Logo

4. Hukuk Dairesi2024/8633 E. 2024/13471 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zorunlu deprem sigortasında, sigorta tazminatı olarak poliçede yazılı sigorta bedelinin mi yoksa poliçe düzenlendikten sonra yürürlüğe giren tebliğdeki bedelin mi ödeneceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sigortacının sorumluluğunun poliçede belirtilen sigorta bedeli ile sınırlı olduğu, tebliğdeki değişikliğin sigortacıya geçmişe dönük sorumluluk yüklemeyeceği ve sigortacının bu konuda bir aydınlatma yükümlülüğü bulunmadığı gözetilerek, İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2024/305 Değişik İş, 2024/407 Karar

İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, uyuşmazlık temyiz duruşma miktar sınırının altında kaldığından duruşma isteminin reddi ile temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Pazarcık/Kahramanmaraş merkezli olarak 06.02.2023 tarihinde gerçekleşen deprem sonucu müvekkilinin Dulkadiroğlu/Kahramanmaraş ilçesinde 24 numaralı dairesinin bulunduğu binanın ağır hasar aldığını, davalının 243.843,60 TL ödeme yaptığını, ödemenin eksik olduğunu, poliçe başlangıç ve bitiş tarihinin 14.08.2022-14.08.2023 olduğunu ancak 25.11.2022 tarih ve 32024 sayılı Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimat Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğin ek prim ve zeyilnameye gerek olmadan uygulanması gerektiğini, bir an için sigortalıların ek prim ödemesi gerektiği varsayılırsa bile müvekkiline bu hususta da herhangi bir bildirimde bulunulmadığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL tazminatın faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 243.843,60 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; başvurunun kabulü ile 243.843,60 TL tazminata karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine; İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekilinin itirazının kısmen kabulüne, hakem kararının vekalet ücreti yönüyle düzeltilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; zorunlu deprem sigortası yapmak ile görevli olan müvekkilinin zeyilname düzenlenmeksizin ve ek prim alınmaksızın değişen tarifeye göre otomatik olarak ödeme yapacağına ilişkin hukuki bir dayanak olmamasına rağmen Hakem Heyeti tarafından idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak şekilde karar verilmesinin Anayasa'nın 125. maddesinin 4. fıkrasına aykırı olduğunu, 31.12.2016 tarihli ve 29935 (3. mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimat Tebliği'nin 17.01.2018, 07.09.2019, 27.12.2019, 19.01.2021, 17.11.2021 ve 25.11.2022 tarihlerinde olmak üzere 6 kere değiştirildiğini, 27.12.2019 tarihinden önceki tebliğlerde ek prim alınmaksızın güncel tarifeden yararlanılacağına ilişkin geçici bir madde bulunmadığını ancak 27.12.2019, 19.01.2021 ve 17.11.2021 tarihli tebliğlerde prime ilişkin herhangi bir işlem yapılmaksızın güncel tarifeden yararlanılacağının idare tarafından açıkça hüküm altına alındığını, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 25.11.2022 tarihli ve 32024 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimat Tebliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ'de de bu geçici maddenin yer almadığını, DASK'ın sorumluluğunun sigorta bedeliyle sınırlı olduğunu, davacıya sigorta bedelinden muafiyet tutarı düşülerek ödeme yapıldığını, kendi özel kanunu olan DASK, ruhsatı bulunmayan, kanunla kurulmuş kendine özgü, istisnai bir kurum olup sigorta şirketi olmadığından ve DASK'ın faaliyette bulunmak için ruhsatı da olmadığından TTK'nın 1401/2. maddesi uyarınca TTK hükümlerine tabi olmadığını, DASK'ın tabi olduğu Afet Sigortaları Kanunu'nda açık hüküm bulunduğundan TTK'nın 1425/3. maddesinde genel şartlar için düzenlenen prim farkına ilişkin bildirim yükümlülüğü maddesinin kıyasen zeyilname konusunda uygulanamayacağını, özel kanun olan Afet Sigortaları Kanunu'nda sigorta bedelinin tespitinde tarife ve talimatların esas alınacağının açıkça belirtildiğini, tarife ve talimatların her yıl Resmi Gazetede yayımlandığını, tarife ve talimatta yapılan değişiklik Resmi Gazetede yayımlandığından DASK tarafından ayrıca zeyilname yapılması ve ek prim ödenmesi gerektiğine ilişkin herhangi bir bildirim ve tebliğe gerek olmadığını, davacıya SMS yoluyla bildirim de yapıldığını beyanla ve resen dikkate alınacak sebepler ile İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; Zorunlu Deprem Sigortasında sigorta tazminatı olarak poliçe üzerinde yazılı olan sigorta bedelinin mi, yoksa poliçe düzenlendikten sonra yürürlüğe giren Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimat Tebliği’ne göre belirlenecek bedelin mi ödeneceğine ilişkindir.

