Logo

4. Hukuk Dairesi2024/6280 E. 2024/7693 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tasarrufun iptali davasında, borçlunun iflası nedeniyle davanın takipçisi konumundaki iflas idaresinin usuli kazanılmış hakları ile davacı sıfatının gözetilmemesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, daha önceki bozma kararında davalı ...’ye yapılan devir yönünden davanın kabulüne dair karar verilmiş olup bu kararın davalı ... tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleşerek davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu, ayrıca iflasın açılmasıyla davanın takipçisi konumuna iflas idaresinin geçtiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/430 E., 2024/128 K.

DAVA TARİHİ : 22.03.2002

HÜKÜM/KARAR : Davanın Reddi

Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili ve müflis ... İflas İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Yargılama sırasında borçlu davalı ...'in Karşıyaka (Kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.01.2014 tarihli 2013/65 Esas 2014/16 Karar sayılı kararıyla iflasına karar verildiği, kararın kesinleştiği ve ikinci alacaklılar toplantısının 20.07.2018 tarihinde yapılarak davanın İflas İdaresi tarafından takip edildiği ve İflas İdaresi temsilcisinin davaya dahil edildiği anlaşılmaktadır. İflas İdaresinden İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 245 inci maddesi gereğince bu davayı takip için davacı ... mirasçılarına yetki verilmediği, davacılar yerine müflis ... İflas İdaresi geçtiği anlaşıldığından davacı ... mirasçıları vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Müflis ... İflas İdaresi vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin ise kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... aleyhine İzmir 17. İcra Müdürlüğü'nün 2000/10929 sayılı dosyasında takip yaptıklarını, alacağı tahsil edemediklerini, borçlu Numan'ın davalılardan ...'a 35 NK 007 plakalı aracını 20.01.2000 tarihinde İzmir 3. Noterliğinin 01759 yevmiye nolu satış sözleşmesi ile diğer davalı ...'a 35 BRF 09 plakalı aracını 19.09.2000 tarihinde İzmir 22. Noterliğinin 17780 yevmiye nolu satış senedi ile devrettiğini beyan ederek borçlunun İİK'nun 280/1. bendinde tarif edildiği şekilde müvekkilinin alacağına zarar verme kastıyla hareket ettiğini, dava konusu araçların satışının muvazaalı olduğunu belirterek tasarrufun iptaline, cebri icra yapabilme yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili ve ... vekili cevap dilekçelerinde; davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalı ...; usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.10.2004 tarihli ve 2002/303 Esas, 2004/562 Karar sayılı kararı ile; davalı ...’ye yapılan satışın takibin dayanağı bononun tanzim tarihinden sonra olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne diğer davalı ...’ye yapılan satışın ise senedin tanzim tarihinden önce olduğu gerekçesiyle bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 10.10.2011 tarihli ve 2010/12300 Esas, 2011/8943 Karar sayılı ilamı ile; "...1- Yargılama sırasında davalı borçlu Numan’ın iflas ettiği anlaşıldığından iflas sonrasında 1. ve 2. alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığı giderek davaya masa tarafından mı davacı tarafından mı devam edileceği belirlenmemiştir. Bu husus davacının taraf ehliyetini etkileyecek bir husus olup taraf teşkili davanın görülebilme koşullarından olup re'sen nazara alınması gerekir. Ayrıca taraf teşkili sağlanmadığı sürece işin esasına girme olanağı da yoktur. Açıklanan nedenle 2. alacaklılar toplantısının sonucu beklenmeli ve sonucuna bir karar verilmesi yerine eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.

2- Davanın kabulüne karar verildiği halde HUMK’nun 388. maddesinin 3/5 bentleri hükümlerine göre mahkeme kararlarının asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini mahkemece incelenen maddi ve hukuki olay ve meselelerin özüne mahkemeyi sonuca götüren gerçeklerin ne olduğu hususlarını içermesinin zorunlu olduğu, Anayasanın 141/3 maddesi hükmünün de tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması gereğini düzenlediği, kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde tarafların hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nun 428.maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığının saptanacağı diğer bir ifadeyle Yargıtay denetiminin ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabileceği nazara alınmadan somut olayda mahkeme hükmünde, gerekçe olarak “ senet tanziminden sonra” ya da “senet tanziminden önce” “takip dosyası, tanık beyanları ve takdir edilen deliller” ifadelerinin kullanılması ve böyle bir kararın, davanın hangi iptal neden ya da nedenlerine dayalı olarak karara bağlandığı hususunu içermediği, bu durumun Anayasa’nın 141/3, HUMK’nun 388/3-5 maddelerine aykırı olduğu gibi HUMK’nun 428.maddesi gereğince Yargıtay denetimi olanağını da ortadan kaldırdığı gözetilmeden karar verilmesi de isabetli değildir." gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren Mahkemeye gönderilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 15.04.2021 tarihli ve 2018/134 Esas, 2021/158 Karar sayılı kararı ile; davalı ...’ye yapılan satışın takibin dayanağı bononun tanzim tarihinden sonra olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne diğer davalı ...’ye yapılan satışın ise senedin tanzim tarihinden önce olduğu gerekçesiyle bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.

C. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde müflis ... İflas İdaresi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairemizin 31.01.2022 tarihli ve 2021/23883 Esas, 2022/1167 Karar sayılı ilamı ile; "...1-Davacı vekili, davalı borçlu Numan aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu araçlarını davalılar Nuri ve Ayşe’ye satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir. Mahkemece; davalı borçlu Numan tarafından davalı ...’ye devredilen araç yönünden davanın kabulüne karar verilmişse de; daha önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere; Yargıtay denetiminin ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabileceği nazara alınmadan mahkeme hükmünde, gerekçe olarak “senet tanziminden sonra” ya da “senet tanziminden önce” ifadelerinin kullanılması ve böyle bir kararın, davanın hangi iptal neden ya da nedenlerine dayalı olarak karara bağlandığı hususunu içermediği, bu durumun Anayasa’nın 141/3, HUMK’nın 388/3-5 maddelerine aykırı olduğu gibi HUMK’nın 428. maddesi gereğince Yargıtay denetimi olanağını da ortadan kaldırdığı gözetilmeden karar verilmesi isabetli değildir. Bu durumda; mahkemece yapılacak iş; davalı borçlu Numan ile davalı 3. kişi Ayşe arasında yapılan araç devrine ilişkin tasarruf yönünden usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle davanın hangi iptal nedenine dayalı olarak kabul edildiğinin hükmün gerekçesinde tartışılmasından ibarettir.

2-Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz.

Somut olayda; mahkemece; davalı borçlu Numan tarafından davalı 3. kişi Nuri’ye devredilen araç yönünden; satıştan sonra senedin tanzim edildiği anlaşıldığından talebin reddine karar verilmişse de; davacının İzmir 17. İcra Müdürlüğü'nün 2000/10929 sayılı takip konusu alacağı 23/05/2000 tanzim tarihli 10.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklı olup, dava konusu tasarruf 20/01/2000 tarihinde yapıldığından tasarrufun bu borçtan önce yapıldığı görülmektedir. Ancak uygulamada alacak- borç ilişkisi daha önce başlamasına rağmen alacak için düzenlenen bono veya çek gibi kıymetli evraka sonraki tarihlerin atıldığı sıklıkla görülmektedir. Bu nedenle davacı alacaklı, borcun doğumunun takip dayanağı bononun tanzim tarihinden önce gerçekleştiğini ileri sürerse mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağı verilmeli, gerekirse davacı alacaklı ile borçlu isticvap edilerek senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişki sorulmalı, gerektiğinde davacı ile davalı borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun gerçek doğum tarihi tespit edilerek koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalıdır. O halde mahkemece, davacı vekiline takip konusu borcun doğumuna ilişkin temel ilişki konusunda delillerini sunması için süre verilmesi, sunduğu delillerin toplanması, davacı ve davalı borçlunun varsa ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, gerektiğinde davacı ve borçlunun isticvabı ile borcun doğumunun tespiti; daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde buna ilişkin dava koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek işin esasına girilip yasal maddeleri açıklanan iptal nedenlerinin oluşup oluşmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Aksi durumun tespiti halinde ise borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra ise davanın ön koşul yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekir.

Mahkemece bu maddi hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı tespit ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3-Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kati aciz belgesi bulunan alacaklılar ile borçlu iflas etmiş ise iflas idaresi ya da İİK'nın 245. maddesi gereğince iflas idaresi tarafından dava hakkı kendisine devredilen alacaklılar açabilir.

