"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davalılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalı ...'nın banka hesabına ortak araç alımı için 08.06.2006 tarihinde 100.000,00 TL gönderdiğini, daha sonra elden 10.000,00 TL daha verdiğini, taraflar arasında ortak araç alımına ilişkin resmi sözleşme yapılmadığını, aracın davalı şirket adına tescil edildiğini, davalıların 2011 yılında müvekkiline bilgi vermeden aracı sattıklarını, aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğu beş yıllık dönemde davalıların müvekkiline ödeme yapmadıklarını, trafikte kayıtlı araçların mülkiyet ortaklığının noterde yapılacak resmi bir sözleşmeyle geçerlilik kazanacağını, taraflar arasında yasanın aradığı şekil şartlarının yerine gelmemesinden dolayı adi ortaklığın vücut bulmadığını ileri sürerek; müvekkilinin davalılara yaptığı ödemenin denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihinde ulaştığı değerin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 110.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 12.11.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 163.627,74 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; müvekkillerinin birlikte satın almayı düşündükleri otobüse davacının ortak olmak istediğini, bu nedenle kendi isteğiyle davalı ...'nın hesabına 100.000,00 TL yatırıp araca ortak olduğunu, davacının resmi işlemlerle uğraşmak istememesi üzerine kredi başvurusunun davalı şirket adına yapıldığını, krediyle ilgili evrakların davalı şirket adına hazırlanması nedeniyle otobüsün de davalı şirket adına tescil edildiğini, otobüs alındıktan sonra davacıya aylık bilgi verildiğini, zarar etmelerinden dolayı otobüsü sattıklarını, davacının satıştan haberdar edildiğini, şekil şartı yerine getirilmediğinden para talebinde bulunmasının kötü niyet göstergesi olduğunu, davacının kendince bir şekil eksikliği yaratarak otobüs alırken sermaye olarak koyduğu parayı müvekkillerinden geri almaya çalıştığını, müvekkillerinin daha fazla para koydukları için uğradıkları zararın daha fazla olduğunu, otobüsün şirket üzerine kayıtlı olduğunu bilen davacının bu durumu sonradan öğrenmiş gibi davranarak zararın paylaşılması taleplerinin önüne geçmeye çalıştığını, davanın bir yıllık süre içinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.11.2013 tarihli ve 2011/519 E., 2013/529 K. sayılı kararıyla; sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 14.10.2014 tarihli ve 2014/8725 E., 2014/13223 K. sayılı ilamıyla; "...Dosya kapsamından; tarafların ortak otobüs almak için sermayelerini birleştirdikleri anlaşılmaktadır. Davacı, ortak araç alımı için para gönderdiğini ve aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğu 5 yıllık dönemde kendisine hiç para gönderilmediğini belirterek; hem aracın ortak alımı hem de ortak işletilmesi hususunda aralarında adi ortaklık olduğunu kabul etmektedir. Bu bağlamda; taraflar arasında 6098 sayılı TBK.nın 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK 520 vd. m) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır...
