Logo

3. Hukuk Dairesi2024/438 E. 2024/1015 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İhale yoluyla satın alınan taşınmazın, ihalenin iptali nedeniyle iade edilmesi üzerine, alıcının uğradığı zararların tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz satışında satıcının zapttan sorumluluğuna ilişkin hükümlerin emredici nitelikte olmadığı ve taraflar arasında akdedilen sözleşmede bu hususta düzenlemeye yer verildiği gözetilerek, alıcının taşınmazdaki kiracıya yönelik hukuki işlemlerden kaynaklanan giderleri talep edemeyeceği gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının davalılar yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/257 E., 2023/306 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

(Birleşen Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi)

SAYISI : 2021/54 E., 2021/314 K.- Birleşen 2014/249 E.- 2014/207 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl davada; 23.06.2007 tarih ve 26561 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 22.06.2007 tarih ve 2007/45 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun, Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.'ye ait İzmir ilinde bulunan Mavi Kule apartmanında yer alan taşınmazların satışına ilişkin kararda, ... tarafından 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 4 üncü maddesinin son fıkrasına istinaden davalı ... şirketine verilen yetki çerçevesinde gerçekleştirilen ihale sonucunda, dava konusu iki adet mesken 44 adet dükkân (42 dükkân ile 2 adet katlı mağaza) ve bir adet restoranttan oluşan taşınmazların 6.560.000,00 TL peşin bedelle müvekkiline satılmasına karar verilerek ihale teminatı, satış bedeli ve dask primi ödenerek 09.08.2007 tarihinde mülkiyet devrinin gerçekleştirildiğini, davalı malik tarafından daha önceki tarihte imzalanan kira sözleşmelerine istinaden taşınmaz kiracı kullanımında bulunduğundan şartname, proje ve eklerine uygun olarak teslimin sağlanamadığını, bu itibarla külli halef sıfatıyla birçok hukuki işlemlerde bulunularak (ihtarnameler, tespit davası, icra takipleri, tahliye davası vs.), bu kapsamda ödenmek zorunda kalınan masraflara vekillere ödenen 60.000,00 TL'nin de dahil olduğunu, müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği halde gerek dava konusu taşınmazda kiracı bulunması gerekse de açılan ihale davasının ve yürütmenin durdurulması kararının geç bildirilmesi nedeniyle bedeli ödenen taşınmazların kullanılamadığını, bu süreçte gelir de elde edilemediğini, Danıştay 13. Hukuk Dairesinin 2007/4818 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan ihalenin iptali davasından ve işbu davada verilen 12.09.2007 tarihli yürütmenin durdurulması kararından 12.11.2007 tarihinde haberdar olunduğunu, 26.11.2007 tarihli ihtar ile ödenen ihale teminatı, satış bedeli ve dask primi toplamı 6.562,488,00 TL'nin ödenmesi halinde taşınmazın iade edileceğinin davalı malike bildirildiğini, davalının söz konusu bedellerin ödeneceğini belirtmesi üzerine 03.01.2008 tarihinde taşınmazın tapuda devir edildiğini, 196.800,00 TL ihale teminatı ve 6.363.200,00 TL satış bedelinin 03.01.2008 tarihinde, 2.488,00 TL dask prim ödemesinin ise 07.02.2008 tarihinde gerçekleştirildiğini, bunlar dışında herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin taşınmaza ilişkin olarak yapılan hukuki işlemler ve vekalet ücreti için toplam 70.704,60 TL'nin ödemenin yapıldığı tarihlerden itibaren yasal faizi ile birlikte, 196.800,00 TL ihale teminatı, 6.363.200,00 TL satış bedeli ve 2.488,00 TL dask prim ödemesinden oluşan toplam 6.562.488,00 TL 'nin ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş işleyecek avans faizi ile birlikte zararının ve müvekkili şirketin taşınmaza ilişkin tasarruf işlemi nedeniyle uğradığı ve uğrayacak olduğu maddi zararlar ile yürütmenin durdurulması sonucu ticari itibarın zedelenmesi nedeniyle uğradığı manevi zararının giderilmesi gerektiğini, ihale teminatının