Logo

4. Hukuk Dairesi2024/3055 E. 2024/3940 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazası sonucu yaralanan davacının, davalı sigorta şirketinden talep ettiği sürekli iş göremezlik tazminatı miktarı ve belirsiz alacak davasında dava değerinin artırılma usulü.

Gerekçe ve Sonuç: Belirsiz alacak davasında davacının, alacağının miktarını tam olarak belirlemesinden sonra HMK’nın 107. maddesine göre bir kez artırabileceği ve ayrıca ıslah yoluna da başvurabileceği, somut olayda ise davacının dava değerini birden fazla kez artırmasının usule aykırı olduğu gözetilerek İtiraz Hakem Heyeti kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2024/150-2024/149

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU İTİRAZ HAKEM HEYETİ

SAYISI : KIT/2024-131

HÜKÜM/KARAR : Başvurunun kabulü

SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ

SAYISI : K-2021/323

Taraflar arasında sigorta tahkim yargılaması sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İtiraz Hakem Heyetince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 05.01.2019 tarihinde davacı sürücünün sevk ve idaresindeki otomobil ile davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası (ZMSS) poliçesi olan çekicinin karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 472,00 TL adli tıp raporu ücreti olmak üzere toplam 40.472,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 22.12.2020 tarihli talep artırım dilekçesi ile talebini 59.079,90 TL’ye, 06.01.2021 tarihli birinci ıslah dilekçesi ile talebini 70.751,26 TL’ye yükseltmiş, bozma ilamında sonra sunduğu 29.01.2024 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile talebini bu kez 360.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, maluliyet raporunun hatalı olduğunu, kusur raporu alınması gerektiğini, davacının kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olmadığını, davacının sürücü belgesi bulunmadığını bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında alınan kusur raporuna göre davalıya sigortalı aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde % 25 oranında kusurlu olduğu, davacının dosyaya sunduğu rapora göre davacının kazadan kaynaklanan maluliyetinin % 18 oranında olduğu, PMF 1931 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre aktüer bilirkişi raporu ile tazminatın usulünce hesaplandığı gerekçesiyle başvurunun kabulü ile 58.607,90 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 26.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ

A. İtiraz Yoluna Başvuranlar

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili itiraz başvurusunda bulunmuştur.