(...) Hal böyle olunca Mahkemece, yukarıda değinilen hususlar ışığında inceleme yapılarak, 6098 sayılı TBK.nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmak suretiyle TBK.nun 642 ve devamı maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanmasıyla uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken; anılan yön gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamında her ne kadar adi ortaklığa ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği bildirilmiş ise de; taraflar arasında ortaklığa dair yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davacı tarafın 100.000,00 TL'yi davalı şirketin uhdesine 08.06.2006 tarihinde davalı ...'nın hesabına yatırarak gönderdiği, davalı şirketin söz konusu parayı kullanarak 34 VLV 16 plakalı otobüsü finansal kiralama yoluyla şirket adına devraldığı, otobüsten zarar edilmesi neticesinde şirket tarafından otobüsün 27.05.2011 tarihinde dava dışı Zafer Güzel'e 317.552,00 TL'ye satıldığı, taraflar arasında sözlü bir anlaşma yapılmış ise de bu anlaşmanın sermaye payı, ortak amaç ve işbirliği unsurları taşımadığından aracın mülkiyeti yönüyle adi ortaklık olarak değerlendirilemeyeceği, kaldı ki trafik siciline kayıtlı araçların mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin geçerliliği 2918 sayılı Kanun'un 20 nci maddesinin (d) bendi uyarınca resmi şekilde yapılmalarına bağlı olduğunu, bu şekil şartının geçerlilik şartı olup, bu şekle uygun yapılmayan sözleşmelerin baştan itibaren geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmelerin taraflar için hak ve borç doğurmayacağı, tarafların sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak geri isteyebilecekleri, taraflar arasında bu şekilde araç alımına ilişkin resmi bir sözleşmenin de bulunmadığı, adi ortaklık ilişkisi olduğunun kabul edilmesi için bu yönde resmi bir sözleşmenin bulunması gerektiği, taleple bağlılık ilkesi gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre eldeki davanın değerlendirilmesi gerektiği kanaati hasıl olmuşsa da bozma ilamına uyularak taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olduğu ve tasfiyeye ilişkin bilirkişi raporları alındığı, hükme esas alınan 01.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda davalı şirketin bilanço hesabının yapıldığını, şirketin borca batık durumda olduğu ve tasfiye neticesinde davacı alacaklıya verilecek aktif bir mal varlığının bulunmadığı, davacının talep ettiği sebepsiz zenginleşme yönünden de davacı tarafça araç ortaklığına ilişkin belge veya yazılı delil ibraz edilmediği, davalı şirketin davacının parasını kullanarak aldığı otobüs sebebiyle şirket sermayesine fazlaca bir değer katarak zenginleştiğinin ispat edilemediği, davacının hak ve borçlara katlanma yükümlülüğünün olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 02.11.2023 tarihli ve 2023/1247 E., 2023/3048 K. sayılı ilamıyla, sair temyiz itirazları reddedilerek, 2.... Bu durumda, 34 VLV 16 plaka sayılı otobüs alımına ilişkin adi ortaklığın kurulduğu ve bu ortaklığın otobüsün alımı ile satımı (29.06.2006 - 27.05.2011 tarihleri) arasındaki sürede faaliyet gösterdiği hususu uyuşmazlık dışıdır. 3. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; davalı şirketin 31.12.2019 tarihi itibariyle mal varlığı bilançosunun tespit edildiği, alıcıların, taşıt ve demirbaşların bağımsız eksperler tarafından değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. 4. Davacı vekilinin Mahkemenin 12.10.2022 tarihli duruşmasında da "bilirkişi raporunda belirtilen taşıt ve demirbaşlar yönünden yeniden hesaplama talebimiz bulunmamaktadır." şeklindeki beyanı üzere Mahkemece adi ortaklığa ilişkin olarak davalı şirketin bilanço hesabının yapıldığını, şirketin borca batık durumda olduğu, tasfiye neticesinde davacı alacaklıya verilecek aktif bir mal varlığının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. 5. ...Mahkemece uyulan bozma ilamı kapsamında; taraflar arasında 34 VLV 16 plaka sayılı otobüsün alımı hususunda adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu, bu kapsamda Dairenin 14.10.2014 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 642 ve devamı maddelerindeki hükümler uygulanarak tasfiyenin gerçekleştirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalılar vekili; davacı tarafın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunduğunu, sebepsiz zenginleşme şartlarının oluşmadığını, taleple bağlılık kuralının dikkate alınması gerektiğini, adi ortaklık nitelemesi yapılamayacağını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 04.02.1959 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.
2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, taraflar arasında 34 VLV 16 plaka sayılı otobüsün alımı hususunda adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun, bu kapsamda Dairenin 14.10.2014 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 642 ve devamı maddelerindeki hükümler uygulanarak ortaklık konusuna ilişkin tasfiyenin gerçekleştirilmesi gerektiğinin anlaşılmasına göre, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.