"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/259 E., 2022/558 K.
Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ile asıl ve birleşen davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl davada; müvekkilinin davalıların maliki ve işletmeci müteahhidi olduğu önce Türk Bayraklı gemilerde daha sonra yabancı bayraklı gemilerde 1.800,00 USD ücret ile makine lostromosu olarak 6+1 kontrat şartlarında çalıştığını, .... Marmara Gemisinde çalıştığı sırada Amerika'da elinde eldiven olmasına rağmen kovan parçasından bir metalin parmağına saplanarak yaralanmasına neden olduğunu, Amerika'daki hastanede müvekkilinin parmağındaki metalin çıkarılması için 15.000,00 USD masraf çıkarıldığını, şirket tarafından bu bedele onay verilmediğinden müvekkilinin gemiden çekilerek Türkiye'deki hastanede 18.09.2014 tarihinde ameliyatının yapıldığını, metalin bir kısmının çıkarıldığını, bir parçasının ise sinire geldiğinden çıkarılmadığını, müvekkilinin sağlık sorunu çözümlenmeden işçilik maaşı, kıdem ve ihbar tazminatları, mesai ücretleri, kontrat ücretleri ve tazminatları ödenmeden iş akdinin davalılarca feshedildiğini, müvekkilinin elini kullanamamak ve sakat kalma riski bulunduğunu, beden bütünlüğünün bozulması nedeniyle büyük acı ve üzüntü yaşadığını ileri sürerek; tüm işçilik alacak ve hakları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere toplam 27.000,00 TL'nin 16.09.2014 tarihinden itibaren kıdem tazminatı, maaş, mesai ücretlerinin mevduata uygulanan en yüksek faiziyle, yıllık izin ücreti, ihbar tazminatı, kontrat ücretlerinin yasal faizi ile birlikte, maddi ve manevi tazminat alacakları için 19.08.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; yargılama sürecinde davacının iş kazasına ilişkin maluliyet iddiası yönünden sürekli ve geçici maluliyet tazminatı, istirahat ücreti ve manevi tazminat yönünden dosya tefrik ile ayrı bir esasa kaydedilmiştir.
2. Davacı vekili birleşen davada; günlük mesai, hafta sonu, bayramlar ve kontrat izin ücreti alacağına ilişkin olarak, 16.000,00 USD karşılığı 57.968,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.09.2015 tarihli ve 2015/322 E., 2015/309 K. sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamına göre davacının, yabancı bayraklı ticari yük gemisinde makina lostromosu olarak deniz taşıma işinde çalıştığını, sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının tahsili için açılan davaya Yargıtayın yerleşmiş kararlarına göre geminin ticari gemi olması nedeniyle, bakmakla görevli mahkemenin Denizcilik İhtisas Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddi ile görevsizliğine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30.04.2019 tarihli ve 2019/1542 E., 2019/3323 K.
