"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/267 E., 2024/61 K.
HÜKÜM/KARAR : Asıl Davanın Reddi, Birleşen Davanın Kısmen Kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddi, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davalı ...'ın 30.03.2014 tarihli 125.000,00 TL bedelli çekten dolayı müvekkiline borcu olduğunu, İzmir 13. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4550 sayılı dosyasıyla başlatılan takibin kesinleştiğini, araştırmalarda borçlunun Torbalı'da bulunan taşınmazını diğer davalı ...'a 2.000,00 TL bedel göstererek muvazaalı olarak devrettiğinin öğrenildiğini belirterek, taşınmaz devrine ilişkin bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; davalılardan ...'ın 30.09.2014 tarihli, 125.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davacıya borcunun bulunduğunu, çekin tahsili için İzmir 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/13979 sayılı takip dosyası üzerinden başlattıkları icra takibinin kesinleştiğini, davalı ...'ın maliki olduğu İzmir İli, ... İlçesi, ... Köyü'nde bulunan 591 ada, 10 parselde kayıtlı zemin kat, 11 ve 12 nolu dükkanlarını 13.03.2014 tarihinde davalı ...'e, bu davalıdan da 16.05.2014 tarihinde diğer davalı ...'a devredildiğini öğrendiklerini, yapılan bu devirlerin alacaklıları zarara uğratmak için muvazaalı olarak yapıldığını belirterek bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin söz konusu taşınmazın alım satımından dolayı borcunun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, kendi evini 15.05.2013 tarihinde 15.000,00 TL peşinat, 09.01.2014 tarihinde tapu tesliminde 55.000,00 TL vererek teslim aldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalı ...'ın inşaat işinde çalışıp davaya konu taşınmazları da yaptığı demir işine karşılık ve ayrıca üzerine bir kısım ödeme yapılarak devraldığını, gerçek bir devir bulunup muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
4. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin eşi ...'ın ... Mah. 591 ada, 4 nolu parseli 205.000,00 TL bedelle eski malik ...'dan 12.03.2013 tarihinde satın aldığını, bedelini banka yoluyla ödediğini, ayrıca 3 parseli 160.000,00 TL bedelle Zarife Yalçınkaya'dan aynı tarihte satın alıp bedelini 3 parçada ödediğini, 20.03.2013 tarihinde Torbalı .... Noterliğinin Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin davalı ... ile akdedilerek bu parsellere bina inşa edilmesi için anlaştıklarını, inşaa edilecek binada yarısının kendilerine yarısının ...'a kalacağını, inşaat yapıldıktan sonra ...'dan arsa sahibi sıfatıyla 2 daire alacağı bulunduğunu, haricen sattığını beyan ettiği dairelerden 2 tanesinin müvekkilinin eşine ait olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.03.2022 tarihli ve 2021/240 Esas, 2022/115 Karar sayılı kararıyla;asıl davada dava konusu taşınmazın devir tarihi itibariyle değerinin 79.131,00 TL olarak belirlenip, 70.000,00 TL bedel karşılığında Mevlüde tarafından satın alınması karşısında ivazlar arasında misli ile fark bulunmadığı, aksine satış bedelinin neredeyse rayiç değer ile eşdeğer olduğu, devrin gerçek bir satış olduğu, alacaklılardan mal kaçırma amacının da güdülmediği, davalı ... ile davalı borçlu ... arasında hısımlık, arkadaşlık, yakınlık, tanışıklık ispat edilememekle işbu davalı yönünden İİK 277., 280. maddesinde aranan koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, birleşen davada davalı ... 'e ve davalı ...'e, borcuna karşılık taşınmazların devredildiği ileri sürülmekle devir işleminin İİK 279/2. maddesi kapsamında iptale tabi olduğu, mutad ödeme vasıtası sayılamayacağı, davalı ... davalı ...'