yatırıldığı 30.05.2006 tarihinden iade edildiği 03.01.2008 tarihine kadar uğranılan zararın 86.564,00 TL (yıllara göre değişen oranlarda ticari işlere uygulanan faiz hesabı ile), satış bedelinin yatırıldığı 24.07.2007 tarihinden iade tarihine kadar uğranılan zararın 814.312,80 TL (yıllara göre değişen oranlarda ticari işlere uygulanan faiz hesabı ile), 07.08.2007 tarihinde yatırılan dask prim ödemesinin iade edildiği 07.02.2008 tarihine kadar uğranılan zararın 413,70 TL (yıllara göre değişen oranlarda ticari işlere uygulanan faiz hesabı ile), ihale ile satın alınan taşınmaz hakkında dava dışı 3. kişi ile yapılan satış protokolündeki yükümlülükler nedeniyle uğranılan zararın 500.000,00 TL, ihaleye konu taşınmaz için hukuki işlemler nedeniyle harcanan giderler ve vekalet ücreti için 70.704,60 TL olmak üzere toplam 1.471.995,10 TL maddi zarar ve ticari itibar kaybı nedeniyle manevi zarardan davalıların sorumluluğu bulunduğundan davalıların müspet ve menfi zararlar, ticari itibar kaybı nedeniyle uğranılan zararları tazmin etmeleri gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 100.000,00 TL maddi tazminat ile 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş; 07.06.2012 tarihli 100.000,00 TL talep ile ilgili açıklama dilekçesinde; ihale teminatı için şimdilik 14.000,00 TL, satış bedeli için şimdilik 85.000,00 TL, dask prim ödemesi için şimdilik 100,00 TL, dava dışı 3. kişi ile yapılan satış protokolü nedeniyle uğranılan zarara karşılık şimdilik 100,00 TL, yapılan masraflar ve ödenen vekalet ücreti için şimdilik 800,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini istemiş; ıslah dilekçesi ile, dava dilekçesindeki taleplerine ek olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere dava konusu taşınmazın edinildiği tarih ile müvekkilinin elinden çıktığı tarihteki rayiç değeri arasındaki farkın tespit edilerek şimdilik 10.000,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilinzzi istemiş; 26.12.2012 tarihli dilekçe ile, ihale konusu taşınmazlar hakkında yapılan satış protokolü nedeniyle uğradığı zarara ilişkin olarak 100,00 TL tazminattan ve 25.000,00 TL manevi tazminattan feragat ettiklerini bildirmiştir.

2. Davacı vekili birleşen davada; bakiye bedeller için teminat bedelinin ödeme tarihinden iade tarihine kadar geçen sürede işleyen faiz tutarının bakiyesi 72.489,56 TL, satış bedelinin ödeme tarihinden iade tarihine kadar geçen sürede işleyen faiz tutarının bakiyesi 738.031,98 TL, dask bedelinin ödeme tarihinden iade tarihine kadar geçen sürede işleyen faiz tutarının bakiyesi 194,12 TL ve hukuki iş ve işlemler için yapılan giderlerin bakiyesi 68.579,67 TL toplamı 879.295,33 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı ...Ş. vekili; dava dilekçesinde iddia edilen zarar idari işlemden kaynaklandığından idari yargı yerinin görevli olduğunu, yetki yönünden davanın usulden reddini, müvekkili şirketin hisselerinin tamamının Devlete ait bir kamu kuruluşu olduğunu, yargının verdiği karar nedeniyle kusur bulunmadığını, şartnameden davacıya imza karşılığı teslim edildiğini, yer gösterimi yapıldığını, bir kısım bağımsız bölümlerde kiracıların bulunduğundan bilgi sahibi olduklarını, kiracıların tahliye edileceğine dair şartnamade bir düzenlemeye yer verilmediğini, ödenen satış bedeli ve diğer masrafların davacıya iade edildiğini, ihalenin iptal edilme durumunun da gözetilmesi gerektiğini savunarak; birleşen davada, asıl davaya ilişkin beyanlarını tekrarla, zamanaşımı itirazında bulunmuş, idari işlem nedeniyle avans faizi işletilemeyeceğini, iade sırasında herhangi bir faiz talebinde bulunulmadığını, yapılan masrafların tahsil edilmesi gereken kiralardan mahsup edilmesi gerektiğini, bundan ayrı elde edilen kiraların da mahsubunu, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınması gerektiğini savunarak, derdestlik itirazı ve esasa yönelik itirazları çerçevesinde asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.