sayılı ilamıyla; somut uyuşmazlığa, Mahkemenin de gerekçesinde belirttiği gibi aynı Kanunun 1 nci maddesi gereği 854 sayılı Deniz İş Kanunu uygulanamayacak olup, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 2 nci kısım 6 ncı bölümünde düzenlenen hizmet akdine ilişkin kuralların uygulanması gerektiği, bu durumda dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda (6102 sayılı Kanun) gemi adamlarının alacaklarına ilişkin hüküm bulunmaması ve somut olayda aynı Kanunun 4 ncü maddesinin uygulanmasını gerektirir uyuşmazlık bulunmamasına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) gereği, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olup, Mahkemece geminin ticaret gemisi olduğu gerekçesiyle Denizcilik İhtisas Mahkemelerinin görevli olduğuna dair hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı şirketler tarafından husumet itirazında bulunulsa da aynı davalılara ilişkin başka işçilerin açtıkları davalar da dikkate alındığında, davalılar arasında organik bağ bulunduğu, ayrıca davalı ... Tankercilik şirketlerinin işçi istihdam yetkisi olmakla gemilerde yabancı donatan namına sorumluluğu olduğundan, yine davacının sunduğu hizmet belgelerinde tankerlerden Yasa firmasına ait olarak bahsedilmesi, davalının maaşının yine aynı şirketlerce ödenmesi, ayrıca iş akdinin de yine Yasa firması ile akdedilmesi dikkate alındığında davalıların husumet itirazlarının yerinde olmadığı, işçilik alacaklarından tüm davalıların müteselsilen sorumlu oldukları, tedavi ve sonrasına ilişkin iş akdinin kim tarafından sonlandırıldığına dair farklı beyanlar olmakla, dinlenen tanık beyanlarından iş akdinin davalı işveren tarafından herhangi bir neden belirtilmeden sonlandırıldığı ve feshin haksız olduğu, davacıyla her ne kadar süreli sözleşmeler yapılmış ise de bunun bir sefer için yapılmadığı, defaatle tekrarlandığı, davacı için tekrarlanan belirli süre iş akitlerinin bütününde hizmet ilişkisinin belirsiz süreli olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının kıdem tazminatı talebi için yapılan değerlendirmede, 6098 sayılı Kanunda kıdem tazminatı şeklinde bir düzenleme bulunmamakla birlikte, 438 nci maddede haklı sebebe dayanmayan fesih durumunda işçinin 6 aylık ücretinden fazla olmayacak şekilde hakimin takdir yetkisi dahilinde tazminat hakkı tanınmakla, haklı sebeple feshi düzenleyen 437 nci maddedeki durumda da aynı hususun aynı şekilde uygulanabileceği, hizmet süresi belirsiz nitelikte olmakla alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrultusunda toplam sürenin 4 yıl 11 ay 25 gün olduğu belirtilmekle, benzer durumdaki işçiler için Yargıtay kararlarında da belirtilen 4 aylık haksız fesih tazminatının uygun görüldüğü, bilirkişi raporunda bu doğrultuda 16.09.2014 tarihli iş akdinin bitiş esaslı alternatife göre hesaplanan 4.096,15 TL miktarın hüküm kurmaya elverişli olduğu, yine 6098 sayılı Kanununda doğrudan ihbar tazminatı hususu bulunmamakla birlikte belirsiz süreli hizmet akitlerinde fesih yapılmadan önce bildirimde bulunma şartı mevcut olmakla davacıya böyle bir bildirimde bulunulmadığından Kanunda belirtilen 4 ila 6 hafta arasında ücrete hak kazanacağı, hizmet süresi belirsiz nitelikte olmakla raporda yapılan hesap doğrultusunda toplam sürenin 4 yıl 11 ay 25 gün olduğu belirtilmekle davacının 3.477,03 TL ihbar tazminatına hak kazanacağı, dinlenen tanık beyanlarına göre ortalama günlük gemide geçen mesai saatinin 12 saat olduğu, davacının bu şekilde vardiyasının bulunduğu, fazla mesai hususu hizmet akitlerini düzenleyen 6098 sayılı Kanunun 402/1 maddesinde, normal çalışma ücretinin en az %50 fazlasıyla ödenmesi gerektiği şeklinde hüküm altına alındığı, davacı tarafından sunulan hizmet akitlerinde haftalık çalışma süresinin 40 saat olduğu belirtilmekle yine aynı sözleşmelerde 103 saat garanti alınan fazla mesai süresinin bulunduğu, bu ek sürenin de aylık ödenecek toplam maaş miktarına dahil