"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/491 E., 2023/76 K.
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali ve muarazanın giderilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Kuruma fatura edilen Glivec isimli kanser ilacına ilişkin 05.11.2010 tarihli ve K468RW numaralı 1 adet reçetede bulunması gereken reçete muhteviyatı ilaçların, reçete sahibine ya da yakınına teslim edildiğine dair imzanın reçetede teslim edildiği yazılı şahsa ait olmadığından bahisle 2009 yılı eczane protokolünün (6.3.3) maddesi gereğince müvekkili aleyhine haksız olarak tesis edilen 11.935,23 TL reçete bedelinin beş katı olmak üzere 59.676,15 TL tutarında ceza tahakkuk edildiğini ileri sürerek; kurum işleminin iptali ile sözleşmenin aynı koşullarla devamına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili Kurum işleminin yerinde olduğunu, davacının tespit edilen eyleminin 2009 yılı Protokolünün (6.3.3) maddesine açıkça aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.11.2015 tarihli ve 2015/149 E., 2015/448 K. sayılı kararıyla; davacının kuruma fatura ettiği reçete ve reçete dayanağı raporun sahte olduğu, davacının sahte reçeteye rağmen fatura kesip tahsil etmek amacı ile davalı Kuruma göndererek protokol hükümlerine aykırı davrandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 18.12.2018 tarihli ve 2017/838 E., 2018/12264 K. sayılı ilamıyla; kararın onanmasına karar verilmiş, davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
3. Dairemizin 25.01.2021 tarihli ve 2020/7814 E., 2021/422 K. sayılı ilamıyla; bozma nedenine göre davacının sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığı belirtilerek, 2009 yılı Eczane Protokolünün (6.3.3) maddesinin 01.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 2016 yılı Protokolü ile değiştirildiğinden Mahkemece, 2016 yılı Protokolünün değerlendirilip sonucuna uygun karar verilmesi gerekli olup, anılan bu husus nedeniyle kararın bozulması gerekirken, zuhulen onandığı görülmekle, davacının karar düzeltme isteminin kabulüne, onama kararının kaldırılmasına, Mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 18.02.2022 tarihli ve 2021/211 E., 2022/88 K. sayılı kararla; davanın kabulü ile davalı Kurumun 11.11.2013 tarihli yazısı ile davacı hakkında tesis edilen "Yazılı Uyarı ve Cezai Şart Bildirimi" işleminin iptaline, davacının bu nedenle 59.676,15 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 31.05.2022 tarihli ve 2022/3858 E., 2022/5229 K. sayılı ilamıyla; reçeteye konu ilaçların reçete sahibi veya yakınına teslim edilmemesi nedeni ile 2009 yılı Protokolünün (6.3.3) maddesi gereğince reçete tutarının 5 katı tutarında cezai işlem uygulandığı, davacı tarafından verilen ilaçlara ilişkin sağlık raporu ve reçetenin sahte olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup aksinin iddia olunmadığı, davacının ilaçları reçete sahibi veya yakınına teslim etme şartını dikkate almayarak sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği ve sözleşmeye aykırı davrandığı anlaşıldığından, Mahkemece davalı tarafından uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu gözetilerek, cezai şarta ilişkin 2016 yılı protokolünün (5.3.2) maddesi gereğince değerlendirme yapılıp sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, karar davalı yararına bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, bozma ilamında da belirtildiği üzere davaya konu kurum işleminde bahsi geçen reçetelerde yazılı ilaçların gerçek hastaya ulaşmadığının sabit olduğu, davacı eczacı hakkında 2009 yılı Protokolünün (6.3.3) maddesinin uygulanmasının yerinde olduğu ancak kurum işleminin yerine getirildiği tarihten sonra yürürlüğe giren 2016 yılı Protokolünde aynı eylem için 2 katı oranında cezai şart uygulanacağının ve Protokolün (6.12) maddesi gereğince davacı eczacının bu lehe hükümden faydalanacağının kararlaştırıldığı, şu halde 2009 yılı Protokolüne göre teslim edilmeyen reçete bedelinin 5 katı şeklinde uygulanan yaptırımın 2016 yılı protokolü gereğince teslim edilmeyen reçete bedelinin 2 katı şeklinde uygulanmasının gerektiği, zira davaya konu ihlalin ilk kez gerçekleştiği bunun aksine dosyada yeterli delil bulunmadığının anlaşıldığı, buna göre uygulanması gereken cezai şartın 11.935,23 TL'nin 2 katının 23.870,46 TL olduğu, davanın kısmen kabulü sonraki tarihli lehe protokol hükmünden kaynaklandığından, davacı vekili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile, davalı kurumun 11.11.2013 tarihli "Yazılı Uyarı ve Cezai Şart" başlıklı yazısı ile davacı hakkında tanzim olunan uyarı ve cezai şart işleminin kısmen iptali ile davacının yazılı olarak uyarılması ve hakkında 23.870,46 TL cezai şart uygulanmasına, bu kapsamda davacının 35.805,69 TL cezai şart bedeli nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davaya konu olan reçetelerin sahte olduğunu, müvekkilinin ilgili reçete muhteviyatı ilaçları usulüne uygun olarak teslim ettiğini, dosyada dinlenen davacı tanığının, kimlik kontrolünün elemanlar tarafından yapıldığı yönündeki beyanının aksinin davalı Kurum tarafından ispatlanamadığını, illiyet bağının üçüncü kişi veya kişilerin ağır kusuru ile kesildiğini, 2020 yılı Protokolünün (5.3.2) maddesi uyarınca müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı gibi maddenin uygulanma şartlarının oluşmadığını ifade ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; davacının müvekkili Kuruma fatura ettiği reçetedeki imza, hastalara veya yakınlarına ait olmadığından 2009 yılı Protokolünün ilgili hükmünün ihlal edildiğini ifade ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı Kurum tarafından 2009 yılı Eczane Protokolünün (6.3.3) maddesi uyarınca davacı hakkında uygulanan kurum işleminin iptali ve muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.