Binalarda deprem sonucu meydana gelebilecek maddi zararların karşılanmasını teminen yaptırılacak zorunlu deprem sigortası ile sigorta şirketlerince teminat verilemeyen veya teminat verilmesinde güçlükler bulunan çeşitli afetler ve riskler sonucu meydana gelebilecek maddi ve bedeni zararların karşılanabilmesini teminen sunulacak sigorta ve reasürans teminatlarına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu kabul edilmiş ve 18.08.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Zorunlu Deprem Sigortası Afet Sigortaları Kanunu'nun “Kapsam ve sigorta yapma zorunluluğu" başlıklı 10 uncu maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; 23.6.1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tâbi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle Devlet tarafından yaptırılan veya sağlanan kredi ile yapılan meskenler zorunlu deprem sigortasına tâbidir.

Afet Sigortaları Kanunu’nun 3/1. maddesi uyarınca bu Kanuna göre sunulacak sigorta ve reasürans teminatları, Bakanlık nezdinde kurulan kamu tüzel kişiliğini haiz Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından verilir. Aynı kanunun 7/1 maddesine göre zorunlu deprem sigortası teminatı münhasıran Kurum tarafından verilir. Bu teminat, risk yönetimi açısından şartların gerekli kılması durumunda ve Bakan tarafından uygun görülmesi hâlinde sigorta şirketleri ile müştereken de verilebilir.

Sigorta, ‘güvence’ anlamına gelen Latince kökenli bir sözcüktür. Sigorta, aynı türden rizikoyla (tehlikeyle) karşı karşıya olan kişilerin, belirli bir miktar para (prim) ödemesi yoluyla toplanan tutarın, sadece o rizikonun gerçekleşmesi sonucu fiilen zarara uğrayanların zararını karşılamada kullanıldığı bir risk transfer sistemidir. Bu sistem sayesinde kişiler, karşı karşıya bulundukları tehlikelerin neden olabileceği parayla ölçülebilen zararlarını, nispeten küçük miktarlarda ödemiş oldukları primler yoluyla paylaşmaktadır.

Sigorta sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1401 inci maddesi uyarınca, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir. Buna göre sigorta sözleşmesinin iki temel unsuru bulunmaktadır. Birincisi sigorta ettirenin sigortacıya bir prim ödemesi, ikincisi ise ödenen prim karşılığı sigortacının kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan risk gerçekleştiğinde bunu tazmin etmesidir.

Afet Sigortaları Kanunu, bu kanuna dayalı çıkarılan Yönetmelik ve Genel Şart hükümleri incelendiğinde Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tâbi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle Devlet tarafından yaptırılan veya sağlanan kredi ile yapılan meskenlerin zorunlu deprem sigortasına tâbi olduğu, bu sigorta ile Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) deprem riskine karşı teminat verdiği ve bu teminat karşılığı sigorta ettirenin bir prim ödediği görülmektedir. Bu durumda zorunlu deprem sigortasında sigorta ettiren ve sigortalayandan oluşan iki tarafın olduğu, sigorta ettirenin sigortacıya bir prim ödediği ve bunun karşılığında sigortacının, sigortalının para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan rizikonun meydana gelmesi durumunda ortaya çıkan zararını sigorta bedeli kadar yükümlenmeyi üstlendiği dikkate alındığında zorunlu deprem sigortasının bir sigorta sözleşmesi olduğunu söyleyebiliriz.