2. Asıl davada davalı idare vekili; zamanaşımı, yetki ve iş bölümü itirazında bulunmuş; birleşen davada, yargının verdiği karar nedeniyle kusur yüklenilemeyeceğini, faiz talep edilemeyeceğini ve ihtirazı kayıt ileri sürülmeden tahsil edilen ödeme nedeniyle faizin talep edilemeyeceğini, tacir olmayan idare yönünden avans faizi işletilemeyeceğini savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.04.2021 tarihli ve 2021/54 E., 2021/314 K. sayılı kararıyla; davacının davalılardan talep edebileceği ihale teminatının ödeme tarihinden iade tarihine kadarki dönem için işleyen avans faizinin 86.489,56 TL, satış bedeli faizinin 823.031,98 TL, dask bedeli faizinin 294,12 TL, yapılan masrafın 69.379,67 TL olduğu, bu miktardan asıl davada talep edilen miktarlar yönünden davanın kabulü ile 14.000,00 TL ihale teminatı faizi, 85.000,00 TL satış bedeli faizi, 100,00 TL dask bedeli faizi ve 800,00 TL yargılama gideri ve vekalet ücreti, 10.000,00 TL taşınmaz rayiç değer farkı alacağı olmak üzere toplam 109.900,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 800,00 TL'ye dava tarihi olan 21.02.2008 tarihinden itibaren, 10.000,00 TL'ye ıslah tarihi 14.12.2012 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebi ile üçüncü şahısla yapılan satış protokolü nedeniyle uğranılan zarara yönelik tazminat talebinine ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine; birleşen davanın kısmen kabulü ile, 72.489,56 TL teminat bedeli faizi, 738.031,98 TL satış bedeli faizi, 194,12 TL iade edilen dask bedeli faizi, 68.579,67 TL yargılama gideri ve vekalet ücreti masrafı olmak üzere toplam 879.295,33 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 68.579,67 TL'ye dava tarihi olan 02.04.2014 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2021/1193 E., 2022/557 K. sayılı kararıyla; 4046 sayılı Kanun’un 27/a maddesi gereğince idarenin taraf olduğu dava ve takiplerde idare her türlü harçtan muaf olduğundan Özelleştirme İdaresi Başkanlığından harç alınması doğru olmadığı belirtilerek, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında yukarıda yer verildiği üzere asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekillerince ayrı ayrı temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairece verilen 20.12.2022 tarihli ve 2022/7553 E., 2022/9610 K. sayılı ilamla; "Diğer temyiz itirazları incelenmeksizin, 1) Dava dilekçesinde talep edilmediği halde, yargılama sırasında sunulan 14.12.2012 havale tarihli dilekçe ile dava dilekçesinin ıslah edildiği bildirilerek, dava konusu taşınmaza satış tarihinde ödenen bedel ile elinden çıktığı tarihteki rayiç değeri arasındaki farkın tespit edilerek şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsilinin istenildiği; dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı dikkate alınarak bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği; 2) İhalenin iptalinde idarenin kusurlu olup olmadığının belirlenmesi için ilgili Danıştay kararı incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, iptal sebebine ve tarafların kusuruna ilişkin yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. " gerekçeleriyle bozulmuştur.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın ödenen bedellerin işlemiş faizini davanın konusu yaptığı, işlemiş faiz talep edildiğinden faize faiz işletilemeyeceği; kural olarak kamu kuruluşlarınca yapılan ihaleden sonra sözleşme imzalanıncaya kadar çıkan uyuşmazlıkların çözüm yeri idari yargı, sözleşmenin imzalanmasından sonra ise adli yargı yeri olduğu, buna göre davaya adli yargı yerinde bakılmış olmasının doğru olduğu; davalı ... her ne kadar tacir konumunda değil ise de davacı şirket ile davalı ... şirketi ticari şirket olduklarından davaya ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği; taraflar arasındaki ilişkinin bir satım ilişkisi olduğu, başlangıçta sözleşmenin geçerli olarak kurulduğu ancak sonradan ihalenin iptali üzerine taşınmaz iade edilmek zorunda kalındığından talebin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 125. maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 146. maddesi uyarınca 10 yıllık zamaaşımına tabii olduğu; davacı sözleşme kapsamında taşınmazın mülkiyetini 03.01.2008 tarihinde iade etmiş olup iade dayanağı olan ihalenin iptaline dair kararın kesinleşmesi davacının taşınmazı iade ettiği tarihten daha sonra olduğundan davacının alacağını da en erken taşınmazın davalı şirket adına tescil edildiği 03.01.2008 tarihinde isteyebileceği, bu itibarla zamanaşımı süresinin bu tarihten başlatılması gerektiği; davacı taraf 26.11.2007 tarihli ihtarname ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak, davalının taşınmazın iadesini istemesi üzerine ödenen bedellerin bildirilen banka hesabına yatırılmasını istediğinden, davacı tarafın ana paraları ihtirazi kayıt sunmadan kabul ettiğinin söylenemeyeceği, işlemiş faiz talep edilmesinde de engel bulunmadığı; eldeki dava ile talep edilen kalemler taşınmazın ödenilen bedeli, ihale teminat bedeli, yatırılan dask bedelinin davalı taraf üzerinde kaldığı dönem gözetilerek iade tarihine kadarki faizlerine ve dava dışı kişilere karşı yürütülen hukuki işlemlerden kaynaklı masraflara ilişkin olduğu, buna göre taşınmazı iade alan davalı şirketin kusurlu olup olmamasının önem taşımadığı; bundan ayrı usulüne uygun gerçekleştirmemesi nedeniyle iptal edilen ihaleyi onaylayan ve davacının bu nedenle zararına sebep olan davalı ... idaresinin diğer davalı yanında bu kalemlerden müştereken sorumlu olduğu; davacı tarafça dava konusu taşınmazdan fiilen kira geliri elde edildiği de kanıtlanamadığı gerekçeleriyle asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, 14.000,00 TL teminat iade bedeli faizi, 85.000,00 TL iade edilen taşınmaz bedelinin faizi, 100,00 TL iade edilen dask bedeli faizi, 800,00 TL yargılama gideri ve vekalet ücreti masrafı olmak üzere toplam 99.900,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 800,00 TL'ye dava tarihi olan 21.02.2008 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 10.000,00 TL taşınmaz rayiç değer farkı alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebi ile satış protokolü nedeniyle uğranılan zarara yönelik tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine; birleşen davanın kabulü ile, 72.489,56 TL teminat bedeli faizi, 738.031,98 TL satış bedelinin faizi, 194,12 TL dask bedeli faizi, 68.579,67 TL yargılama gideri ve vekalet ücreti masrafı olmak üzere toplam 879.295,33 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 68.579,67 TL'ye dava tarihi olan 02.04.2014 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekillerince ayrı ayrı temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; ödenen bedellerin davalı tarafta kaldığı süreye ilişkin faiz talebi gerçek ve güncel zarara ilişkin olduğundan alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi talebinin reddi kararı doğru olmadığından hem asıl hem de birleşen davadaki alacaklara dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi bakımından düzelterek onama kararı verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ...Ş. vekili; müvekkili şirketin bir kamu kuruluşu olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını, hukuki ayıba dair gerekçenin yerinde olmadığını, davacının taşınmazı elinde tuttuğu dönemde elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği semereler de düşülmek suretiyle hüküm kurulması gerektiğini, bilirkişi raporlarında hesaplanan kalemlerin dikkate alınmamasının doğru olmadığını, bu halde asıl davanın da reddi gerektiğini, mahkeme kararı yerine getirildiğinden kusurlu olmadıklarını ve aleyhlerine hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili; davacının satış bedeli ihtirazı kayıtsız iade aldığını, talebin zamanaşımına uğradığını ve zamanaşımı başlangıcına dair gerekçenin yerinde olmadığını, mahkeme kararı yerine getirildiğinden kusur atfedilemeyeceğini, ihaleyi davalı idarenin değil, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun onayladığını, mahkemenin görevsiz