Logo

4. Hukuk Dairesi2024/12136 E. 2024/11961 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazası sonucu yaralanan davacının, davalı sigorta şirketinden sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya SGK tarafından yapılan rücuya tabi bir ödeme olup olmadığının tespiti için gerekli araştırmanın yapılmaması ve faiz başlangıç tarihinin hatalı belirlenmesi gözetilerek İtiraz Hakem Heyeti kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/6 Değişik İş, 2022/7 Karar

İtiraz Hakem Heyeti kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 25.08.2019 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu davalıya Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile sigortalı aracın park halinde olan kamyonete çarpması sonucu oluşan trafik kazasında davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak şimdilik 5.100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; artırım dilekçesiyle talebini 103.972,42 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; maluliyet raporunun hatalı olduğunu, kusuru kabul etmediklerini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; başvurunun kabulü ile 103.972,42 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 19.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine; İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin itirazının kabulüne, diğer itirazların reddine, kararın vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilmesine, davacı lehine 4.080,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacı lehine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan etmektedir.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; başvurunun dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, maluliyet raporunun hatalı olduğunu, tazminatın Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faize göre hesaplanması, tazminat hesaplamasında davacının son 3 aylık vergilendirilmiş gelirinin esas alınması, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, kusur raporu alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, SGK tarafından davacıya yapılan rücuya tabi bir ödeme varsa tespit edilip tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, davacı lehine 1/5 oranında nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davalı ... tarafından ZMSS poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanan davacı yolcunun sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin doğru olmasına, maluliyet raporunun mevzuat hükümlerine uygun hazırlanmasına, tazminat hesaplama yönteminin doğru olmasına, davacının yolcu olarak bulunduğu davalıya sigortalı aracın servis aracı olmasına göre hatır taşımasının bulunmadığının anlaşılmasına, dosya kapsamında alınan kusur bilirkişi raporunun oluşa uygun ve denetime elverişli olmasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 1. fıkrasında; "iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır" düzenlemesine; aynı maddenin 4. fıkrasında "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir" düzenlemesine; maddenin 5. fıkrasında ise "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücu edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez" düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda; davacının yolcu olarak bulunduğu davalıya sigortalı aracın servis aracı olduğu, davacının kaza tarihinde söz konusu araç ile işe gittiği sırada kazanın meydana geldiği ve davaya konu edilen maluliyet durumunun doğduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafça davacıya SGK Başkanlığı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması talep edilmiş ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından gerekli araştırma yapılmadan itiraz reddedilmiştir.

Bu durumda; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'ndan, davaya konu kazaya ilişkin olarak iş kazası yönünden araştırma yapılıp yapılmadığı ve olayın iş kazası olarak kabul edilip edilmediği; olayın iş kazası olarak kabulü suretiyle, davaya konu kazadaki kalıcı maluliyeti nedeniyle davacıya iş göremezliğine ilişkin gelir bağlanıp bağlanmadığı; gelir bağlanmış ise, rücuya tabi olup olmadığı ve rücu istemli dava açılıp açılmadığı; bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu hususlarının sorulması; bağlanan gelir rücuya tabi ise 5510 sayılı Kanun'un 21. maddesi hükmü değerlendirilerek tazminatın belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

3. Somut olayda, davacı vekili tahkim yargılamasından önce davalıya 07.10.2020 tarihinde başvuruda bulunmuş olup, Uyuşmazlık Hakem Heyetince 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 99 uncu maddesi uyarınca davalının 19.10.2020 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek, hükmedilen tazminata bu tarih itibariyle faiz işletilmesine karar verilmiştir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 99 uncu maddesinde "Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar." hükmü bulunmaktadır.

Buna göre davalının 20.10.2020 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmış olup, hakem heyetince hükmedilen tazminata 19.10.2020 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi hatalı olmuştur.

VI. KARAR

1. Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Yukarıda (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.