olduğu, bu doğrultuda yapılan bilirkişi hesabının hükme esas alınabileceğinden davacının fiilen hizmetinin devam ettiği 30.05.2007 ve 16.09.2014 tarihleri arasında hafta sonları hariç toplam 19.204,08 TL günlük mesai fazla çalışma ücreti hakedişinin bulunduğu, davacının hafta sonu çalışmasının olduğu, ulusal bayram, dini bayram günlerinde gemide olduğu süre dahilinde denk gelen kısımda çalıştığının tanık beyanlarına yansıdığı, davacının her ne kadar belirsiz sürede iş akdi olsa da 6 aylık periyotlarla çalışması nedeniyle 1 yıl kesintisiz devam eden fiili mesaisi olmadığından yıllık izin ücreti alacağına hak kazanamayacağı, yine davacının sendika üyeliği bulunmaması nedeniyle talebinde belirttiği sendika emsal ücreti fark alacağına hak kazanamayacağı, davacının kontrat süresi bitiminde bir maaşı ikramiyenin ödeneceğinin kararlaştırılmasıyla birlikte dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre işçinin ödenmeyen ücret alacağı kapsamında ispat yükü üzerinde bulunan işverenin bunu ödendiğine dair herhangi bir belge sunamamasından dolayı davacının dönem sonlarında bir aylık maaşının ikramiye olarak ödenmemesi nedeniyle ödenmemiş toplam 10 dönemlik birer maaş alacak hakkının bulunduğu, dava dilekçesinde her ne kadar ödenmeyen işçi alacağının kaldığı belirtilse de dosyaya celbedilen banka hesap hareketlerine göre bilirkişinin yaptığı incelemede davacıya ödenmemiş bir maaş alacağı farkının bulunmadığı, bilirkişinin yapmış olduğu hesaplamalara göre davacının 48.345,08 TL hafta sonu mesai ücreti, 5.537,90 TL bayram günleri mesai ücreti ve 32.150,12 TL 10 dönem kontrat ikramiye ücreti hakedişinin bulunduğu, davacının günlük fazla mesai, hafta sonu ve bayram günleri çalışma ücretleriyle, 10 dönem bir maaş kontrat ikramiyesine ilişkin asıl dava dilekçesinde 1.500,00 TL'lik müddeabih ile talepte bulunulduğu, aynı alacak kalemlerine ilişkin birleşen dosyada bu kez USD para cinsinden 16.000,00 USD olarak, Türk Lirası karşılığı 57.968,00 TL olarak harçlandırılan talebinin olduğu, tahkikatın devamında 20.05.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 251.724,31 TL olarak talebini arttırdığı, ıslah dilekçesinin netice ve talep bölümünün ikinci bendinde birleşen dosyadaki alacak kalemlerinin dolar olarak talep edildiğinin dikkate alınmamasını ve dosya alacağının TL olarak hesap edilmesi gerektiğini belirttiği, bu beyanlarından sonra ise farklı nitelikte aksine açıklayıcı dilekçe ibraz ettiği, ıslah hakkı bir kere kullanılacağından bu husustaki aksine beyanların dikkate alınmadığı, belirtilen alacak kalemlerinden kıdem ve ihbar tazminatı iş akdinin feshi ile birlikte muaccel olmakla birlikte, fazla çalışmaya ilişkin günlük, haftasonu ve bayramlardaki mesailere ilişkin alacaklar yapılan mesailer ile birlikte muaccel hale geleceğinden ve yine ayrıca dönem sonu kontrat ücretinin de dönem sonu itibariyle muacceliyete haiz olacağından bunların talebine ilişkin zamanaşımı def'inin değerlendirilmesi gerektiği, 6098 sayılı Kanun'un 147/1'de ücret gibi dönemsel edimlerin 5 yıllık zamanaşımına tabi olacağı belirtilmekle kıdem ve ihbar tazminatı dışındaki diğer taleplerin ilgili sürede zamanaşımına uğrayacağı sonucuna varıldığı, davalılar vekilince her ne kadar cevap dilekçesinde ve ıslah dilekçesinin tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin sürede zamanaşımı def'i ileri sürülmemiş ise de, ıslah dilekçesiyle zamanaşımı def'inin ileri sürüldüğü, ilgili hususta davacının aksi yönünde itirazı bulunmakla birlikte Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere savunmanın ıslahı yoluyla cevap dilekçesinde mevcut olmayan ıslahın dermeyan edilebileceği, dava belirsiz alacak davası olmamakla birlikte ıslah tarihinden geriye doğru 5 yıl gidildiğinde hizmet akdinin bitiminden sonraki döneme denk geldiğinden, ıslah dilekçesiyle ileri sürülen ücret ve ikramiye alacağının zamanaşımına uğradığı, bununla birlikte asıl ve birleşen davadaki taleplerin muacceliyet kesbetmekle talep edilebileceği gerekçesiyle; asıl davada 4.096,15TL kıdem tazminatının 2.000,00 TL'sinin 16.09.2014 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3.477,03 TL ihbar tazminatının 500,00 TL'sinin 16.09.2014 tarihinden, bakiyesinin 20.05.2021 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 1.500,00 TL fazla mesai, hafta sonu ve bayram günleri mesai ücretleri ile dönem sonu kontrat alacağının 16.