"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2050 E., 2023/2094 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/364 E., 2023/351 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinden ...'in 31.07.2018 tarihinde davalı hastaneye gittiğinde 5 haftalık hamile olduğunu öğrendiğini, sonraki rutin kontrollerini davalı hastanede yaptıran müvekkilinin hamileliğinin ilk 7 ayında düzenli olarak randevularına gittiğini ve ilgili doktor tarafından hamilelik sürecinin normal şekilde ilerlediğinin belirtildiğini, müvekkillerinin 03.12.2018 tarihinde Kayseri Bölge Hastanesi Perinatoloji Bölümüne ayrıntılı ultrason muayenesine gittiklerini, yapılan muayene sonucunda hamilelik döneminin normal olduğunun ifade edildiğini, ayrıntılı USG raporu tanzim edilerek verildiğini, 03.02.2019 tarihinde hamileliğinin 32. haftasında olan müvekkili ...'in bebeğinin hareket etmediğini düşünerek eşi ... ile birlikte davalı hastaneye gittiklerini, ceninin ana rahminde hareket etmemesi şikayetiyle davalı hastaneye başvuruda bulunduklarını, müvekkillerinden ...'in davalı hastaneye yatışının yapıldığını, yapılan muayene ve NTS sonucuna göre ceninin kalp atışlarının olduğu ve hiçbir sorun olmadığının bildirildiğini, ertesi gün ise bebeğin kalp atışlarının yavaşladığı, bu sebeple bebeğin alınması gerektiğinin söylendiğini, davalı hastanenin bu kararı vermesi ve bebeğin alınması için gerekli ortamı hazırlamasının yaklaşık 45 dakika sürdüğünü, davalı hastanenin ameliyathanelerin dolu olduğu gerekçesiyle gecikmeye sebebiyet vermesi nedeniyle bebeğin anne karnından geç alındığını, davalı hastanenin ağır kusuru ile gecikmeli yapılan ameliyat sonucu müvekkillerinden küçük ...'ın kalbi durmuş şekilde doğduğunu, asfiksi (oksijen yetersizliğinden ileri gelen boğulma) ile dünyaya geldiğini, küçük ...'ın konuşma ve yürüme yetilerine sahip olmadığını, bu olay nedeniyle beyninde ağır hasarlar oluştuğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hatalı tıbbi müdehaleden dolayı ... için 100,00 TL maluliyet, 100,00 TL bakıma muhtaçlık, 300.000,00 TL manevi tazminat, anne ... ve baba ... için 200.000,00'er TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; takip ve tedavi sürecinde müvekkili hastane tarafından gerekli dikkat ve özenin gösterildiğini, davacı ...'e tüm gebelik süreci boyunca yapılan takip, tetkik ve tedavilerde, 03.02.2019 tarihinde su gelmesi ve preterm eylem şikâyeti sonrası muayene ve tedavi uygulamalarında güncel kadın doğum uygulamaları ile çelişen, hekim ilgi, bilgi, dikkat, özen, karar verme ve uygulama eksikliğinden kaynaklanan hekim kusuru bulunmadığını, talep edilen manevi tazminatların da fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda; davacılardan ...'ın davalı hastanede gerçekleşen doğum esnasında oksijensiz kaldığını ve söz konusu yaralanma sebebiyle küçükte kalıcı hasar kalma ihtimalinin bulunduğunu beyan ederek davalı hastaneye karşı dava açıldığı, taraf delilleri toplandıktan sonra kusur durumunun tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderildiği, Adli Tıp 7 nci İhtisas Kurulunca hazırlanan raporda somut olayda izlenilen yolun ve yapılan işlemlerin uygulanan tedavinin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu ve idarenin organizasyon hatasının bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği, bu rapora itirazlar üzerine alınan heyet raporunda Adli Tıp Kurul raporu ile aynı doğrultuda olduğu, raporlar arasında çelişki bulunmadığı, davalının meydana gelen olayda kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle, davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; müvekkili hakkında