"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2570 E. 2024/226 K.
Taraflar arasındaki rücuen tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.Bölge Adliye Mahkemesince, Daire bozma ilamına karşı direnilmesine karar verilmiştir.Bölge Adliye Mahkemesi direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04.05.2019 tarihinde davacı şirkete sigortalı motosikletin kaldırımdaki yayaya çarpması sonucu gerçekleşen kazada, yaya durumdaki dava dışı ...'in yaralanmasına bağlı sigorta şirketince sürekli iş göremezlik ödemesi yapıldığını, dava dışı motosiklet sürücüsünün kazada alkollü olması nedeni ile motorun işleteni olan davalıdan rücu hakkı olduğunu iddia ederek başlatılan takibi yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Dava dışı sürücünün alkollü olması sebebiyle rücu isteği bakımından yapılan değerlendirmede, aldırılan bilirkişi heyet raporuna göre kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmeyip sürücünün kendi dikkatsizliği ve tedbirsizliğinden kaynaklandığı ve bu sebeple davacı tarafça ödenen tazminatın rücuya tabi olmadığı anlaşılmakla sübut bulmayan her iki davanın reddine" karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; kaza tespit tutanağına göre davalının kaza sırasında alkollü olduğunu, ayrıca yeterli ehliyete sahip olmadığını, poliçe genel şartlarına göre rücu şartlarının bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu açıklayarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.01.2021 tarih, 2019/2548 Esas, 2021/52 Karar sayılı kararı ile "Dosya içerisindeki 11.04.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunun incelenmesinden, meydana gelen trafik kazasında yaya Fidan Kara'nın %60 oranında kusurlu olduğu, davalı ...'in maliki olduğu araç sürücüsü Kadir Tanıtmış'ın %40 oranında kusurlu olduğu, kazanın münhasıran alkol etkisi altında gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde, kazanın salt alkolün etkisi altında meydana geldiği gerekçesiyle rücuen alacak davası açmış, İlk Derece Mahkemesindeki yargılama aşamalarında davacı ... araç sürücüsünün yetersiz ehliyete sahip olduğuna ilişkin bir iddiada bulunmamış, istinaf dilekçesinde sigortalı araç sürücüsünün yeterli ehliyete sahip olmadığı ileri sürülmüş ise de, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen maddi vakıalar istinaf aşamasında ileri sürülemez. Sonuç olarak, meydana gelen kazanın salt alkol etkisi altında gerçekleşmediği anlaşıldığından asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir." gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 05.04.2023 tarih ve 2021/14778 Esas, 2023/4973 Karar sayılı ilamıyla "1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalının istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine, ilk derece mahkemesindeki yargılamada vekille temsil edilmeyen davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, davalı vekili vekalet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinin 1. fıkrasının (ğ) bendinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereği takdir olunacak vekalet ücreti, yargılama giderlerinden sayılmış; 326. maddesinde, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 330. maddesinde vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekalet ücretinin taraf lehine hükmedileceği, 332. maddesinde ise yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedileceği düzenlenmiştir.
Diğer yandan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesine göre, tarifelerde yazılı avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Buna karşılık, icra takipleriyle, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Sayıştayda temyizen ve bölge idare ve bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusu üzerine görülen işlerin duruşmaları ayrı ücreti gerektirir. Tarife’nin 5. maddesine göre ise, hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukat, Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanır.
Yukarıda açıklanan yasal hükümler birlikte değerlendirildiğinde; yargılamanın hangi safhasında olursa olsun taraflardan birinin kendisini bir avukatla temsil ettirmesi ve avukatın yargılama ile ilgili herhangi bir işlem yapması, müvekkili yararına vekalet ücreti takdirini gerektirir.
Eldeki davaya gelince; davalı vekili İstinaf aşamasında istinaf başvurusuna cevap dilekçesi sunmuş, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup; bu durumda hakkındaki dava esastan reddedilen davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 2. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesindeki yargılamada vekille temsil edilmediği gerekçesiyle davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru olmamış, bölge adliye mahkemesi kararının bu yönden bozulması gerekmiştir. " gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "... Somut olayda, dairemizce istinaf incelemesi sonucunda denetim mahkemesi yetkisi kapsamında, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kanaatine varılarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Hüküm mahkemesi sıfatıyla ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni bir hüküm kurulmamıştır. Davalı, ilk derece yargılaması sırasında kendisini vekille temsil ettirmemiştir. Davalı vekili, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davacının istinaf başvurusu üzerine istinaf aşamasında istinaf başvurusuna cevap dilekçesi ile birlikte vekaletname sunmuştur. İlk derece mahkemesinin hüküm tarihi itibariyle davalının vekili bulunmadığından ve dairemizce hüküm mahkemesi sıfatıyla ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni bir hüküm kurulmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği kanaatine varılarak Dairemizin 25.01.2021 tarih, 2019/2548 Esas ve 2021/52 Karar sayılı ilamında DİRENİLMESİNE, Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE yönelik karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 05.04.2023 tarih, 2021/14778 Esas ve 2023/4973 Karar sayılı ilamı ile kesinleştiğinden bu hususta yeniden BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA.." karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf aşamasında vekaletname sunarak davaya dahil olan vekil adına avukatlık ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, direnme kararının ise usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı ... tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanan dava dışı yayaya ödenmiş olan sürekli iş göremezlik tazminatının rücuen tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi ve 373 üncü maddesi beşinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 62 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesi beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede;
6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından duruşma yapılmadan verilecek kararlar düzenlenmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmadan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Her ne kadar Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2 inci maddesi dikkate alınarak vekalet ücreti takdiri gerektiğine dair bozma kararı verilmiş ise de, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından duruşma açılmadan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinde de davalının kendisini vekille temsil etmediği dikkate alındığında, davalı vekilinin vekalet ücretine hak kazanamayacağı anlaşılmakla temyiz edilen direnme kararı usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesi beşinci fıkrası gereğince ONANMASINA,Aşağıda dökümü yazılı temyiz peşin harcının onama harcına mahsubuna,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.