"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1754 E., 2023/1376 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/635 E., 2022/307 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin Yağmur Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, davalı Kurumca taraflar arasında imzalanan ilaç teminine ilişkin sözleşmenin 07.01.2017 tarihi itibariyle feshedildiğinin bildirildiğini, fesih işleminin iptali istemiyle açtıkları davanın ise reddedildiğini ve kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, 21.06.2021 tarihinde de Medula ekranının kapatıldığını, ancak müvekkili hakkında açılan ceza davası sonucunda beraatine karar verildiğini ve hükmün 15.03.2018 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin 10.06.2021 ve 15.06.2021 tarihli dilekçelerle Kuruma başvurarak yeniden sözleşme yapma talebinde bulunmuş ise de olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediğini, bu durumun zımni ret olarak değerlendirilmesi gerektiğini, sözleşme yapılmaması halinde müvekkilinin ekonomik olarak zor duruma düşeceğini ileri sürerek; davalı Kurumca sözleşme yapmama şeklinde yaratılan muarazanın giderilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili Kurumca taraflar arasında imzalanan 2016 yılı Türk Eczacılar Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün (5.1.) maddesi uyarınca bir ay önceden bildirim yapılmak suretiyle davacı ile yapılan sözleşmenin feshedildiğini, davacı tarafından fesih işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddine dair verilen kararın ise derecattan geçerek kesinleştiğini, davacının başvurusu sonrasında kendisiyle yeniden sözleşme yapılıp yapılamayacağı noktasında tereddüt hasıl olduğunu, bunun üzerine yapılacak işlemler hakkında talimat almak için durumun 22.06.2021 tarihli yazıyla Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğüne bildirildiğini, söz konusu yazıya henüz bir cevap verilmediğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi Kurumun işlem yapmama veya cevap vermeme durumunun zımni ret olarak değerlendirilemeyeceğini, bu aşamada fesih işleminin ortadan kalkmasını gerektiren herhangi bir sebep bulunmadığını, Kurumun sözleşme yapıp yapmama konusunda serbestiye sahip olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 2020 yılı Türk Eczacılar Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün (7.1.) maddesinde yer alan "Kurum protokol hükümlerini kabul eden ve başvuru formunu getiren eczacı ile sözleşme yapar." şeklindeki düzenleme ile davalı Kurumun başvuru yapan bir eczacıyla sözleşme yapmama serbestisine sahip olmadığının açıkça belirtildiğini, yine Protokolün (6.3) maddesinde; "Bu protokol hükümleri ile ilgili olarak hakkında suç duyurusunda bulunulan ve açılan kamu davası sonunda ceza mahkemesi tarafından beraat kararı verilen eczacının beraat kararından sonra talebi halinde sözleşme yapılır." düzenlemesinin yer aldığı, davacı hakkında terör örgütüne üye olmak suçundan açılan ceza davası sonucunda ise Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesince beraatine karar verildiği ve kararın 15.03.2018 tarihinde kesinleştiği, her ne kadar davalı Kurumun özel hukuk işlemleri kapsamında eczaneler ile yaptığı sözleşmelerde sözleşme serbestliği ilkesi geçerli olsa da bu serbestliğin sınırsız olmadığı ve hakkın kötüye kullanılamayacağı, davalı Kurumun alanında tekel konumunda olup sözleşme yapmama iradesini haklı bir nedene dayandırması gerektiği, asıl olanın sözleşme yapma mecburiyeti olduğu, görüş yazısının cevabının beklendiğine yönelik savunmanın ise hukuki temelinin bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, davacı ile davalı Kurum arasındaki muarazanın giderilmesine ve taraflar arasında Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine ilişkin sözleşme akdedilmesine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Kurumun davacı ile sözleşme yapmamaya yönelik işleminin hukuksal niteliği itibariyle sözleşme ilişkisinin kurulması aşamasında yaratılmış bir muaraza (sataşma) olup davadaki istemin de bu muarazanın önlenmesine ilişkin olduğu, davalı Kurumun Protokolün (5.1.) maddesine dayanarak sözleşme yapmamasına gerekçe olarak gösterdiği tarafların bir ay öncesinden bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi feshetme hakkının, ilgili mevzuat hükümleri ve protokol kapsamında sözleşmenin yapılmamasını gerektiren bir durum olmadığı, bu suretle davalı Kurumun sözleşme yapmama yönündeki davranışının haklı ve hukuka uygun olduğunu ispatlayamadığı, ne var ki Mahkemece açıklanan gerekçelerle davalı Kurum tarafından yaratılan sözleşme yapmama şeklindeki davranışın hukuka uygun olmadığının tespiti ile taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, davalı Kurumun davacı ile sözleşme yapmasına şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, ancak yapılan hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davalı Kurum tarafından yaratılan sözleşme yapmama şeklindeki davranışın hukuka uygun olmadığının tespitine ve taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; dava konusu fesih işlemin gerçekleştirildiği tarih itibariyle yürürlükte olan 2016 yılı Protokolün (5.1.) maddesinde; "Taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir." hükmünün bulunduğunu, Kurumun bu maddeye dayalı olarak 06.12.2016 tarihli yazısıyla davacı ile yapılan sözleşmeyi 07.01.2017 tarihi itibariyle feshettiğini, fesih işleminin iptaline ilişkin davanın ise reddedildiğini ve kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, davacının yeni sözleşme yapmak için başvuru yaptığını ve bu talebe henüz cevap verilmeden eldeki davanın açıldığını, kesinleşen Mahkeme kararı ile Kurumun fesih işleminin geçerli hale geldiğini, işlemin ortadan kalkmasını gerektiren herhangi bir sebep bulunmadığını, ayrıca Borçlar Hukukuna hakim olan ilkelerden olan sözleşme özgürlüğü ilkesi uyarınca Kurumun sözleşme yapıp yapmama hususunda tam bir serbestiye sahip olduğunu, 2020 yılı Protokolünün (10.1.) maddesinin 2016 yılı Protokolünün (5.1.) maddesiyle aynı şekilde düzenlenmiş olup bu düzenlemenin sözleşme imzalama noktasında Kuruma takdir yetkisi tanıdığını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık; Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2020 yılı Protokolünün (7.1.) ve (6.3.) maddeleri uyarınca Kurumun davacı ile sözleşme yapması gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve Protokolün yukarıda belirtilen (7.1.) maddesi uyarınca davalı Kurumun, Protokol hükümlerini kabul ederek başvuru formunu getiren davacı eczacı ile sözleşme yapmaktan kaçınamayacak olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.