saat 08:00 de sezaryen kararı verildiğini, ancak bir türlü ameliyathanenin boşaltılamadığını, 09:50'de NST'ye bağlanan müvekkilinin acil sezeryana alınmasına karar verildiği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, davalı hastanenin NST saatleri konusunda Mahkemeye gerçek bilgi vermediğini, müvekkilinin hastaneye yatışının yapılmasının ardından 03:00'dan sonra 15 dk' da bir NST ye bağlandığını, en son NST'ye bağlanmış olduğu saatin 08:00 olduğunu ve ameliyata alınmaya karar verildiğini, 09:50' de NST ye bağlandığı hususunun gerçeği yansıtmadığını, saat 8'den yaklaşık 45 dakikadan sonra müvekkilinin ameliyata alındığını, bahsi geçen saatte yani 09:50' de ameliyathanede olduğunu ve bebeğin doğum saatinin de 10:15 olduğunu, tanıkların beyanlarının da bu yönde olduğunu, Mahkeme tarafından alınan kusur raporlarının gerçeğe aykırı bir şekilde Mahkemeyi yanıltmak için sunulan NST raporlarına göre değerlendirildiğini, müvekkilinin sadece 05:00, 07:00, 09:50 saatlerinde NST ye bağlanması; 07:00-09:50 saatleri arasında NST ile kontrolünün yapılmamasının büyük bir ihmalkarlık, ağır bir kusur olduğu ve davalı hastanenin NST saatleri konusunda hatalı bilgi verdiği Mahkemeye belirtildiğini, 23.05.2023 tarihli raporda NST bilgileri konusunda ayrıntılı bir açıklama yapılmış bulunduğunu, NST cihazının saat göstergesinin yanlış olduğunun bilirkişiler tarafından tespit edildiğini, doğum gibi önemli bir konuda kullanılan bir cihazın bu şekilde saat göstergesinin hatalı olmasının kabul edilebilir bir kusur olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 04.02.2019 tarihinde NST' lerde değişkenliğin önceye göre bir miktar azalması ve ultrasonografi bulguları sonucunda doğum kararı alınmasının, doğum anına kadar geçen takip süreci ve süresinin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğunun tespit ve mütalaa olunduğunu, bu tespitin hatalı olduğunu, raporda son NST saati 09:20 olarak tespit edildiğini, ancak ilk raporda son NST saatinin 09:50 olduğunun belirtildiğini, müvekkili ...'ın doğum saatinin 10:15 olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte ceninin durumunun saat 09:20 de iyi olmadığının tespiti ile acil sezaryen kararı verilmesi ve doğumun gerçekleşmesi arasında iş bu rapordaki verilere göre 55 dk olduğunu, bu sürenin anne karnında oksijensiz kalan bir bebek için çok uzun olduğunu, müvekkilin 2 saat 15 dk sonra sezaryene alınmasının büyük ihmalkarlık olduğunu, müvekkili küçüğe Hidrosefali, Cerebral Palsi, West Sendromu teşhislerinin konulduğunu, müvekkili küçük ...'ın konuşamadığını, yürüyemediğini, beyninde geri dönüşü olmayan hasarların meydana geldiğini, bilirkişiler tarafından anne karnında sıkıntısı olduğu kabul edilmesine rağmen bebeğin doğumda, anne karnında oksijensiz kaldığı yönünde mütalaa vermekten kaçınıldığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda zararlı sonucun gerçekleşmesinde operasyona katılan hekimlerin sağlık çalışanlarının kusurlarının ihmallerinin bulunmadığı, yine zarara idarenin organizasyon hatasının, gecikmesinin neden olmadığının bilirkişi raporları ile sabit olduğu gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; istinaftaki sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 502 ve devamı maddeleri.
2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 266 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında, tedavi yönünden izlenen yol ve yapılan işlemlerin, uygulanan tedavinin, genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu ve davalı hastanenin organizasyon hatası olmadığının belirtilmesine göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.