olduğunu, ihtar içeriğinden sadece ana paranın talep edildiğinin anlaşıldığını, taşınmazlara ilişkin yapılan giderlerden sorumlu olmadıklarını, yargılama giderlerinin yapıldığı dönemde davacının zaten malik olduğunu ve talebin fahiş, hesaplamanın afaki olduğunu, davacının söz konusu dönemde taşınmazdan elde ettiği gelir araştırılarak alacaktan düşülmesi gerektiğini, olayda zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanamayacağını, bu yönde alınan raporlara itirazlarının değerlendirilmediğini, idare tacir olmadığından avans faizi işletilemeyeceğini, satışın iptali nedeniyle herkesin aldığını iade etmesi gerektiğini, sebepsiz zenginleşme hükümleri esas alınarak düzenlenen raporun doğru olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalıdan ihale yoluyla satın alınan taşınmaz hakkında, ihalenin iptaline ve taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmesi nedeniyle, davacının bu yüzden uğradığı zararların tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125, 182/1, 184, 192 ve 217 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre temyizen incelenen dosyada, davacının, davalı kurumun açtığı ihaleyi kazanarak, dava konusu taşınmazı 09.08.2007 tarihinde satın aldığı, sonrasında Danıştay kararı ile 12.09.2007 tarihinde yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi üzerine 02.11.2007 tarihli yazı ile, Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.'nin davacıdan taşınmazın mülkiyetinin devrini istediği, 03.01.2008 tarihinde davacının taşınmazı iade ettiği, buna göre satım parasının faiziyle birlikte iadesinin gerektiği, ihalenin iptali kararının 12.03.2013 tarihinde kesinleştiği, sözleşmenin geçerli şekilde kurulduğu, zamanaşımı süresinin 10 yıl olarak uygulanması gerektiği, ifanın imkansız hale geldiği tarihin doğru olarak belirlendiği, dava dilekçesindeki talebin müspet zarara ilişkin olmadığı anlaşılmakla davacının tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Taşınmaz satışına dayanak ihale sözleşmesinin 5 inci maddesinde, "Satışa çıkarılmış olan taşınmaz için teklif sahipleri taşınmazı incelemede serbest olup, TDİ A.Ş.'ye bu konuda masraf çıkartılamaz. Teklif sahipleri taşınmazın mevcut durumunu görmüş, beğenmiş ve kabul etmiş sayılacak ve bu konuda başkaca herhangi bir itiraz ve talep hakkı bulunmayacaktır. " düzenlemesi mevcuttur.

3. 818 sayılı Kanun'un 217 nci maddesinde, "Menkul bey'ine müteallik hükümler, kıyas tarikiyle gayrimenkul bey'ine de tatbik olunur.", 192 nci maddenin 3 üncü fıkrasında "Davayı bayie ihbar etmekle içtinap edilmesi mümkün olanlar müstesna olmak üzere bütün muhakeme masraflariyle muhakeme haricindeki masrafları (...) tazmin etmekle yükümlüdür." düzenlemeleri mevcuttur. Eş söyleyişle, 818 sayılı Kanun'da taşınmaz satışında satıcının zapttan sorumluluğu özel olarak düzenlenmemiş, taşınır satışına ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla taşınmaz satışına da uygulanacağı hüküm altına alınmış olup 818 sayılı Kanun'un 192 nci maddesine göre, alıcının ödediği semenin faiziyle birlikte geri verilmesini, satılan üzerinde yaptığı ve üçüncü kişiden alamadığı masrafları, satılanın zaptından doğrudan doğruya doğan diğer zararları (noter, pul, tanık masrafları gibi), davayı satıcıya ihbar etmekle, kaçınılması mümkün olanlar müstesna olmak üzere muhakeme masrafları ve avukatlık ücreti ile muhakeme dışındaki masrafları isteyebilir. Burada sözü edilen durumlarda satıcının kusuru aranmamaktadır.

4. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; zapttan sorumluluğun düzenlendiği hükümlerin emredici nitelikte olmadığı, bu itibarla şartnamede yer verilen düzenlemeye göre davacının ancak eldeki dava için yapılan noter masraflarını talep edebileceği, taşınmazda bulunan dava dışı kiracıya yönelik girişilen hukuki süreçteki yapılan yargılama giderlerini isteyemeyeceği açık olup, bu husus değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı ...ye istek halinde iadesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.