Logo

4. Hukuk Dairesi2024/6033 E. 2024/11196 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazasında yaralanan davacının, davalı sigorta şirketinden sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve diğer zararlarının tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının maluliyet oranının tespitinde raporlar arasında çelişki bulunduğu, hatır taşıması indiriminin uygulanması gerektiği ve hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığı gerekçeleriyle İtiraz Hakem Heyeti kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/329 E., 2022/329 K.

İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu araçta yolcu konumunda olan davacının 28.10.2020 tarihli trafik kazası sonucunda yaralanması sonucu malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 14.900,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere 15.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talebini 172.943,12 TL'ye arttırmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; eksik evrakla başvuru yapıldığından başvurunun usulden reddi gerektiğini, sunulan raporun usulüne uygun düzenlenmediğini, kusur tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılmasını, tazminat hesabının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz esas alınarak yapılmasını, kaza tarihinde 6 yaşında olan davacının geçici iş göremezlik tazminatı hesabının 18 yaşından itibaren yapılabileceğini, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri, ve diğer giderlerden sorumlu olmadıklarını, temerrüde düşülmediğinden faizden ve yargılama giderlerinden sorumlu olmadıklarını, tarifeye göre belirlenecek vekalet ücretinin beşte biri oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini. belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...davacı hakkında düzenlenen maluliyet raporunda davacının maluliyetinin oluşmadığı, 15 günlük bakıcıya ihtiyacı olduğuna yönelik tespit yapıldığı, bakıcı ihtiyacı olarak 735,75 TL hesaplandığı ve taleple bağlı kalındığı" gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 100,00 TL'nin 19.08.2021'den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine; İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuru ile neden olduğu kazada, usulüne uygun olarak düzenlenen 12.07.2021 tarihli maluliyet raporuna göre davacının %5 oranında malul kaldığı, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant formülü esas alınarak düzenlenen aktüer hesap raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu" gerekçesiyle, davacı vekilinin itirazının kabulüne, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, 172.943,12 TL'nin 19.08.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Uyuşmazlık Hakem Heyeti aşamasında alınan raporda davacının maluliyetinin oluşmadığının net bir şekilde tespit edilmesine karşın İtiraz Hakem Heyetince davacı tarafından sunulan raporun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından sunulan raporda %50 kusur oranının tespit edildiği, İtiraz Hakem Heyetince %100 kusur esas alınarak hüküm kurulmasının talep aşımı niteliğinde olduğunu, usulüne uygun düzenlenmiş maluliyet raporu ile başvuru yapılmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve teknik faize göre hesap yapılması gerektiğini, kaza tarihinde 6 yaşında olan davacı için 18 yaşından itibaren tazminat hesabı yapılması gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sorumlu olduğunu, aksi halde belgelenemeyen bakıcı giderinden %50 hakkaniyet indirimi yapılmasını, adli tıp ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tarifeye göre belirlenecek vekalet ücretinin beşte biri oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.

B. Gerekçe

Uyuşmazlık, davalı ... tarafından ZMSS poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yolcu konumundaki davacının yaralanması nedeniyle tazminatı talebine ilişkindir.

1-Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından sürekli iş göremezlik oranının doğru bir şekilde belirlenmesi zorunludur. Söz konusu belirlemenin, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetince kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılması gerekir.

Somut olayda; davacı tarafça sunulan 12.07.2021 tarihli Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca 3 adli tıp uzmanı ve 2 ortopedi uzmanı hekim tarafından düzenlenen rapora göre Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik gereği deri hastalıkları-hipertrofik skar ve keloid-hafif( vücut yüzeyinin %1-9'unu kaplayan arızası nedeniyle %5 malul olduğu, 30 gün bakıcıya ihtiyacı olduğu belirtilmiştir. Hakem yargılaması sırasında alınan 3 kişilik adli tıp uzmanı tarafından düzenlenen 09.12.2021 tarihli raporda ise; Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik gereği davacının maluliyetinin oluşmadığı, 15 gün bakıcıya ihtiyacı olduğu rapor edilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince işbu rapor hükme esas alınarak belirlenen tazminata hükmedilmiş, davacının karara itirazı üzerine ise İtiraz Hakem Heyetince davacının itirazı yerinde bulunarak 12.07.2021 tarihli %5 maluliyet oranı belirleyen rapor hükme esas alınmıştır. Ancak davacının vücudunda oluşan yara izlerinin yeri ve niteliği ile belirlenen maluliyet oranı göz önüne alındığında yönetmelikte belirlenen kriterleri karşılama hususunda tereddüt hasıl olmuş ve raporlar arasındaki çelişki oluşmuştur.

Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince; davacıda oluşan yara nedbesinin (skar) keloid veya hipertrofik skar niteliğinde olup olmadığı ve vücut yüzeyinin yüzde birinden fazla alanı kaplayıp kaplamadığı hususlarına dikkat edilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, daha önce düzenlenen raporlar arasındaki çelişkiyi giderir biçimde içerisinde plastik cerrahi uzmanının da bulunduğu yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna (davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek) göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 87 nci maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 51 inci maddesi uyarınca hatır için karşılıksız yolcu taşıma veya aracı kullandırmada genel hükümlere göre tazminattan uygun bir indirim yapılması, doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiştir.

Hatır için yolcu taşıma veya aracı kullandırmadan söz edebilmek için, ölen veya yaralananın bir menfaat karşılığı olmaksızın taşınması veya aracın kullanılması, diğer bir deyişle taşıma veya kullanmada ölen veya yaralananın menfaatinin bulunması gerekir. Bu nedenle taşıma veya kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir menfaatinin bulunması hâlinde hatır taşımasından söz edilemez. Bu bakımdan hatır ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma veya kullanmanın kimin menfaatine olduğunun belirlenmesi önemlidir. Taşıma veya kullandırma, ekonomik yarar için olabileceği gibi ortak toplumsal değerler nedeniyle de olabilir. Ancak yakın akrabaların ve eşin taşınmasında bir menfaatten söz edilemeyeceği için hatır için taşımadan da bahsedilemez. Hâkim, gerekçesini kararında tartışmak ve nedenlerini göstermek koşuluyla tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda da değildir.

Somut olayda; davalı vekilince başvuruya cevap dilekçesinde hatır için taşıma def’inde bulunulmuştur. İtiraz Hakem Heyetince hatır taşımasına yönelik itirazın hatır için taşındığına yönelik somut delil olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Olayla ilgili davacı çocuğun annesi ve bisiklet tamirine gittiği tamircinin ifadelerinde, davacı çocuğun bisiklet tamircisine gittiği, bisiklet tamircisnin annesini arayarak çocuğunun yanında olduğunu söylediği, annesinin de evine getirmesini istediği, bisiklet tamircisinin de yoldan geçen ve tanıdığı motosiklet sürücüsünden çocuğu evine götürmesini istediği ve onun da kabul ettiği sabit olup davacının taşıma için ücret ödemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu kabul edilmelidir. Bu durumun aksi ispat edilemediğinden davalı ... şirketinin süresinde yapılan hatır için taşıma savunmasına itibar edilerek TBK’nın 51 inci maddesi gereğince Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

4-5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak anılan mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR

1.Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Yukarıda (2), (3), (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.