B. İtiraz Sebepleri

1. Davacı vekili itiraz dilekçesinde; kusur oranının hatalı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olduğunu, 06.01.2021 tarihli dilekçelerinde dava değerini artırdıklarını, bu dilekçede belirtilen miktarda(70.751,26 TL) tazminata hükmedilmesi gerektiğini, 06.01.2021 tarihli dilekçenin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu belirterek, Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili itiraz dilekçesinde; davacının tahkimden önce davalıya usulüne uygun hazırlanmış sağlık raporu sunmadığını, bu nedenle başvurunun usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, maluliyet raporunun hatalı olduğunu, Adli Tıp Kurumu (ATK) Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınması, davacıya kaza nedeniyle başka kurumlardan ödeme yapıldıysa tazminattan indirilmesi, aktüer sıfatını haiz bilirkişiden rapor alınması, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerektiğini, PMF 1931 Yaşam Tablosu ve güncel asgari ücret verilerine göre tazminat hesaplanmasının hatalı olduğunu, davacının sürücü belgesi bulunmadığını, emniyet kemeri takmadığını, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davalının adli tıp raporu ücretinden sorumlu olmadığını, davacı lehine 1/5 oranında nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İtiraz Hakem Heyetinin 26.03.2021 tarihli 2021/İHK-8410 sayılı kararı ile; davacı tarafından tahkimden önce davalıya Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş bir rapor sunulmadığından usulüne uygun bir başvuru yapılmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin buna ilişkin itirazının kabulüne, davacı vekilinin itirazlarının ve davalı vekilinin diğer itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun usulden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İtiraz Hakem Heyetinin 26.03.2021 tarihli 2021/İHK-8410 sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 17.10.2022 tarihli 2021/16118 Esas, 2022/12361 Karar sayılı ilamı ile; "...Eldeki davada kaza tarihinin 05.01.2019 tarihi olmasına göre düzenlenecek raporun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olması gerekir. Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 07.02.2020 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %18 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine göre belirleme yapıldığı görülmekte olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olduğu açıktır. İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davacının davalıya başvurusu sırasında Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş bir rapor sunmadığı, bu nedenle davacının başvurusunun usulüne uygun bir başvuru olmadığı gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 07.02.2020 tarihli raporun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun biçimde, konusunda uzman doktor bilirkişi heyeti tarafından ve kazadaki yaralanma ile maluliyet arasındaki illiyet bağı da kurularak düzenlendiği, hüküm kurmaya elverişli bir rapor olduğu gözetilmek suretiyle, İtiraz Hakem Heyetince esasa girilerek, davalı vekilinin Uyuşmazlık Hakem Heyetinin kararına karşı yaptığı diğer itirazları hakkında inceleme yapılması gerektiği..." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İtiraz Hakem Heyetince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 07.02.2020 tarihli raporda davacının kazadan kaynaklanan maluliyetinin %18 oranında olduğunun tespit edildiği, söz konusu raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacının tahkimden önce gerekli belgeler ile usulüne uygun şekilde davalıya başvuru yaptığı, dosya kapsamında alınan 16.11.2023 tarihli rapora göre davalıya sigortalı aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde % 25 oranında kusurlu olduğu, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre yeniden tazminat hesabı yapılması için aktüer bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, dosya kapsamında alınan 22.01.2024 tarihli aktüer bilirkişi raporu ile 476.071,80 TL sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığı, ancak kaza tarihindeki sakatlık teminat limitinin 360.000,00 TL olduğu, davacı vekilinin sunduğu 29.01.2024 tarihli dilekçesi ile tazminat talebini 360.000,00 TL'ye yükselttiği, davacının müterafik kusurlu olduğuna ilişkin delil bulunmadığı, davalının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 1426 ncı maddesi kapsamında adli tıp raporu ücretinden sorumlu olduğu, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 üncü maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 ve 17 nci maddeleri gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 05.01.2021 tarihli K-2021/323 sayılı kararı ile İtiraz Hakem Heyetinin 26.03.2021 tarihli 2021/İHK-8410 sayılı ilk kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, başvurunun kabulü ile 360.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 26.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; başvurunun dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, maluliyet raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, kusur oranının hatalı olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından davacıya yapılan rücuya tabi bir ödeme varsa tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, davacının kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilmesi, takılı değilse müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının sürücü belgesinin bulunmaması sebebiyle de müterafik kusur indirimi yapılması, tazminat hesabının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve % 1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, progresif ranta göre yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalı ... şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı sürücünün sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, aynı Kanunun 107 ve 126 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 52 ve 54 üncü maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85, 89, 90, 91 inci maddeleri, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen İtiraz Hakem Heyeti kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, özellikle maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre usulünce hazarlandığı, kusur raporu ile kusur oranının doğru bir şekilde tespit edildiği, davaya konu kazanın iş kazası niteliğinde olmadığı, davacının müterafik kusurlu olduğuna ilişkin delil bulunmadığı, tazminatın usulünce hesaplandığı anlaşılmakla davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) belirsiz alacak davasını düzenleyen 107 nci maddesinde “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının, alacak miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkânsız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.

Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK’nın 107 nci maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK 176 ve devamı maddelerine göre bir kez de ıslah edebilir. Islah, taraf usul işlemlerinin kısmen veya tamamen düzeltilmesidir.

Somut olayda; davacının davaya konu kazadan kaynaklanan maluliyeti nedeniyle davalı ... şirketinden sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunduğu, davanın 6100 sayılı HMK'nın 107 nci maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açıldığı anlaşılmıştır.

Davacı vekili talebini 22.12.2020 tarihli ilk dilekçesiyle 59.079,90 TL’ye, 06.01.2021 tarihli ikinci dilekçesiyle 70.751,26 TL’ye ve son olarak 29.01.2024 tarihli dilekçesiyle 360.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

Dosya kapsamından, bozma ilamından sonra alınan 22.01.2024 tarihli ek aktüer bilirkişi raporunda davacının poliçe teminatı kapsamında talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatı miktarının 360.000,00 TL olduğunun tespit edildiği, davacı vekilince anılan rapor üzerine dosyaya sunulan 29.01.2024 tarihli dilekçe ile dava değerinin 360.000,00 TL'ye yükseltildiği, İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin sunduğu 29.01.2024 tarihli dilekçede talep edilen 360.000,00 TL’ye hükmedildiği, kararın davalı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.

Şu durumda; İtiraz Hakem Heyetince davanın belirsiz alacak davası olduğu gözetilerek, davacı vekili tarafından 06.01.2021 tarihli ikinci dilekçe ile talep edilen miktara hükmedilmesi gerekirken, davacının üçüncü kez dava değerinde artırımda bulunduğu 29.01.2024 tarihli dilekçesi ile talep edilen miktara hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde davalıya geri verilmesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine, 29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.