Poliçe, sigorta ettiren ile sigortacı arasında yapılan sigorta sözleşmesinin şartlarını taşıyan yazılı belgedir. Sigorta poliçesi, sigortacı ile sigortalı arasındaki sigorta sözleşmesinin yazılı, yasal delilidir. Bir sigorta poliçesi genel olarak, sigortacıyı ve sigortalıyı tanımlayıcı bilgileri, sigorta konusuna ilişkin açıklamaları, teminatın kapsamını, sigorta bedelini, sözleşmenin süresini, prim miktarını, poliçenin düzenlenme tarihini, tarafların borç ve yükümlülüklerini, temerrüde ilişkin hükümler ile Genel ve varsa Özel Şartları içerir.

Sigorta bedeli ise, sigorta poliçesinde gösterilen ve tehlikenin gerçekleşmesi halinde sigorta değerini geçmemek kaydıyla sigortalıya ödenecek olan azami meblağı ifade eder. Sigorta bedeli ile sigorta tazminatı farklı kavramlardır. Zira sigorta tazminatı hasarın meydana gelmesi halinde ödenecek olan ve gerçek zarara tekabül eden miktar iken, sigorta bedeli poliçede sigorta ile teminat altına alınan menfaat değerinin karşılığıdır.

Türk Ticaret Kanunu’nun 1461 inci maddesine göre, sigortacının sorumluluğu sigorta bedeli ile sınırlıdır. TTK 1486. maddesi uyarınca TTK 1461. maddesine aykırı yapılan sözleşmeler geçersiz olup kanun bu hükmü emredici olarak düzenlemiştir. Bu nedenle bu hükmü hakim kendiliğinden dikkate almak zorundadır.

Benzer bir düzenleme Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları B.3.1 maddesinde yer almaktadır. Bu maddeye göre, sigorta tazminatı, hiçbir durumda sigorta bedelinden fazla olamaz.

Davaya konu dosya incelendiğinde davacı tarafça bakiye DASK tazminatı talep edildiği, Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kabulüne karar verildiği, karara itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının kısmen kabulüne, hakem kararının vekalet ücreti yönüyle düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık Hakem Heyetince karar verilirken sigortacının “Aydınlatma yükümlülüğü”nün de gerekçe gösterilmesi nedeniyle bu kavrama değinmek gerekir.

Sigortacının sigorta ettiren/sigortalıyı aydınlatma yükümlülüğüne ilişkin olan TTK 1423. maddesi “Sigortacının aydınlatma yükümlülüğü” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, “Sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar.”

Bilgilendirme yükümlülüğü ayrıca 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında; “Sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından, gerek sözleşmenin kurulması gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehdar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir.” ifadesi ile düzenlenmiştir.

Sigortacılık Kanununa dayanılarak “Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik” 14.02.2020 tarihli ve 31039 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Aydınlatma yükümlülüğü, belirli bir sigorta ilişkisine girmek isteyen kişilerin, gerek sözleşmenin kurulmasından önce gerekse kurulması sırasında sözleşmenin konusu, teminatları ve diğer özellikleri hakkında oluşabilecek bilgi eksikliklerinin giderilmesi ile sözleşmenin devamı sırasında ortaya çıkabilecek ve sözleşmenin işleyişi ile ilgili olarak sigorta ettireni, sigortalı veya lehtarı etkileyebilecek nitelikteki değişiklik ve gelişmelerden ilgililerin haberdar edilebilmesini teminen, sigortacı tarafından yazılı olarak yerine getirilmesi gereken görev ve yükümlülüklerdir.