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin tüm istemin reddine; birleşen davada 57.968,00 TL günlük haftasonu ve bayram mesai alacakları ile dönem sonu kontrat ücretinin 16.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile asıl ve birleşen davada davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; 20.05.2021 tarihli ıslah dilekçesinin Mahkemece yanlış yorumlandığını, alacağın dolar olarak hesaplanmadığı hatasına dikkat çekildiğini, dolar cinsinden olan alacağın Türk Lirası olarak hesaplanması taleplerinin bulunmadığını, davalı tarafın cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def'inde bulunmasının kötü niyetli olduğunu, buna itibar edilemeyeceğini, kabul ve ret oranlarına göre yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin de hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalılar vekili; dosyada davalılar arasında bizzat işveren donatan yer almasına rağmen, davalıların müteselsilen sorumlu olduğuna hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dosyadaki iş akdinden görüleceği üzere işverenin Jolly Shipping Inc. olduğunu, gemi yöneticisi olan Ya-sa Tanker İşletmeciliği ve uyuşmazlıkla hiçbir alakası olmayan Ya-sa Tankercilik ve Taşımacılık şirketlerinin müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının iş akdinin haksız şekilde feshedildiğinin kabulünün yerinde bulunmadığını; iş akdini haksız feshedenin davacı olduğunu, iş akdinin belirli süreli iş akdine dönüştüğü yönündeki kabulün doğru olmadığını, iş akdi belirli süreli olduğundan davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davacı lehine ihbar tazminatına hükmedilse dahi sözleşme süresinin 6 ay olduğunun net şekilde belirtildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların hatalı olduğunu, davacının donatana ait olmayan gemilerdeki çalışmalarının da hesaplamaya dahil edildiğini, davalı işveren Jolly Shipping'e ait dahi olmayan gemilerdeki çalışmalardan işverenin sorumlu tutulamayacağını, davacının müvekkili işveren ile sadece 3 dönem çalıştığını, davacının donatana ait gemilerde 8 ay 3 gün, 5 ay 27 gün ve 1 ay 15 günlük periyotlarla toplamda 1 yıl 3 ay 15 gün çalıştığını, davacının, 6098 sayılı Kanun'a tabi olması ve bu kanun kapsamında işçinin kıdem tazminatı ve UGBT ücretine ilişkin düzenleme bulunmamasına karşın, Mahkemenin kıdem tazminatı ve UGBT ücretine hükmetmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, makine lostromosu olarak çalışan davacının iş akdinden kaynaklı doğduğu iddia edilen işçilik alacakları istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Kanun'un 393 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, davalılar arasında organik bağ bulunmasına, ayrıca davalı ... Tankercilik şirketlerinin işçi istihdam yetkisi olmakla gemilerde yabancı donatan namına sorumluluğu olduğundan, yine davacının sunduğu hizmet belgelerinde tankerlerden Yasa firmasına ait olarak bahsedilmesi, davalının maaşının yine aynı şirketlerce ödenmesi, ayrıca iş akdinin de yine Yasa firması ile akdedilmesi dikkate alındığında davalıların husumet itirazlarının yerinde bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama ve tespitlerin yerinde görülmesine, davalı tarafça ıslah yoluyla zamanaşımı def'inde bulunulmakla ıslah edilen kısım yönünden Mahkemece yapılan değerlendirmede ve davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesi içeriğinin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.