"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/183 E., 2018/634 K.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili şirket adına ... Ltd. Şti. aleyhinde icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi neticesinde şirketin alacaklısı olduğu Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2016/11778 E. sayılı dosyasına borç miktarınca uyap üzerinden haciz konulması talep edildiğini, bu talep doğrultusunda 14.06.2016 tarihinde Ankara 32. İcra Dairesince borçlunun dosya alacakları üzerine borç miktarı kadar haciz konulmasına karar verildiğini, yapılan şikayet üzerine Ankara 14. İcra Hukuk Mahkemesinin kararı ile avukatlık ücreti üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verildiğini, Mahkeme kararında hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsili amacıyla ... Ltd. Şti. tarafından müvekkili firma aleyhine Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2016/22970 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, icra takibine konu borcun 15.12.2016 tarihinde 938,51 TL olarak ödendiğini, idarenin kusuru nedeniyle ödenen bu bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; vekalet ücretinin asile ait olduğunu, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile icra memurunun işlemi ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağı bulunduğu, bu nedenle icra memurunun kusurlu hareketi nedeniyle davacı şirket tarafından Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2016/22970 E. sayılı dosyasına 15.12.2016 tarihinde ödenen 938,51 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili yönündeki talebin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; 938,51 TL alacağın ödeme tarihi olan 15.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Sebepleri
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik Adalet Bakanlığınca; söz konusu tazminat davasına konu icra dosyalarının tetkikinden; tazminat davasını açan alacaklı vekilinin Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2016/7465 E. sayılı dosyasından haciz talep ederken vekalet ücretinin hariç olacağına ilişkin bir beyanda bulunmadığı, uygulamada dosya alacağına haciz konulması durumunda dosyaya gelen paranın ödeme aşamasında hacze kabil olup olmadığının değerlendirildiği, dosya alacağına haciz konulan Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2016/11778 E. sayılı dosyasına gelen herhangi bir paranın olmadığı, bu nedenle yanlış ödeme yapılmadığından tarafların bir mağduriyetinden söz edilemeyeceği, şikayet davası açılmasında icra müdürünün kusuru bulunmadığı halde Mahkemece tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek, kanun yararına temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, icra dosyasında vekalet ücret alacağına konulan haczin kaldırılması için açılan şikayet davasında hükmedilen vekalet ücretinin icra memurunun kusuru nedeniyle davalı Bakanlıktan tahsili istemine ilişkin olup, kanun yararına temyiz yolunda uyuşmazlık, icra memurunun eyleminden kaynaklı olarak tazminat talep edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 79. maddesinin birinci fıkrasına göre icra dairesinin haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. İİK'nın 85/1. maddesinde “Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır malları ile taşınmazlarından ve alacak ve haklarından ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklara yetecek miktarı haczolunur” hükmünü düzenlemiştir. İİK'nın 85 ve 79. maddelerinden çıkan ortak sonuç icra müdürüne haczin uygulanması konusunda takdir yetkisi tanınmadığıdır. İİK'nın 85. maddesi sadece “alacaklara yetecek miktarı” saptanması konusunda takdir hakkı tanımaktadır. İİK'nın 85/son maddesinde; “haczi koyan memur borçlu ve alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir” şeklinde yer alan hüküm alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesini güvence altına almayı amaçlamaktadır. İcra müdürünün bir malın haczininin caiz olup olmadığı konusunda kural olarak takdir hakkının olmadığı, haciz talebini yerine getirmek zorunda olduğu, o malın haczinin caiz olup olmadığı ancak, borçlunun şikayeti üzerine İcra Mahkemesinde incelenebileceği yönündedir. (HGK 31/03/2004, 12/202-196). Ancak 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 16. maddesi İİK'nın 82. maddesine ekli son fıkrası ile icra memurunca haczi talep edilen malların haczinin caiz olup olmadığı takdir yetkisini vermiştir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 23.03.2017 tarihli ve 2016/12502 E., 2017/4315 K. sayılı ilamı).
Dava dosyasının incelenmesinde; davacı vekilinin Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2016/7465 E. sayılı icra dosyası üzerinden dava dışı borçlu ... şirketi adına icra takibi kesinleşmiş borçluların alacaklı olduğu dosyalar olması halinde sistemden bu dosyalara haciz yazısı gönderilmesini talep ettiği, Ankara 32. İcra Müdürlüğü 2016/7465 E. sayılı icra dosyası üzerinden 14.06.2016 tarihli yazı ile Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2016/11778 E. sayılı icra dosyasında dava dışı borçlu ... şirketinin dosya alacakları üzerine borç miktarı kadar haciz konulmasına karar verildiği, Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2016/11778 E. sayılı icra dosyası üzerinden 23.06.2016 tarihli yazısı ile dosya alacaklısının alacakları üzerine haciz konulduğu, dosyada henüz tahsilat olmadığı, tahsilat olduğundan haczin dikkate alınacağı belirtildiği, dava dışı borçlu ... şirketi vekili tarafından 16.06.2016 tarihinde Ankara 14. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/574 E. sayılı dosyası ile vekalet ücretinin haczedilemeyeceği gerekçesiyle şikayet yoluna başvurulduğu, şikayetin kabulüne, dava dışı borçlu ... şirketi lehine vekalet ücretine karar verildiği, dava dışı borçlu ... şirketi vekili tarafından ise vekalet ücretinin takibe konulduğu, Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2016/22970 E. sayılı takip dosyasına davacı tarafından 15.12.2016 tarihinde 938,51 TL ödeme yapılarak dosyanın kapatıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda özetle, icra müdür yardımcısının İİK. 82/son maddesinde yer bulan "İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir” hükmü uyarınca hukuka aykırı talebin reddine karar vermesi gerekirken haczin tatbik edilmesi nedeniyle kusurunun bulunduğu ve dosya alacaklısı olan dava dışı ... şirketinin şikayet yoluna gitmesine ve nihayetinde huzurdaki davanın davacısı aleyhine 600,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesine sebebiyet verdiği belirtilmiştir.
Somut olay özelinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olay tarihinde yürürlükte olan İİK. 82/son maddesi gereğince icra memurunun, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirmesi, sonucuna göre talebin kabul veya reddine karar vermesi gerekirken 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesinde "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." şeklinde açıkça yer alan düzenlemeye aykırı olarak vekalet ücretini de kapsar nitelikte haciz tatbik etmesi nedeniyle davacı vekilinin vekalet ücreti ödemesine neden olduğu anlaşıldığından Mahkemece, icra memurunun işlemi ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağı bulunduğu, bu nedenle icra memurunun kusurlu hareketi nedeniyle davacı şirket tarafından Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2016/22970 E. sayılı dosyasına 15.12.2016 tarihinde ödenen 938,51 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili yönündeki talebin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan Adalet Bakanlığının kanun yararına temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363/1 hükmüne dayalı kanun yararına temyiz isteminin REDDİNE,
Kararın bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine,03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.