan hükümlerin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Birleşen davaya yönelik taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,

2. Asıl davaya yönelik temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Fazla alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.