ın inşaatında çalışmakla, davalı ...'in eşi ile de ... arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi tanzim edilmekle borçlunun mali durumunu bildikleri ve alacaklılarını zarara uğratmak kastını bilebilecek durumda oldukları gerekçesiyle birleşen İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/574 Esas sayılı dosyasındaki davanın kabulü ile İzmir İli, ... İlçesi, ... Mahallesi'nde bulunan 591 ada 10 parselde kayıtlı 11 ve 12 nolu bağımsız bölümlerle ilgili 13.03.2014 ve 16.05.2014 tarihli tasarrufların, İzmir 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/13979 sayılı takip dosyasındaki alacak ile sınırlı olmak üzere iptaline, alacaklıya İzmir 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/13979 sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olacak şekilde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili, birleşen davada davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.06.2022 tarihli ve 2022/1523 Esas, 2022/1767 Karar sayılı kararıyla; asıl dava yönünden ispatlanan ödeme ile bilirkişiler tarafından belirlenen değer arasında mislini aşan fark bulunmadığı, tanışıklık da ispat edilemediği, birleşen dava yönünden davalı-3. kişi ile davalı-borçlu ... arasında iş ilişkisinin olduğu, 3. kişinin davalı-borçlunun inşaatında üstlendiği işlerin karşılığı olarak taşınmazın kendisine devredildiği, davalı-4. kişi ile davalı-borçlu arasında mevcut tasarruftan önce bir tanışıklığın olduğu, İİK'nun 280/1 maddesinde vücut bulan haliyle tarafların birbirini tanıdığına, durumu ve amacının biliniyor olduğuna dair yeterli emarenin de bulunduğu gerekçesiyle İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.03.2022 tarih ve 2021/240 E. 2022/115 K. sayılı kararına yönelik, asıl dava için davacı vekilinin, birleşen dava için davalı-4.kişi ... vekilinin istinaf başvurularının HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili, birleşen davada davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 27.02.2023 tarihli ve 2022/16086 Esas, 2023/2504 Karar sayılı ilamı ile;
"...
1. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, asıl davada davalı 3. kişi ...'un tasarruf tarihi olan 09.01.2014 tarihinde Vakıfbank A.Ş hesabından 37.311,72 TL, kardeşi ... 'in aynı gün hesabından 20.000,00 TL para çektiğinin anlaşılmasına, çekilen bu paranın taşınmaz devri için ödendiğinin kabulü gerekmesine, bu durumun aksinin ve davalı borçlu ile 3.kişi ... arasında herhangi bir tanışıklığın ispatlanamamasına göre, usul ve kanuna uygun olup asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. ...
Birleşen davada dava konusu taşınmazlardan İzmir İli, ... İlçesi, ... Köyü'nde bulunan 591 ada, 10 parselde kayıtlı zemin kat, 11 ve 12 nolu dükkanlar; davalı borçlu ... adına kayıtlı iken 13.03.2014 tarihinde davalı 3.kişi ...'e devredilmiş, ... tarafından da 16.05.2014 tarihinde davalı 4.kişi ...’a devredilmiştir. İlk derece mahkemesince; davalı borçlu tarafından davalı 4.kişi ...'e, borcuna karşılık taşınmazların devredildiği ileri sürülmekle devir işleminin İİK 279/2. maddesi kapsamında iptale tabi olduğu, mutat ödeme vasıtası sayılamayacağı, davalı borçlunun, başkaca taşınmazlarla ilgili tasarrufun iptali davaları da dikkate alındığında birden fazla taşınmazını elden çıkarıp alacaklının alacağına engel olmak amacıyla 11 ve 12 nolu dükkanların devir işleminin yapıldığı, davalı 4.kişi ...'in eşi ile de davalı borçlu ... arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi tanzim edilmekle borçlunun mali durumunu bildikleri ve alacaklılarını zarara uğratmak kastını bilebilecek durumda oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dosya kapsamından, müteahhit olan davalı borçlu ... ile davalı 4.kişi ...'ın eşi arasında, davalı ...'ın eşine ait İzmir İli, ... İlçesi, ... Köyü'nde bulunan 591 ada, 3 ve 4 nolu parseller üzerine bina yapılması için Torbalı .... Noterliği 20.03.2013 tarih ve 2672 yevmiye nolu işlemle kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme gereğince sözü edilen arsa üzerine yapılacak binadaki dairelerden yarısının arsa sahibi olan davalı ...'ın eşine kalmasının kararlaştırıldığı, ancak daha sonra davalı ...'ın eşine kalacak olan dairelerden 2 tanesinin, davalı ...'ın eşinin muvafakatiyle davalı borçlu müteahhit ... tarafından dava dışı kişilere devredildiği, buna karşılık olarak da dava konusu edilen 11 ve 12 nolu dükkanların da arsa sahibi olarak davalı ...'a devredilmesinin kararlaştırıldığı ve bu nedenle devredildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle dava konusu taşınmazların ...'a devredilmesi, mutad ödeme vasıtası olup İİK'nun 279/2 maddesi gereğince iptale tabi olduğunun düşünülmesi mümkün değildir. Öte yandan, davalı ... veya eşi ile davalı borçlu ... arasında herhangi bir akrabalık, arkadaşlık, devam eden bir ticari ilişki, ortaklık veya tanışıklık bulunduğuna dair delil olmadığından, davalı ...'