Somut olayda, borçlu ...’in yargılama devam ederken Karşıyaka (Kapatılan) 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/01/2014 tarih, 2013/65 Esas 2014/16 sayılı kararıyla iflasına karar verildiği, kararın kesinleştiği ve ikinci alacaklılar toplantısının 20/07/2018 tarihinde yapılarak davanın iflas idaresi tarafından takip edildiği ve iflas idaresi temsilcisinin davaya dahil edildiği anlaşıldığından, verilecek kararın iflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerekmekte iken, yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli olmamıştır. " gerekçesi ile karar tekrar bozularak dosya kararı veren Mahkemeye gönderilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyanın mevcut kayıtlarına göre borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce doğduğunun ispatlanamadığı, Yargıtay ilamı doğrultusunda da davacı tarafça başkaca delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde müflis ... İflas İdaresi Vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Müflis ... İflas İdaresi vekili temyiz dilekçesinde; iflasla birlikte, müflis ... İflas idaresinin davacı yerine geçeceğini, bu konuda yerel mahkemede beyanda bulunulmuş ise de, mahkemece gerekçeli kararda davalı olduklarından bahisle aleyhe vekalet ücretleri ve yargılama giderlerine hükmedildiğini, 35 NK 007 plakalı araç yönünden davanın reddinin de yerinde olmadığını, müflisin iflas masasına kayıt kabul başvurusunda bulunan diğer alacaklıların alacaklarının doğum tarihleri tasarruf tarihinden eski ise, buna ilişkin yine kabul kararı verilmesi gerektiğini, icra dosyasının tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığını ispat için yeterli olduğunu, borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olduğunu, dosyanın bilirkişiye gönderilmeden karar verilmiş olmasının bu açıdan hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; Müflis ... İflas İdaresi vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2.Yargıtay tarafından bozulan bir hüküm temyiz etmeyen taraflar bakımından ilk hali ile kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla; kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.

Somut olayda, davacı vekili 20.01.2000 tarihinde borçlu ... tarafından davalı ...'a devredilen 35 NK 007 plakalı araç ile 19.09.2000 tarihinde davalı ...'a devredilen .... plakalı aracın devrine ilişkin işlemlerin iptalini talep etmiş olup, mahkemece; 15.04.2021 tarihli ve 2018/134 Esas, 2021/158 Karar sayılı karar ile; davalı ...’ye yapılan devir yönünden ... plakalı araç ile ilgili 17780 yevmiye numaralı 19.09.2000 tarihli devre ilişkin tasarrufun iptaline, davacıya İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2000/10929 Esas sayılı takip dosyasına konu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş, bunun üzerine; karar yalnızca müflis ... İflas İdaresi vekili tarafından temyiz edilip, aleyhine karar verilen davalı ... tarafından temyiz edilmediği için kesinleşmiştir. Bu durum müflis ... İflas İdaresi lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, yeniden verilen kararda davalı ...’ye yapılan devir yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek ... plakalı araç ile ilgili davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere bu araç yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3.Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kati aciz belgesi bulunan alacaklılar ile, borçlu iflas etmiş ise iflas idaresi ya da İİK'nun 245. maddesi gereğince iflas idaresi tarafından dava hakkı kendisine devredilen alacaklılar açabilir. Yargılama sırasında borçlunun iflası halinde de yine aynı madde gereğince iflas idaresinin yargılamaya devam edip etmeyeceği veya davacıya yetki verip vermeyeceğinin netleşmesi gerekmektedir.

Dosya içeriğinden, yargılama sırasında borçlu ...’in yargılama devam ederken Karşıyaka (Kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.01.2014 tarihli 2013/65 Esas 2014/16 sayılı kararıyla iflasına karar verildiği, kararın kesinleştiği ve ikinci alacaklılar toplantısının 20.07.2018 tarihinde yapılarak iflas idaresinin İİK'nun 245 inci maddesi gereğince bu davayı takip için davacılara yetki vermediği, davaya iflas idaresinin devam edeceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda iflas idaresinin davacı sıfatı alarak verilecek kararın iflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerekirken bu yön göz ardı edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davacı ... Mirasçıları Temyizi Yönünden;

Davacı ... Mirasçıları vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

B. Müflis ... İflas İdaresi Temyizi Yönünden;

1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle müflis ... İflas İdaresi vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Değerlendirme bölümünün (2) ve (3) numaralı bentlerinde açıklanan sebeplerle müflis ... İflas İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı ... ile davacılara iadesine,Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,16.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.