Logo

3. Hukuk Dairesi2024/850 E. 2025/486 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıdan satın alınan taşınmazda iddia edilen metrekare eksikliği ve ayıplı imalatlar nedeniyle açılan alacak davasında, ayıplı mal ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve davalının arsa sahibi olması sebebiyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma ilamında açık ve gizli ayıplar yönünden ayıp ihbar sürelerine ilişkin ek inceleme yapılması gerektiği yönündeki bozma kararına uygun hareket etmeyip, eksik ifa hükümlerine göre karar vermesi ve ayrıca bozma kararının kapsamı dışında kalan hususları değerlendirmeye alması doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2022/272 E., 2023/508 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı şirketten satın aldığı taşınmazın hem taahhüt edilen metrekareden eksik olduğunu hem de taşınmazda bir kısım ayıplı ve eksik imalatların bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazın değerinde meydana gelen azalmaya karşılık şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 22.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 39.600,00 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taşınmazın davalı şirket tarafından inşaa edilmediğini, davalının arsa maliki olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.06.2016 tarihli kararıyla; yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulü ile, 39.600,00 TL'nin 10.000,00 TL'sinin dava, kalanının ıslah tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin 09.06.2016 tarihli kararının süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 12.10.2021 tarihli ilamla; davalının husumet itirazının değerlendirilmesi yönünden davalı yararına kararın bozulmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talebi üzerine Dairenin 22.03.2022 tarihli ilamla; davalıya husumet yöneltilebileceği, bilirkişi heyetinden gizli ayıp olarak nitelendirilen imalatlar yönünden ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ek rapor alınması gerektiği, metrekare eksikliğinin açık ayıp niteliğinde olup malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı konusunda eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile karar verildiği gerekçeleriyle talebin kabulüne, bozma ilamının kaldırılmasına ve hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulü ile, eksik ifa ve gizli ayıp nedeni ile 39.600,00 TL'nin 10.000,00 TL'sinin dava, geriye kalanının ıslah tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; bozma gerekçelerinin yerine getirilmediğini, gizli ve açık ayıp, eksik ifa hususlarının değerlendirilmediğini, müvekkil şirketin arsa sahibi olduğunu, hiçbir sözleşmede taraf olmadığını ve metrekare bazında taahhütte bulunmadığını, bilirkişi ücreti yatırılmadığından nihai raporun alınamadığını, ara karardan rücu olmadığı halde davanın kabulüne karar verildiğini, davaya konu dairenin metrekare belirtilerek taahhüt edilmediğini, davacı tarafından dosyaya herhangi bir sözleşme sunulmadığını, müvekkilin bu hususta yazılı bir kabulünün de bulunmadığını, arsa maliki olan müvekkil şirket mevcut hali ile tapuda devrini sağladığını, davacı ile müteaahhit firma arasında taahhüt varsa davanın ona yöneltilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, faizin de yasal olmadığını, eksik ifanın neden kaynaklandığının araştırılmadığını, davacı daireyi satıp devrettiğini, Yargıtay kararları ile müvekkile husumet düşmeyeceğinin kesinleştiğini savunarak, kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davalıdan satın alınan taşınmazdaki metrekare eksikliği ve ayıplı imalatlara dair alacak istemine ilişkindir.

1.Temyiz olunan kararın uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinin artık mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Dairemizin 22.03.2022 tarihli bozma ilamında; bilirkişi heyetince gizli ayıp olarak nitelendirilen imalatlar yönünden ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ek rapor alınması gerektiği ve metrekare eksikliğinin açık ayıp niteliğinde olup malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunup bulunmadığının tespiti yönünde kararın bozulduğu, Mahkemece bozmaya uyularak 14.11.2022 tarihinde ek rapor alındığı, ek raporda davacının açık ayıplar yönünden 30 günlük süre içinde davalı tarafa ihbarda bulunulmadığı, gizli ayıpların kış/yağış nedeniyle ve daire/bina kullanıldıkça ortaya çıkan ayıplar olduğu ve süresinde ihbarda bulunulduğu belirtildiği halde Mahkemece taşınmazın metrekare eksikliğinin eksik ifa olarak değerlendirilip süresinde ihbarda bulunulduğu kabul edilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3.Bu durumda, Mahkemece 22.03.2022 tarihli bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken; bozma ilamı gerekleri yerine getirilmeden karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.