ın eşinin arsa sahibi olarak arsası üzerine bina inşaa ettirmek amacıyla müteahhit olan davalı borçlu ... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlemiş olması hayatın olağan akışına aykırı olmayıp, yalnızca bu husus davalı ...'ın borçlunun mali durumunu bildiği veya alacaklılarını zarara uğratmak kastını bilebilecek durumda olduğunu göstermeyecektir. Bu durumda; birleşen davada davanın davalı 4. kişi ... yönünden reddi ile, taşınmazların devredildiği davalı 3. kişi ...'in İİK’nın 283/2. maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu taşınmazları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle (davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere) sorumlu tutulması düşünülerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davada dava konusu taşınmazın devir tarihi itibariyle değerinin 79.131,00 TL olarak belirlenip, 70.000,00 TL bedel karşılığında ... tarafından satın alınması karşısında ivazlar arasında misli ile fark bulunmadığı, aksine satış bedelinin neredeyse rayiç değer ile eşdeğer olduğu, devrin gerçek bir satış olduğu, alacaklılardan mal kaçırma amacının da güdülmediği, davalı ... ile davalı borçlu ... arasında hısımlık, arkadaşlık, yakınlık, tanışıklık ispat edilememekle işbu davalı yönünden İİK 277., 280. maddesinde aranan koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine, birleşen davada kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle dava konusu taşınmazların ...'a devredilmesi mutad ödeme vasıtası olup İİK'nun 279/2 maddesi gereğince iptale tabi olduğunun düşünülmesinin mümkün olmadığı, öte yandan, davalı ... veya eşi ile davalı borçlu ... arasında herhangi bir akrabalık, arkadaşlık, devam eden bir ticari ilişki, ortaklık veya tanışıklık bulunduğuna dair delil olmadığı, davalı ...'ın eşinin arsa sahibi olarak arsası üzerine bina inşaa ettirmek amacıyla müteahhit olan davalı borçlu ... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olmayıp, yalnızca bu hususun davalı ...'ın borçlunun mali durumunu bildiği veya alacaklılarını zarara uğratmak kastını bilebilecek durumda olduğunu göstermeyeceği gerekçesiyle birleşen davanın kısmen kabulüne, İİK'nın 283.maddesi gereğince İzmir 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/13979 Esas sayılı takip dosyasına konu alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere 296.296,00 TL'nin davalı 3. Kişi ... 'den alınarak davacıya verilmesine, davalı 4. kişi ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
.A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı ... tarafından açık bir şekilde devrin tarafı olmayan davalı ...'a ödeme yapıldığının ikrar edildiğini, devrin gerçek devir olmadığını gösteren bu kabul beyanının dikkate alınmaksızın davanın reddine karar verilmesinin yersiz olduğunu, davalı-4. kişi ... ile borçlu/davalı arasında önceye dayanan tanışıklık nedeniyle birleşen davada davalı olan ...'ın, borçlunun durumunu ve amacını bilecek kişilerden olduğunu ve bunun için yeterli emarenin bulunduğunu, davalının eşi ile davalı/borçlu arasında 2013 senesinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilmiş olup davaya konu devrin 2014 yılında yapıldığını, bu durumda taraflar arasında bir yılı aşkın süredir bir tanışıklık olduğunun anlaşıldığını, davalı ... tarafından taşınmaz alımı için ayrıca para ödendiği iddiasına göre karar verilmiş ise de devrin 16.05.2014 tarihinde gerçekleştiğini, davalı ...' Makas'ın eşinin hesabından ise 09.05.2014 tarihinde 107.000,00 TL para çekilmesinin devre esas kabul edilemeyeceğini, devrin tarafı olmayan kişinin hesabından devirden 6 gün önce çekilen paranın devre ilişkin olduğu hususunda yeterli emarenin bulunmadığını, davalılardan ... ile borçlunun birlikte iş yaptığını, aynı iş kolunda çalışan veya devamlı iş ilişkisi içinde bulunanların, borçlunun ödeme güçlüğü içine girdiğini bilmediklerinden bahisle iyi niyetli olduklarını iddia edemeyeceklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda dökümü yazılı temyiz peşin harcının onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.