Logo

4. Hukuk Dairesi2024/6037 E. 2024/7698 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazası sonucu davacının yaralanması ve yakınlarının vefatı nedeniyle açılan maddi ve destekten yoksun kalma tazminatı davasında, davalının sorumluluğu ve tazminat miktarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi ve davalıya ait aracın sürücüsünün kazada tamamen kusurlu olduğunun belirlenmesi, dosyadaki diğer deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek, davalının tazminat ödeme yükümlülüğünün olduğu gözetilerek yerel mahkemenin tazminata hükmeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/551 Esas - 2024/244

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen trafik kazası sonucu ölüm ve yaralanma nedeniyle maddi tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davada yaralanmaya dayalı tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine, destekten yoksun kalma tazminatının kabulüne, birleşen dava kesinleştiğinden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 22.09.2014 tarihinde davacının idaresindeki 07 NTJ 78 plakalı motosiklet ile davalı şirket nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası (ZMSS) ile sigortalı olan 06 AN 6317 plakalı aracın çarpışması sonucu davacının yaralandığını, davacının eşinin ve kızının vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı nezdinde sigortalı olan aracın sürücüsü Erkan Bulak’ın kusurlu olduğunu, kaza neticesinde davacının iş göremezliği oluştuğunu, ayrıca vefat eden eşinin desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere kendi yaralanması nedeniyle 500,00 TL maddi tazminat ile eşinin ölümü nedeniyle 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 07.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili talep etmiş; birleşen davada ise aynı kazada kızının vefat etmesi nedeniyle kızının desteğinden yoksun kaldığını belirterek 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 07.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile asıl davada dava değerini 121.108,87 TL'ye, birleşen davada dava değerini 27.923,04 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; 06 AN 6317 plakalı aracın kaza tarihi itibarıyla müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davacının zararını ispatlaması gerektiğini, müvekkili tarafından ödenen tazminat tutarlarının güncellenmiş halinin tazminattan indirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.03.2018 tarihli ve 2016/450 Esas, 2018/222 Karar sayılı kararıyla; alınan bilirkişi raporlarına itibar edilerek asıl davada davacının kendi yaralanması nedeniyle talep ettiği maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine, destekten yoksun kalma tazminatı isteminin kabulü ile 121.108,87 TL’nin 07.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın kabulü ile 27.903,04 TL’nin 07.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.02.2020 tarihli ve 2018/2127 Esas, 2020/265 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalının istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 07.06.2021 tarihli, 2021/9622 Esas ve 2021/2516 Karar sayılı ilamı ile; "...6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74. maddesi uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem öğretide hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir. Davacının yaralanması ile eşi ve kızının ölümüne davalı şirket nezdinde sigortalı olan 06 AN 6317 plakalı araç sürücüsünün sebebiyet vermemiş olduğunun ceza mahkemesince belirlenmesi halinde davalı da zarardan sorumlu tutulamayacağına göre Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/151 esas sayılı ceza dosyasının bekletici mesele yapılarak kesinleşmesi beklenilmeli ve sonrasında tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş; bozma nedenine davalının diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/151 Esas 2016/237 Karar sayılı dosyasının Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 14.09.2023 tarihli kararı ile temyiz isteminin esastan reddine karar verilip hükmün onanması suretiyle kesinleştiği, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile kazanın oluş şeklinin ortaya konulduğu, kazanın oluşumunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu, bozma öncesi alınan 07.02.2018 tarihli aktüerya ek raporundaki kullanılan verilerin dosya kapsamına uygun olduğu, anılan raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, anılan rapor benimsenmek suretiyle asıl dava bakımından bozma kararı ile ortaya çıkan usuli kazanılmış hak durumu gözetilmek suretiyle davacının yaralanması nedeniyle tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine, destekten yoksun kalma isteminin kabulüne karar vermek gerektiği, birleşen dava bakımından; mahkemenin 26.03.2018 tarihli hükmünün, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26.Hukuk Dairesinin 13.02.2020 tarih 2018/2127 Esas 2020/265 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi sonucu kesinleştiği, birleşen dava bakımından yeniden hüküm kurulması yoluna gidilmediği gerekçesiyle asıl davada davacının kendi yaralanması nedeniyle talep ettiği maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine, destekten yoksun kalma tazminatı isteminin kabulü ile 121.108,87 TL’nin 07.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen dava hakkında mahkemece verilen 26.03.2018 tarihli karar istinaf incelemesi sonucunda kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; ilk karar davacı vekili tarafından temyiz edilmediğinden bozma sonrası verilen kararda güncel vekalet ücretlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kusur oranının kabulünün mümkün olmadığını, kaza sırasında istiap haddi aşılarak yolculuk edildiğinden müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, hesap raporunun maddi hata içerdiğini, kaza nedeniyle davacının elde ettiği kazanımların düşülmesi gerektiğini, müvekkilinin dava tarihinden öncesinden faiz sorumluluğu bulunmadığını, ödeme ile müvekkilinin sorumluluğu sona erdiğinden temerrüt söz konusu olmadığını, müvekkilinin yasal faizden sorumlu olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı tarafından ZMSS poliçesi ile teminat altına alınan araç ile davacının sevk ve idaresindeki motosikletin karıştığı trafik kazası sonucunda davacının yaralanması, eşinin ve kızının ise vefat etmesinden kaynaklanan maddi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 49, 51, 53 ve 54 üncü maddeleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun (2918 sayılı Kanun'un) 85, 90 ve 91 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.