Sigortacının aydınlatma yükümlülüğünden bahsedilebilmesi için Kanunda, Genel Şartlarda veya poliçe özel şartlarında sigortacıya bir yükümlülük, bir görev verilmiş olması gerekir. Zira Kanunda, Genel Şartlarda ve poliçe özel şartlarında olmayan bir yükümlülük ve görev için sigortacıya o konuda bildirim yükümlülüğü yüklenemez.

Gerek TTK, gerek Deprem Sigortası için daha özel bir kanun olan Afet Sigortaları Kanunu, gerekse Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları ve dosya içerisinde bulunan poliçe özel şartlarında poliçe düzenlendikten sonra yürürlüğe giren Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimat Tebliği’ne göre belirlenecek bedelin sigorta bedeli olarak kabul edileceği veya sonradan belirlenen bu bedelin tazminat olarak ödenebilmesi için zeyilname düzenlenerek gönderilmesi veya zeyilname düzenlenmesini talep edip etmeyeceğine yönelik sigorta ettirenin bilgilendirileceği hususunda davalı DASK’a bir yükümlülük ve sorumluluk getirilmemiştir. Kanunda, Genel Şartlar ve poliçe özel şartlarında olmayan bir sorumlulukla ilgili olarak davalıya bilgilendirme yükümlülüğü yüklenerek bu yükümlülüğün yerine getirilmediği gerekçesi ile yine Kanunda, Genel Şartlarda ve poliçe özel şartlarında olmayan bir tazminatı sigortacının ödenmesine karar verilmesi doğru değildir.

TTK 1423/2. maddesinin “Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur.” hükmü uyarınca sigorta ettirenin kendisine poliçenin verildiği tarihten itibaren ondört gün içinde poliçe şartlarına itiraz etmemesi halinde sözleşme ilişkisi poliçe şartlarında kurulmuş olacaktır. Davacının kendisine verilen poliçe şartlarına itiraz ettiğine yönelik dosya içerisinde bir delil olmadığına göre, davacı ile DASK arasında poliçe şartlarında sigorta sözleşme ilişkisi kurulmuştur. Poliçe şartları incelendiğinde 14.08.2022-14.08.2023 başlangıç ve bitiş tarihli sözleşmede sigorta bedeli 248.820,00 TL olarak belirlenmiş olup depremin meydana geldiği tarihteki Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimat Tebliği’ne göre belirlenecek bedelin sigorta bedeli olarak kabul edileceğine ilişkin bir şart da bulunmamaktadır.

Yukarıda izah edildiği üzere taraflar arasında zorunlu deprem sigortası sözleşmesinin yazılı delili olan, dosya içerisinde bulunan 14.08.2022 başlangıç tarihli poliçede sigorta bedelinin 248.820,00 TL olarak belirlendiği ve her bir hasarda %2 oranında tenzili muafiyet uygulanacağının kararlaştırıldığı, davalının muafiyet düşüldükten sonra kalan 243.843,60 TL sigorta bedelinin tamamını 07.04.2023 tarihinde davacıya ödediği, TTK 1461. maddesi ve Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları B.3.1 maddesi uyarınca sigortacının sorumluluğunun poliçede yazılı sigorta bedeli ile sınırlı olduğu, her ne kadar taraflar arasında 27.02.2023 tarihli zeyilname düzenlenmiş ise de, bu zeyilname davaya konu riziko gerçekleştikten, yani 06.02.2023 tarihli depremden sonra düzenlenmiş olup teminat başlangıç ve bitiş tarihlerinin 27.02.2023-14.08.2023 olduğu, zeyilname düzenlendiği tarihten sonra ve teminat bitiş tarihine kadar gerçekleşecek rizikoları kapsamakta olup zeyilnamenin geçmişe dönük olarak sigortacıya önceki poliçeden daha fazla sorumluluk yüklemediği anlaşılmakla, başvurunun reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.