Logo

3. Hukuk Dairesi2024/261 E. 2024/3921 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve tahliye davasında, ispat yükünün hangi tarafta olduğu ve davacı tarafından bilirkişi ücreti yatırılmamasının davanın reddini gerektirip gerektirmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kira sözleşmesi ve artış hükmü ile alacağını ispatladığı, davalının ise borcunu ödediğini iddia ederek ispat yükünün kendisine geçtiği, bu durumda davacıdan bilirkişi ücreti istenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2308 E., 2023/2020 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/329 E., 2023/411 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali ve tahliye davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının 01.08.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi uyarınca müvekkiline ait olup zemin ve bodrum katta yer alan iş yerini kiracı olarak kullandığını, kira bedellerinin eksik ödenmesi halinde kira farkının ayrıca talep edileceğinin davalı kiracıya ihtarname ile bildirilmesine rağmen eksik ödeme yapılması üzerine aleyhine kira farkı alacağı 870.489,37 TL'nin tahsili ve tahliye talepli icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının tahliyesine ve aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, tarafların Mart 2020 yılındaki güncel kira bedeli üzerinde yazılı olarak mutabık kaldığını, 9 yıldır devam eden sözleşme çerçevesinde bugüne kadar kira bedeliyle ilgili herhangi bir uyuşmazlık veya talepte bulunulmadığını, kira bedellerinin davacı tarafından düzenlenen faturalara istinaden ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her iki tarafın şirket olması ve kira alacağının ödenip ödenmediği, temerrütün oluşup oluşmadığı hususunda davalı tarafın yaklaşık 100 sayfa fatura ve ödeme makbuzu sunarak ödeme itirazında bulunması karşısında bilirkişi incelemesi gerektiği, davacı tarafın süresinde delil avansını yatırmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; halihazırda kira sözleşmesinde belirtilen artış yöntemine göre yapılan hesaplama dosyaya sunulmuş olmasına rağmen Mahkemenin hiçbir delili değerlendirmediğini, herhangi bir inceleme yapılmaksızın karar verildiğini, davalının sözleşmedeki düzenlemeye dikkat etmeksizin ödeme yapmaya devam ettiğini, bir sonraki celsede bilirkişi ücretinin yatırıldığını, davaya konu hesaplamanın teknik bilgi gerektiren bir hesaplama niteliğinde olmadığını

ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının fatura bedellerine ve tarafların anlaşmalarına göre kira bedellerini ödediğini savunarak ödeme belgelerini ve faturaları sunduğu, tarafların tacir olduğu, davalının delil listesinde gerekirse yerinde inceleme de talep ettiği dikkate alındığında ticari defterlerin de incelenmesi suretiyle bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, bu şekilde asıl alacağın tespitinin teknik/bilirkişi incelemesini gerektirdiği, Mahkemece 24.06.2022 tarihli celsede bilirkişi masrafının yatırılması için usulüne uygun olarak ihtaratlı kesin süre verildiği, davacı vekilinin 2 celse geçtikten sonra 03.03.2023 tarihinde bilirkişi masrafını yatırdığı, davalı vekilinin bilirkişi ücretinin süresinden sonra yatırılmasına muvafakati bulunmadığını belirttiği dikkate alındığında davacının bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığının kabulü gerektiği, kira bedelini/artışını ispat külfetinin kiraya veren davacı üzerinde bulunduğu, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190, 200, 201 ve 324 üncü maddeleri,

3.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 299 ve devamı maddeleri,

4.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.09.2019 tarihli ve 2017/19-824 E., 2019/885 K. sayılı ve 25.11.2020 tarihli 2017/894 E., 2020/942 K. sayılı ilamları

3. Değerlendirme

1.4721 sayılı Kanun'un 6 ıncı maddesi ile 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddeleri gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın bazı istisnaları olmakla bu kapsamda bazı hallerde ispat yükü yer değiştirerek karşı tarafa geçer.

2.Yine 6100 sayılı Kanun'un 324 üncü maddesince taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olup, kesin süre içinde delil avansı yatırılmadığı takdirde mahkemece o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılır ve bu durumda mevcut deliller değerlendirilerek karar verilir.

3.Eldeki davada ispat yükü üzerinde olan davacı, davalı aleyhine ödenmeyen bakiye kira alacağının tahsili ve tahliye talepli icra takibi başlatmış, alacağını ispat için yazılı kira sözleşmesine ve içerdiği artış hükmüne dayanmış, bu suretle alacağının varlığını ve tutarını ispat yükünü yerine getirmiştir. Zira sözleşmede kira bedeli ve artış hükmü açıkça düzenlenmiş olup, takip konusu kira alacağı dönemi de belirlidir. Davalı taraf ise sözleşmeyi inkar etmemiş önce taraflar arasında bedel konusunda mutabakata varıldığını ve sözleşmenin değiştirildiğini, kira artış farkının talep edilmemesi hususunda zımni muvafakat olduğunu, tüm borcunu ödediğini savunmuştur. Bu durumda davacı taraf iddiasını ispat etmiş, artık ispat yükü borcunu ödediğini savunan ve kendisi lehine vakıalar ileri süren davalıya geçmiştir.

4. Hâl böyle olunca İlk Derece Mahkemesince; ispat yükünün davalı tarafa geçtiği gözetilmeksizin davacı tarafa delil avansını yatırmak üzere süre verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.